En düşük değer aslında böyle bir kulenin en alt ksımıdır. | TED | أدنى قيمة هو في الواقع للجزء السفلي من برج بهذا التصميم. |
Kahretsin, o şeyin kaç para edeceğinden haberi bile yok üstelik. | Open Subtitles | تبًا, إنه لا يعلم كم تبلغ قيمة هذا الشيء في الحقيقة. |
Onlara iş yerlerinde geçirecekleri dört saatlik sessiz zaman dilimi inanılmaz değerli olacaktır. | TED | منحهم أربع ساعات من وقت هادئ في المكتب ستكون قيمة بشكل لا يصدق. |
Seni işe yaramaz sersem! Bilime ateş etme hakkını sana kim verdi? | Open Subtitles | أنت مغفل لا قيمة له من سمح لك بإطلاق النار علي العلم؟ |
Ve anlayabileceğiniz üzere, burada ben bir yatırım fonu için analisttim. Sosyal değeri olan bir iş yapmak benim için çok garipti. | TED | لذا يمكنك أن تتخيل كنت هنا محلل مالي في صندوق هيدج كان غاية في الغرابة بالنسبة لي فعل شئ ذا قيمة إجتماعية |
Fuma da buralara geldiğine göre, artık vazonun artık hiçbir önemi yok. | Open Subtitles | لأن عصابة فوما قد دخلوا إلى هذا الكهف لم يعد للجرة أى قيمة بعد الآن |
Fakat biliyorsunuz ki gümüş, saygı ve adaletten çok daha değerlidir. | Open Subtitles | ولكن من الصعب أن تكون الفضة أكثر قيمة من الشرف والعدالة |
Fakat bu bir yıl değerinde bir gün ve bu dönem esnasında biraz para kazanabilirsiniz. | TED | ولكن هذه قيمة الأيام في السنة، وكنت ستقوم بجمع مبلغ ماليّ خلال تلك الفترة. |
İkisi arasındaki kritik fark şurada. Komik kediler o topluma özgü bir değer. | TED | وهنا الفارق الهام بين كل منها. إن القطط الكوميدية قيمة ترتبط بمجموعة محددة. |
Başlangıç yılımızdan önce neler olduğunun toplumumuza bir değer katmayacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | وأعتقد أن ما جاء قبل هذه الأعوام ليس له قيمة لمجتمعنا |
bu da bonolara 10 milyar dolar tutarında değer kazandırır. | Open Subtitles | ثم تضع قيمة لهذه السندات بما قيمته 10 بليون دولار |
Baba'nın çalıştığı şu matematik şeysi-- para edebilecek bir şey mi? | Open Subtitles | هل هناك أي احتمال بأن هذا قد يكون ذو قيمة مالية؟ |
Size pek para kazandırmaz ama dünyanın kaderi ona bağlı. | Open Subtitles | لنّ يكون ذا قيمة لك، لكن مصير العالم يعتمد عليه. |
O nedenle yüz naklini, tedavi araçlarımız arasında bulundurmak çok değerli. | TED | لذا انها قيمة جدا أن نملك هذه الاداة ضمن عدة ممارستنا. |
Görüyorsunuz, aluminyum gezegendeki en değerli metaldi, altın ve platinden daha değerli. | TED | ترون، الامنيوم كان المعدن الأكثر قيمة على الكوكب أغلى من الذهب والبلاتينيوم |
Bir zamanlar vahşi ses atmosferini işe yaramaz bir ürün olarak değerlendirirdim. | TED | كنت في يوم ما أعتبر المشاهد الصوتية الطبيعيّة لا قيمة لها. |
Bilginin değeri, onu kullanacağınız fırsatların sayısıyla orantılı olarak artar. | TED | كلما ارتفعت قيمة المعلومة كلما أصبحت فرصة استخدامها متاحة أكثر. |
Yapma. Sana geri ödeyecek. 5 binliğin arkadaşlar arasında ne önemi var? | Open Subtitles | هيا، ستردّ لك الدَين، ما قيمة 5 آلاف بين الأصدقاء؟ |
Kocanızın icat etmiş olduğu şu formül doğru ellerdeyse oldukça değerlidir. | Open Subtitles | المعادلة التي صنعها زوجك قيمة جداً جداً إذا وصلت للأيدي الصحيحية |
Şehirlerde, emlak maliyetinin büyük kısmı aslında spekülatif değerinde saklıdır. | TED | في المدن، أكثر تكاليف الملكية في الواقع مغطاة في قيمة مضاربتها |
Bunun anlamı, sahiplik ilişkileri zinciri yoluyla yatırdığı her avroya karşılık 26 avroluk bir pazar değeri etki kabiliyeti elde etti | TED | ذلك يعني، أنه مع كل يورو قام باستثماره، كان قادراً على نقل 26 يورو من قيمة السوق عبر سلسلة علاقات الملكية. |
Sonrasında bir akşam, tam da güneş batarken, bana "değerlisin" dedi. | Open Subtitles | و بعد ذلك في ليلة من الليالي مع غروب الشمس المذهل, لقد أخبرتني كم انا ذو قيمة |
Evet, işte birincisi. Coğrafik bigilerin değerini doktorlara öğretmek zorundayız | TED | حسناً، الأولى، يجب أن نعلّم الأطباء حول قيمة المعلومات الجغرافية. |
Suç oranında düşüş de olduğuna göre bu işe yarayabilir. | Open Subtitles | لابد أن له قيمة ، هناك إنخفاض في معدّل الجرائم |
300 bin dolarlık aletinin parasını çıkarmak için bu kadar sık gittiğimize eminim. | Open Subtitles | اراهن اننا نذهب كثيرا لكي ندفع 300,000 دولار لندفع قيمة الآله التي لدية |
Bir şeyin bedelini ödediğinizde onun kıymetini daha iyi bildiğinizi söylerler. | Open Subtitles | يقولون بأنك أولاً تتأكد من قيمة الشيء, ثم تدفع ثمنه |
Ishbal insanları, aynı kandan olan insanlar arasındaki bağa önem verir. | Open Subtitles | أهل أشبال يقدرون قيمة روابط اللحم والدم التي تجمعهم ببعضهم البعض |