Birkaç dört bacaklı atalarınız, tetrapotlar, tropik nehir ovalarda mücadele ediyordu. | TED | لديكم بضعة أسلاف رباعية الأرجل، التتربوس، كافح في السهول النهرية الإستوائية. |
Amerika'daki genç siyahi insanlar hikâyelerini anlatmak için yüzyıllardır gerçekten mücadele ediyor. | TED | قد كافح الشباب السود في أمريكا كافحوا حقًا بشكل جدي لقرونٍ لتروى قصصهم. |
Köylüler, arazilerinde yapılacak havaalana karşı mücadele ediyordu... | Open Subtitles | كافح مع المزارعين من أجل بناء مطار في أرضهم |
komunist partisi faşizme karşı savaştı, ve yeni üyelerin dikkatini çekti. | Open Subtitles | قام الحزب الشيوعي الذي كان قد كافح الفاشية بجذب أعضاء جدد له |
Babanız, örneğin İngiltere için savaştı; yani iyilerin tarafında. | Open Subtitles | أبوك على سبيل المثال ، كافح من أجل بريطانيا مع جانب الأخيار |
Malzemeleri ile mücadele veriyor. Tıpkı her ressamın yapması gerektiği gibi. | Open Subtitles | لقد كافح ليتعامل مع أدواته كما يفعل أي رسام آخر |
Yıllarca bunun için mücadele etti, sizi kaçırmak için. | Open Subtitles | لقد كافح أعوامـًا من أجل هذا، .. لإخراجـكِ |
Marcelo ve Silvia Ricardo'nun 2009'da doğan oğlu... hayatı boyunca, dünyanın en genç insanı olmanın şöhretiyle mücadele etti. | Open Subtitles | زوجان عاملان من ميندوزا كافح طوال حياته ضد الشهرة التي حصل عليها كونه أصغر شخص بالعالم |
Marcello ve Silvia Ricardo'nun 2009'da doğan oğulları Diego hayatı boyunca dünyanın en genç insanı olmanın şöhretiyle mücadele etti ve maalesef ölümü de bu sebepten oldu. | Open Subtitles | ولد عام 2009 ابن مارسيلو و سيلفيا ريكاردو زوجان عاملان من ميندوزا كافح طوال حياته ضد الشهرة |
Babam mücadele etti ama başaramayınca Belle, Evelyn ve küçük kız kardeşlerimle batıya gittiler. | Open Subtitles | أبي كافح للحفاظ عليها لكن عندما لم يستطع هم توجهوا خارجين غربا برفقة بيلي و ايفلين و شقيقاتي الصغيرات |
Tanrı biliyor, birçok sorunu var ve hayatı boyunca en sevdiklerine bağlanmak ve onların yanında olmak için mücadele etti ve bunun için gerçekten üzülüyor ama tek ümidi sensin. | Open Subtitles | يعلم الله أن لديه مشاكل كثيرة ولقد كافح طوال حياته في أن يتواصل ويتواجد حتى مع أكثر من يحبهم و لأجل هذا .. |
Afrika ekibi, kavurucu güneş... ve Sahra'nın alamet-i farikası rüzgarlarla mücadele etti. | Open Subtitles | كافح فريق افريقيا تحت أشعه الشمس الحارقه والرياح الدافعه التي هي ميزه الصحارى |
İzleyen yıllarda Ukrayna ekonomik istikrar için mücadele etti. | Open Subtitles | في السنوات اللاحقة، كافح الأوكرانيّون لإيجاد استقرار اقتصادي |
Hepsi şaka bunların herkesin değer verdiği, uğrunda mücadele ettiği her şey, canavarca bu. | Open Subtitles | كل شيء يقدره الفرد أو كافح لأجله، لهو أمر وحشي |
İsrail ismi için Tanrı'ya karşı mücadele etti. | Open Subtitles | كلمة اسرائيل تعني الذي كافح مع الرب |
Çocukken yaşamak için mücadele verdiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقولون انه كافح في العيش كطفل؟ |
Çocukken yaşamak için mücadele ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقولون انه كافح في العيش كطفل؟ |
- Ward işi için savaştı. Yaptı. Bu sabah ve kazandı. | Open Subtitles | ورد، كافح من أجل وظيفته اليوم، ولقد فاز. |
Eskort polis burada öldü diğeri oradan savaştı. | Open Subtitles | ذهب السائق مرافق احد لاسفل ولاخر كافح هنالك |
Gandhi Hindistan'ın özgürlük hareketi için savaştı ve önderlik etti. | TED | غاندي كافح ، وقاد حركة الحرية في الهند . |
Adil bir savaştı çünkü siyahlar özgürlükleri için savaştılar | Open Subtitles | هي كَانتْ فقط حرب... ... لأنالشعبالاسودَ كافح من أجل الحريةِ |