Tüm ortaokul ve lise müfredatını öğrenebilmek için 3 ayı varmış. | TED | كان لديه 3 أشهر لكي يتعلم كامل منهج المرحلة المتوسطة والثانوية. |
Bir kızı varmış, ama kimse ona ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | كان لديه أبنه ولكن لا أحد يعلم ماذا حل بها |
- Evet, çalışanları arasında sorun yaşadığı biri var mıydı? | Open Subtitles | أجل، هل كان لديه مشاكل مع أي من موظفيه هناك؟ |
Eğer hatırlarsanız John Rawls'ın adil bir toplum için şöyle bir görüşü vardı: | TED | إذا كنتم تذكرون جون رولز كان لديه ذلك المبدأ عن ماهية المجتمع العادل |
Bir elinde fener varsa, diğer eliyle de kendi kendine kapanan bir kapıyı açık tutuyorsa, silah tutacak eli kalmaz. | Open Subtitles | لقد سمعوا، لو كان لديه مصباح في يد وممسك بباب متأرجح في اليد الأخرى ليس لديه يد أخرى لحمل المسدس |
Muhtemelen anahtarı, şifresi ve belki alarmın kombinasyonuna bile sahipti. | Open Subtitles | ربما كان لديه المفاتيح,الشفرة وربما كان يعرف حتى أرقام الخزنة |
Fakat şirketin daha uygun kişiler verebilme olanağı vardır elbet. | Open Subtitles | لكن من المؤكد أن المكتب كان لديه خيارات مناسبة أكثر |
Korkarım ki şüphemiz yok. Onun farklı bir tarzı var. | Open Subtitles | لاشك في ذلك وأنا خائف كان لديه اسلوب مميز جداً |
Her kim yaptıysa, en azından makul bir sebebi varmış. | Open Subtitles | من فعل ذلك ، على الأقل كان لديه الدافع لائقة. |
Onu buraya getirmeden önce parmaklarında koyu yeşil mürekkep varmış. | Open Subtitles | كان لديه حبر أخضر قاتم على أصابعة قبل أن نحضره |
Dün akşam ev ödevi olarak yolladığı ünlü nutukla ilgili sorusu varmış. | Open Subtitles | كان لديه سؤال حول الخطبة الشهيرة الذي أرسلتها معكم للبيت الليلة الماضية |
Buralarda bir işi varmış sen de ona kalabileceğini söylemişsin. | Open Subtitles | كان لديه بعض الأعمال هنا وأنتِ أخبرته أن بمقدوره البقاء |
Önceden güvenlik görevlisiymiş kendi adına kayıtlı 9mm silahı varmış ama silahlı koruma ruhsatı ve taşıma izni de yokmuş. | Open Subtitles | كان يعمل حارساً أمنياً عندها كان لديه سلاح من عيار تسعة مليمترات مسجل باسمه لكنه لم يكن مرخصاً كحارس مسلح |
Çalıştığı bir bölüm var mıydı? Ya da aletlerini sakladığı bir yer? | Open Subtitles | هل كان لديه مكان يعمل به مكان يحتفظ فيه بأدواته ؟ |
Babam ölümünün yaklaştığını anladığında üç açık ve net dileği vardı. | TED | وعندما عرف والدي بأن موته وشيك، كان لديه ثلاث رغبات واضحة. |
varsa telefonunu da kullanacağım. Güneş batmadan önce de çekiciyle döneceğim. | Open Subtitles | وأستخدم تليفونه إذا كان لديه وسأرجع بشاحنة السحب قبل حلول الظلام |
Ve o yalnız değildi, ona yardım edecek arkadaşlara sahipti. | Open Subtitles | ولم يكن وحده ، لقد كان لديه أصدقاءه الذين يساعدوه |
Belki de bir kız arkadaşı veya kahvecide birlikte çalıştığı biri vardır. | Open Subtitles | ربما كان لديه صديقة او شخص ما عمل معه في محل القهوة |
En azından Onun, çocuğuyla iletişim kuramamasının bir mazereti vardı. | Open Subtitles | على الأقل كان لديه عذر لبعده عن التواصل مع ولده |
Vincent'in araştırmasında ne aşamaya geldiğini anlayabilmek için sana ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | اريدك هناك في حالة فينسيت كان لديه بعض بحوثه ونريد تخمينها |
veya bir solcu ya da bir cumhuriyetçi olduğunu da, | Open Subtitles | ما إذا كان لديه مرض اجتماعي، أو قد تصبح الجمهوري. |
Senin gibi bir kadınla beraber olan her adamın başına gelebilirdi. | Open Subtitles | يمكن أن يحدث هذا لأي رجل لو كان لديه أمرأة مثلك |
Bu biraz zaman alacak. Charlie'nin bir sürü arkadaşı var. | Open Subtitles | هذا سوف يأخذ وقتا تشارلى كان لديه الكثير من الأصدقاء |
Uyarı sistemine ihtiyacı yoktu, çünkü yanında suç ortağı vardı. | Open Subtitles | إنه لم يكن بحاجة لجهاز إنذار لانه كان لديه شريك. |
Hayatında, şu an onu merak eden başka biri var mı emin değilim. | Open Subtitles | لا اعلم ان كان لديه اشخاص اخرون في حياته قد يبحثون عنه الآن |
Sistemde bir araştır bakalım. Daha önceden herhangi bir vukuatı var mıymış? | Open Subtitles | لماذا لا تقوم بتشغيل له من خلال نظام ، معرفة ما إذا كان لديه أي مقدمو الاديره؟ |