Biz geleceğe onu göndermek için gerekiyordu, bir kara ışıklı onu açın. | Open Subtitles | كان من المفترض أن نعيده للمستقبل لا أن نحوله إلى مرشد أسود |
Tehlikeli bölgeden uzak durman gerekiyordu. Sadece bilgi toplamalısın. Duydun mu? | Open Subtitles | كان من المفترض أن تبقي خارج منطقة الخطر أتفهمين هذا ؟ |
- Gelemedim. Burada işinin başında olman gerekiyordu. Kimse ne yaptığının farkında değil. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكون هنا لا أحد يعرف ماذا تفعل بحق الجحيم |
Güya güçlü yanımız olmalıydı, değil mi? | TED | كان من المفترض أن يكون قوتنا، أليس كذلك؟ |
- Sır olarak kalması gerekiyordu. - Bunu geride bırakabiliriz. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يكون الامر سرا نستطيع تجاوز هذا |
Yeni bir müvekkille buluşmam gerekiyordu dokuz yaşındaki bir çocuğa yanlış teşhis koymuş ve neredeyse onu öldüren bir pediyatrist. | Open Subtitles | ليس هنالك محاكمات كان من المفترض أن ألتقي بموكّل جديد طبيب أطفال أخطأ في تشخيص طفل في التاسعة من عمره |
Mikey mi? Üç saat önce beni Poncho'dan kurtarması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يأخد صاحب العباءة منذ ثلاث ساعات |
California'dan sorunlu bir adamı yeni bir hayata başlaması için buraya getirmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يجلب صاحب مشكلة من كاليفورنيا, ليبدأ حياة جديدة هنا |
Jimmy'yi aylar önce ameliyat etmem gerekiyordu ama uçağımız düştü. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أجري العملية لـ جيمي قبل أشهر |
Geri kalan günlerini, gerçek aşkınla görkemli bir romantizm içinde geçirmen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تقضي أيامكِ في بهجة رومانسية مع حبكِ الحقيقي |
Onu korumam gerekiyordu ve şimdi ise kardeşimi öldürmüş olabilirim. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أحميه والآن ربما قتلت شقيقي الأصغر |
Dinle bunun yapılacak son şey olması gerekiyordu, ilk değil. | Open Subtitles | انظر، كان من المفترض أن يكون ذلك بالأخير، لا الأول. |
Sosyal medyanın bizi hiç tahmin edemeyeceğimiz şekillerde bir araya getirmesi gerekiyordu. | TED | وسائل التواصل الاجتماعي كان من المفترض أن تجمعنا سويةً بطريقةٍ لم نكن نتخيلها. |
Mükemmel Pepsi'yi arıyorlardı, Aslında mükemmel Pepsiler'i aramaları gerekiyordu. | TED | كان مسعاهم هو التوصل لأفضل تركيبة للبيبسي, ولكنهم كان من المفترض أن يقوموا بالتوصل لأفضل تركيبات للبيبسي. |
FGM'nin, çocukluğumun ve bunun bir uzantısı olarak eğitimimin bitişine işaret etmesi gerekiyordu. | TED | كان من المفترض أن يُمثِّل الختان نهاية لطفولتي ولتعليمي كذلك. |
O Güya sadece Çayır Köpeği'nin kafasında olacaktı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكون فقط في رأس كلب المراعى |
Hayır, çünkü benim yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | كـلا , لم يفعل أحد ,لأنه كان من .المفترض أن أكون هذا الشخص |
Bunu geçici bir ilişki olması gerekirdi. | Open Subtitles | لقد لقد كان من المفترض أن تكون علاقة قصيرة. |
Benim de sokağın karşısına bir sinyal alıcısı yerleştirmem lazımdı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقوم بوضع إشارة تتبع عبر الشارع |
Sözde beraber vakit geçirecektik. | Open Subtitles | كان من المفترض أن نقضي بعض الوقت مع بعض. |
Gruptakilerden biri Aslında çok yüksek performans göstermesi beklenirken berbat bir performans sergilemişti. | TED | كان هناك شخص واحد في المجموعة كان من المفترض أن يكون أداؤه عاليا كان أداؤه في الواقع رديئا. |
Babanın çocuğu takip etmesi gerektiğini zannederdim. | TED | اعتقدت أنه كان من المفترض أن يتابع الأب الطفل. |
O yalan makinesi testine girmesi gereken bendim ama ona sırtımı döndüm ve şimdi de bu oldu, ama bir daha asla. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أخضع لاختبار كشف الكذب ولكنّني خذلته وبعد ذلك حدث كل هذا ولكن لن أقوم بذلك مجدداً، حسنٌ ؟ |