Evet, ama daha bir cerrahi grev gibi olması gerekiyordu olduğunu. | Open Subtitles | أجل ، لكن هذا كان يفترض به أن يكون كإستئصال سريع |
Bunun iki gün önce çıkması gerekiyordu. Neden hala sende? | Open Subtitles | كان يفترض أن تنشر قبل يومين، ماذا تفعل معك ؟ |
FDA'in aldığı kararlar ürünün piyasadan toplanıp sonra da yok edilmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | المنتج كان يفترض ان يدمر بعدما سحبته وكالة الأغذية والدواء من الأرفف |
- güya ikimizin arasinda kalacakti bu. | Open Subtitles | كان يفترض بهذا أن يكون بيني وبينه لكن أتفق مع هذا |
Bunu sana daha önce söylemem gerekirdi... ama seni korkutmak istemedim. | Open Subtitles | كان يفترض عليا قول هذا مسبقاً لك ولكن اردت جعلك خائفاً |
Benim bir yarışma düzenlemem gerekiyordu, tam zamanlı bakıcılık yapmam değil. | Open Subtitles | كان يفترض بي أن أدبر عقود وليس أن أصبح مسئول رعاية |
Tamam, bunun sürpriz olması gerekiyordu ama sana bir öngösterim yapabilirim. | Open Subtitles | حسنًا، كان يفترض به أن يكون مفاجأة لكن يمكنني اخلاسكِ نظرة |
Luke'a yardım etmenin, onda açtığım yarayı iyileştirmesi gerekiyordu ama Antoine'ı önce ben bulmazsam canını daha çok yakmış olacağım. | Open Subtitles | بمساعدتي للوك كان يفترض ان اخفف عنه الألم الذي سببته اليه ولكن سوف اؤذيه اكثر اذا لم امسك بأنطوان قبله |
Hayır değil. Bir saat önce bana haber vermesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كلا، ليست هناك كان يفترض أن تتواصل معي منذ ساعة |
Anlaşmamız vardı. Beni öldürmen gerekiyordu sadece vurman değil. Sözünü tutmadın, korkak. | Open Subtitles | كان بيننا اتفاق، كان يفترض بك أن تقتليني وتطلقي النار علي فحسب |
Ve benim, doğal olarak, makalemi yazmam gerekiyordu. Ve her zaman, makaleyi yazmanız gereken gün büyük birşeyler olur. Dolayısıyla, 16. kattaki odamda bulunmaktaydım, | TED | بالطبع، كان يفترض بي أن أكتب مقالة، دوماً يجب أن تكتبها في يوم الحدث. كنت في غرفتي في الطابق السادس عشر، |
Bana kim olduğunu ne yaptığını, nasıl yaşadığını kiminle yaşadığını söylemen gerekiyordu. - Bunun için çok zamanımız var. | Open Subtitles | كان يفترض أن تخبرني ،من تكون انت، وماذا تفعل |
Basit bir tutuklama olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض بها أن تكون عملية اعتقال بسيطة |
Bana biraz daha erken gelmen gerekiyordu, arkadaşım. | Open Subtitles | ألا تظن أنه كان يفترض أن تأتى مبكراً قليلاً ؟ |
Yemek var mı? Tam 7:00'de burada olmanız gerekiyordu, bayım. | Open Subtitles | كان يفترض عليك أن تكون هنا الساعة 7 تماما |
Altıncı sınıftan liseye geçmemi istediler çünkü büyük bir dahi olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أرادوا تحريكي إلى المدرسة العليا خارج الدرجة السادسة لأنني كان يفترض أن أكون هذا العبقري الكبير. |
güya bir saat önce babasıyla buluşacakmış. | Open Subtitles | كان يفترض أن يقابل والده منذ ساعة تقريبا |
Bu hiç doğru değil. O senin kardeşin olduğuna göre göz kulak olman gerekirdi. | Open Subtitles | لا يبدو هذا صالحا كان يفترض ان تاخذه وتعتني به |
Yıkım için büyük faturalar ihtiva ediyor olmaları lazımdı. Değiştirilemez ve onaylanmamış. | Open Subtitles | كان يفترض أن تحوي فئات مالية كبيرة أرادوا إتلافها |
Elektrikli süpürgesini temizliyordu. Tek yapmamız gereken 5 metre yürümekti. | Open Subtitles | كان ينظّف مكنسة كهربائية كان يفترض بنا التحرّك لعشرة أقدام |
David, bu hikayede, mazlum kişi olması gerekiyor, değil mi? | TED | فداوود في تلك القصة، كان يفترض أن يكون المستضعف، أليس كذلك؟ |
sözde içerisinde içki vardı, ama on iki mültecide saklanmıştı. | Open Subtitles | كان يفترض انها تحمل خمور, لكن كان هناك 12 لاجئ بالداخل أيضاً |