ويكيبيديا

    "كان يفترض" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerekiyordu
        
    • güya
        
    • gerekirdi
        
    • lazımdı
        
    • gereken
        
    • gerekiyor
        
    • sözde
        
    Evet, ama daha bir cerrahi grev gibi olması gerekiyordu olduğunu. Open Subtitles أجل ، لكن هذا كان يفترض به أن يكون كإستئصال سريع
    Bunun iki gün önce çıkması gerekiyordu. Neden hala sende? Open Subtitles كان يفترض أن تنشر قبل يومين، ماذا تفعل معك ؟
    FDA'in aldığı kararlar ürünün piyasadan toplanıp sonra da yok edilmesi gerekiyordu. Open Subtitles المنتج كان يفترض ان يدمر بعدما سحبته وكالة الأغذية والدواء من الأرفف
    - güya ikimizin arasinda kalacakti bu. Open Subtitles كان يفترض بهذا أن يكون بيني وبينه لكن أتفق مع هذا
    Bunu sana daha önce söylemem gerekirdi... ama seni korkutmak istemedim. Open Subtitles كان يفترض عليا قول هذا مسبقاً لك ولكن اردت جعلك خائفاً
    Benim bir yarışma düzenlemem gerekiyordu, tam zamanlı bakıcılık yapmam değil. Open Subtitles كان يفترض بي أن أدبر عقود وليس أن أصبح مسئول رعاية
    Tamam, bunun sürpriz olması gerekiyordu ama sana bir öngösterim yapabilirim. Open Subtitles حسنًا، كان يفترض به أن يكون مفاجأة لكن يمكنني اخلاسكِ نظرة
    Luke'a yardım etmenin, onda açtığım yarayı iyileştirmesi gerekiyordu ama Antoine'ı önce ben bulmazsam canını daha çok yakmış olacağım. Open Subtitles بمساعدتي للوك كان يفترض ان اخفف عنه الألم الذي سببته اليه ولكن سوف اؤذيه اكثر اذا لم امسك بأنطوان قبله
    Hayır değil. Bir saat önce bana haber vermesi gerekiyordu. Open Subtitles كلا، ليست هناك كان يفترض أن تتواصل معي منذ ساعة
    Anlaşmamız vardı. Beni öldürmen gerekiyordu sadece vurman değil. Sözünü tutmadın, korkak. Open Subtitles ‫كان بيننا اتفاق، كان يفترض بك ‫أن تقتليني وتطلقي النار علي فحسب
    Ve benim, doğal olarak, makalemi yazmam gerekiyordu. Ve her zaman, makaleyi yazmanız gereken gün büyük birşeyler olur. Dolayısıyla, 16. kattaki odamda bulunmaktaydım, TED بالطبع، كان يفترض بي أن أكتب مقالة، دوماً يجب أن تكتبها في يوم الحدث. كنت في غرفتي في الطابق السادس عشر،
    Bana kim olduğunu ne yaptığını, nasıl yaşadığını kiminle yaşadığını söylemen gerekiyordu. - Bunun için çok zamanımız var. Open Subtitles كان يفترض أن تخبرني ،من تكون انت، وماذا تفعل
    Basit bir tutuklama olması gerekiyordu. Open Subtitles كان يفترض بها أن تكون عملية اعتقال بسيطة
    Bana biraz daha erken gelmen gerekiyordu, arkadaşım. Open Subtitles ألا تظن أنه كان يفترض أن تأتى مبكراً قليلاً ؟
    Yemek var mı? Tam 7:00'de burada olmanız gerekiyordu, bayım. Open Subtitles كان يفترض عليك أن تكون هنا الساعة 7 تماما
    Altıncı sınıftan liseye geçmemi istediler çünkü büyük bir dahi olmam gerekiyordu. Open Subtitles أرادوا تحريكي إلى المدرسة العليا خارج الدرجة السادسة لأنني كان يفترض أن أكون هذا العبقري الكبير.
    güya bir saat önce babasıyla buluşacakmış. Open Subtitles كان يفترض أن يقابل والده منذ ساعة تقريبا
    Bu hiç doğru değil. O senin kardeşin olduğuna göre göz kulak olman gerekirdi. Open Subtitles لا يبدو هذا صالحا كان يفترض ان تاخذه وتعتني به
    Yıkım için büyük faturalar ihtiva ediyor olmaları lazımdı. Değiştirilemez ve onaylanmamış. Open Subtitles كان يفترض أن تحوي فئات مالية كبيرة أرادوا إتلافها
    Elektrikli süpürgesini temizliyordu. Tek yapmamız gereken 5 metre yürümekti. Open Subtitles كان ينظّف مكنسة كهربائية كان يفترض بنا التحرّك لعشرة أقدام
    David, bu hikayede, mazlum kişi olması gerekiyor, değil mi? TED فداوود في تلك القصة، كان يفترض أن يكون المستضعف، أليس كذلك؟
    sözde içerisinde içki vardı, ama on iki mültecide saklanmıştı. Open Subtitles كان يفترض انها تحمل خمور, لكن كان هناك 12 لاجئ بالداخل أيضاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد