Efendi Koruyucu'yu dualarınızda unutmamanız çok cömertçe özellikle bu öğleden sonra olanlardan sonra. | Open Subtitles | كرم منكم أن تذكروا السيّد الحاكم في صلواتكم لا سيّما بعد ما حصل اليوم |
Peder, gerçekten çok cömertsiniz ama o kadar mektup atanım olmaz benim. | Open Subtitles | أيها القس، هذا كرم حقيقي منك بالفعل، ولكنني في الحقيقة لا أتلقى خطابات عدة، |
Bu çok cömert bir teklif ama red etmek zorundayım, fakat bizi düşündüğünüz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | على الرغم من كرم هذا العرض سأرفض لرفضه لكني أقدر قلقك هذا |
Abimin cömertliği olmasa, bu evi alabileceğimizi mi düşünüyordunuz? | Open Subtitles | هل كان ممكناً أن نشتري هذا المنزل بدون كرم أخي علينا ؟ |
Çok cömertsin ama tüm bunlar... | Open Subtitles | حسناً ، هذا كرم شديد منك ، ولا أقبل بذلك |
Çok naziksiniz, doktor bey, ama maalesef önce bazı işlerim var. | Open Subtitles | هذا كرم منك أيها الطبيب ولكننى مرتبط ببعض الاعمال. |
Ne kadar da naziksin, lakin hiç mücevher kullanmiyorum. | Open Subtitles | أوه، هذا كرم بالغ منكِ ولكن ليس في نيتي ارتداء المجوهرات |
Anne, anne, bu bu çok cömertçe ama, aslında Jack doğduğunda üniversite fonu oluşturmaya başlamıştım. | Open Subtitles | اوه امي, هذا كرم كبير منك لكني بدأت بالفعل برصد مبلغ للجامعة لجيك عندما ولد |
Bu çok cömertçe. | Open Subtitles | لمن يساعدنا بالقبض على قاتلها ذلك كرم شديد منك |
Bunu karımla konuşmam gerekiyor ama çok cömertsiniz, teşekkürler. | Open Subtitles | سأحتـاج إلى منـاقشته مـع زوجتـي لكن هـذا كرم كبير ، شكرا لك |
Nasıl bir düğün hazırladınız efendim! Çok cömertsiniz. | Open Subtitles | قد أحييت عرضًا رائعًا يا سيدي، هذا كرم منك. |
Üç milyon altın, kızımla evlenmek için cömert bir başlık, Prens Alaaddin. | Open Subtitles | ثلاثة ملايين من الذهب .. يعتبر كرم زائد لطلب يد إبنتى للزواج أيها الأمير على |
Topkekler. Evet, pazarlığımızda kabul edeceğim çok cömert bir nokta, General. | Open Subtitles | أجل، كرم منك أن تشملها مفوضاتنا حضرة اللواء |
Eğer her akşam Barton Park'da yemek yersek, Sir John' un bu cömertliği bize çok pahalıya patlayacak. | Open Subtitles | إذا كنا سنتعشى كل ليلة في بارتون فسندفع ثمناً باهظاً مقابل كرم السيد جون |
Normalde kimseye göstermediğin cömertliği görmek insanı yeniliyor. | Open Subtitles | من المنعش رؤية كرم من شخص عادة لايظهر أي كرم |
Çok cömertsin. Yabancılardan iyilik görmeye alışık değilim. | Open Subtitles | كان ذلك كرم شديد منك فلست معتادا على الطيبة من الغرباء |
Çok naziksiniz Bayan Crawford fakat ben sade bir şeyler tercih edeceğim. | Open Subtitles | هذا كرم شديد من قبلك سيدة كروفورد حقاً لكني أظن أني سألتزم بالبساطة |
Ne kadar da naziksin, lakin hiç mücevher kullanmıyorum. | Open Subtitles | أوه، هذا كرم بالغ منكِ ولكن ليس في نيتي ارتداء المجوهرات |
Sophie, bize gala için elbise almayı teklif etmen çok büyük bir cömertlik her ne kadar ayakkabım doğduğu topraklara... | Open Subtitles | صوفي , هذا كرم للغاية منكي لتعرضي أن تشتري لنا أزياء من أجل العرض ولكن بقدر ما يحب حذائي الرجوع |
Kral'ın iyiliğini, bana karşı ne kadar sevgi dolu ve nazik olduğunu düşündükçe duyduğum pişmanlık kadar acı vermemişti. | Open Subtitles | ذكرياتي عن خير الملك لأنني عندما أتذكر مدى كرم ومحبة الأمير الذي كان لي, لا يسعني إلا أن الحزن |
Bu merak aynı zamanda bir tür yorumlama cömertliğine de neden olabilir. | TED | وهذا الفضول يمكن أن يخلق نوعاً من كرم التفسير. |
Bu iyi kalpli genç beyler ulusal turnelerine ara vererek ücret talep etmeden partimizde çalma cömertliğini gösterecekler. | Open Subtitles | هؤلاء أيها السادة الكرام ...لديهم كرم بما فيه الكفاية لآخذ وقت من حفلاتهم الوطنية المباعة |
Adım Sterling, Robert Sterling. Beni kabul etmeniz büyük incelik. | Open Subtitles | اسمى ستيرلنج ، روبرت ستيرلنج انه كرم كبير منك استقبالى |
İncilere karşılık iş bulduğumda cömertce geri ödeme yapacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | لتعطيعهم لى, كنوع من كرم دينا لى لأسدد بهم بعض ديونى, واعيدهم لها بعد ان اعمل |
- Bapu, bir daha söyle. - Tabiî ki. Mohandas Karamchand Gandi. | Open Subtitles | بابو مرة ثانية - موهان داس كرم جاند غاندي |
Hayır. Onlara tek fırsat verdim, bu bile fazlasıyla cömertti. | Open Subtitles | لا, أعطيتهم فرصة واحدة وكان ذلك كرم منى |