Dediğim gibi, evli olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كما أخبرتك من قبل لم أكن أعرف بأنها متزوجة |
Geçen gece de Dediğim gibi, artık ereksiyon olamıyorum. | Open Subtitles | كما أخبرتك تلك الليلة، لدرجة أني لم أعد قادراً على الحصول على الإنتصاب. |
Dediğim gibi, beni maaş bordrosunda tutarsan bir daha gözüne gözükmem. | Open Subtitles | أسمع أعطني الشيكات كما أخبرتك ولن تراني مره أخري |
Tatlım, Bonnie doğmadan önce de söylediğim gibi bir ya da 20 çocuk doğurman benim için önemsiz. | Open Subtitles | كما أخبرتك قبل ولادة بوني لا يهمني أن كنتِ تنجبين طفلاً أو عشرين |
Ama size daha öncede söylediğim gibi isimlerin fazla önemi yoktur. | Open Subtitles | لكن كما أخبرتك قبل ذلك، الأسماء مثل هذه الصغيرة الأهمية. |
söylediğim gibi, ben Lentulus Batiatus, Capua'lı lanista. | Open Subtitles | كما أخبرتك انا لينتولوس باتياتوس منظم مباريات المصارعة في كابوا |
Dediğim gibi, her insan kararını kendi başına vermeli. | Open Subtitles | كما أخبرتك هذا القرار يجب أن يتخذه كل شخص بنفسه |
Her zaman Dediğim gibi. Her şey burada. | Open Subtitles | كما أخبرتك دائما،حبيبتي لا وجود له إلا بعقلك |
Telefonda Dediğim gibi, taraf tuttuğumu zannetme. | Open Subtitles | كما أخبرتك على الهاتف لا أود الظهور بمظهر المتحيز |
Kız kardeşinin telefonunu, Dediğim gibi, titreşime aldın mı? | Open Subtitles | هل وضعت تلقون أختك على وضع الهزاز كما أخبرتك ؟ |
Yalan söyleyerek yardım edilmez. Sana Dediğim gibi, doğruyu söyle.. | Open Subtitles | و لكن الكذب ليس الطريقة كما أخبرتك قل الحقيقة |
Telefonda Dediğim gibi bize verdiğiniz kayıp kadının tarifine uyuyordu. | Open Subtitles | السائق كان في مقهى يستريح و عندما عاد وجدها في المقعد الخلفي و كما أخبرتك على الهاتف |
Ve telefonda Dediğim gibi bize o kayıp kadınla ilgili verdiğiniz tarife çok benziyor. | Open Subtitles | و كما أخبرتك على الهاتف فهي تطابق مواصفات المرأة التي بلّغتنا عن فقدانها |
Babama kışın dilini metal bir direğe değdirirsen yapışır mı diye sordum ve bana tıpkı sana söylediğim gibi yapışacağını söyledi. | Open Subtitles | بأقطاب معدنية في الشتاء فقال إنه سيتجمد ويلتصق بالعامود كما أخبرتك |
Daha önce de söylediğim gibi, bu tamamen imkansız, olanaksız ve mümkün değil. | Open Subtitles | كما أخبرتك.. كان عملا متكاملا لا يمكن تخيله بكل الطرق |
Telefonda söylediğim gibi, bu iş için aday olabilecek bir arkadaşım var. | Open Subtitles | كما أخبرتك بالهاتف، لديّ صديق من سيكون مرشحاً رائعاً لأمر مماثل |
Ama söylediğim gibi kapı kendi başına açılamaz. | Open Subtitles | و لكن كما أخبرتك مسبقاً لا يمكن ، للبوابة البعدية أن تفتح ، من تلقاء نفسها |
Tamam, prenses, daha önce de söylediğim gibi, hiçbir şey hissetmeyeceksin bile. | Open Subtitles | حسناً كما أخبرتك من قبل لن تشعري بأي شئ. |
Sana söylediğim gibi. Taş her an düşebilir. | Open Subtitles | كما أخبرتك, الحجارة كانت ستقع في أية لحظة |
Demin Dedim ya, sadece rahatlamak istiyorum. | Open Subtitles | إن هذا كاف .. عزيزي. كما أخبرتك من قبل أريد فقط الإسترخاء. |
Senin paranla ilgilenmiyorum. Sana söyledim işte, kız yorgun. | Open Subtitles | أنا لا أعطي جنس عن نقودك كما أخبرتك الفتاة متعبه |
Yani dün de söyledim ya aslında çuval bahane. | Open Subtitles | كما أخبرتك بالأمس، شراء المكانس مجرد عذر |
Sana söylüyorum tatlım sıcak koza yalanına güven ve çok yakında aşk gelip kapını tıklatacak. | Open Subtitles | كما أخبرتك يا عزيزي ثق في شرنقة الكذب الدافئة، وقريباً فإن الحب سيأتي ليدق الباب |
Sana söylemiştim, bu bizim kararımız değil. | Open Subtitles | كما أخبرتك بالفعل، إنه ليس قرارنا |