Penguen'in göründüğü gibi olmadığını kanıtlamakta niye bu kadar ısrarcısınız? | Open Subtitles | ما الذي تحاول اثباته ؟ الرجل البطريق ليس كما يبدو ؟ |
göründüğü gibi olamaz. Mutlaka bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | مستحيل أن يكون الأمر كما يبدو عليه لابد من وجود تفسير آخر |
Bak, kaba olmaya çalışmıyorum, fakat bu göründüğü kadar kolay değil, | Open Subtitles | لا أريد أن أكون فظا لكن ذلك ليس سهلا كما يبدو |
Ama mekanik bir boğaya binmek göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | لكن الركوب على ثور ميكانيكى ليس أمرا سهلا كما يبدو |
Anlaşılan, kayığın ağırlık kapasitesinin üçte biriysen galiba yerinden hiç kalkmaman gerekiyor. | Open Subtitles | كما يبدو عندما تمثل ثلث السفينة على الاغلب عليك ان تلزم مكانك |
Şimdi Togo eski başkanını aramak zorundayım, ve bitirdiğimde, Öyle görünüyor ki dünyanın diğer kalanının sonu gelmiş olacak. | Open Subtitles | الآن يجب علي أن أتصل بالرئيس السابق ل توجو وعندما أنتهي , كما يبدو بقية العالم ستقترب من نهايتها |
Hiçkimse ve hiçbirşey göründüğü gibi değildir. | Open Subtitles | وبدون سبب فأنك لن ترى أحدا كما يبدو عليه |
Gelecek, on yaşında göründüğü gibi değildir. | Open Subtitles | لايبدو المستقبل أبدا كما يبدو لك وانت فى الـ 10 من عمرك |
göründüğü gibi değil. Size asla ihanet edemem, efendim. | Open Subtitles | ليس الأمر كما يبدو لا يمكنني أن أخونك أبدا ً يا سيدي |
Evet, işte size şok haber. Aslında göründüğü gibi değil. | Open Subtitles | حسناً, إنه يكذب عليكم فمظهره ليس كما يبدو |
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir? | Open Subtitles | لا شيء كما يبدو حسنا، ماذا عن أي سي إي 9؟ |
Evet öyle, Lana. Aynı göründüğü gibi. | Open Subtitles | بل هو كذلك كذلك يا لانا الأمر كما يبدو دائماً |
Eğer göründüğü kadar zekiyse en iyi seçeneğinin biz olduğumuzu anlamıştır. | Open Subtitles | ولو هي ذكية كما يبدو عليها فستعرف أننا الخيار الأمثل لها |
Geliyor. Bunun göründüğü kadar kötü olmadığını hatırlayın. | Open Subtitles | فقط تذكروا أن هذا الأمر ليس معتماً كما يبدو |
Geliyor. Bunun göründüğü kadar kötü olmadığını hatırlayın. | Open Subtitles | فقط تذكروا أن هذا الأمر ليس معتماً كما يبدو |
İkimiz içinde oldukça yoğun bir gün oldu. Evlenmek göründüğü kadar kolay değil. | Open Subtitles | كان يوم حافل و مرهق, الزواج ليس سهلا كما يبدو |
göründüğü kadar anlamsız değil. Deneyenler oldu. | Open Subtitles | انه ليس سخيفا كما يبدو لقد كانت هناك محاولتان من واحد أو إثنان |
Bir tanesi bir ağaç hakkında ki Anlaşılan onu bulmuşlar. | Open Subtitles | لذا، هناك واحد بشأن شجرة قد عثروا عليها كما يبدو. |
Sonuçta, bana Öyle görünüyor ki, propagandadan daha iyi işe yarıyor. | TED | وبشكل عام، كما يبدو لي، هذه أمثلة تنشر صورة أفضل من الحملات الدعائية. |
belli ki bu akşam ne yapmayı planladıysan, cevap bu değil. | Open Subtitles | كما يبدو فإن أياً ما تخططين له الليلة ليس هو الجواب. |
Ben de bir ineği öldürmenin Kulağa geldiği kadar eğlenceli olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | ،وأنا تعلمت أن قتل متفوق ليس ممتع كما يبدو |
Ben yapmışım gibi görünüyor olabilir ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. | Open Subtitles | ...قد يبدو وكأنني قد فعلتها لكن.. ليس كل شيء هو كما يبدو |
NasıI dikkat etmemi bekliyorsunuz? Çünkü Görünen o ki iki kişiyi öldürdüm. | Open Subtitles | حسناً، كيف لي أن أعاملك بحذر لأنه كما يبدو قمت بقتل شخصين |
Hey Bayan festival. Sende Göründüğün kadar güzel değilsin. | Open Subtitles | يا، آنسة المهرجان، أنت لَسْتَ جميلة كما يبدو عليكى |
Görünüşe bakılırsa, benimle aynı türden birileri. | Open Subtitles | كما يبدو للناظر. من نفس الفصيلة التي أنتمي اليها أنا |
- Görünüşe göre, hamile bir kadına. | Open Subtitles | كما يبدو, أنا أنظر لإمرأة حامل |
Karşılaştığım misyonerlerin yarısı göründükleri gibi değildirler. | Open Subtitles | نصف المبشرين الذين أقابلهم ليسوا كما يبدو عليهم. |
Görünüşe göre öyle, evet. Doğru. | Open Subtitles | كما يبدو لا، لا، صحيح. |