ويكيبيديا

    "كما ينبغي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerektiği gibi
        
    • gerektiği kadar
        
    • tam olarak
        
    • düzgünce
        
    • bir şekilde
        
    • doğru düzgün
        
    • olması gereken
        
    O insanlara özgün, tıpkı sizin toplantılarınızın da size özgün olması gerektiği gibi. TED إنه مُخصصٌ لهم، تمامًا كما ينبغي على تجمعك أن يكون مُكرّسًا من أجلك.
    Neyse ki Uyandım ve hayatın olması gerektiği gibi olduğunu gördüm. Open Subtitles من حسن الحظ افقت فرأيت أن العالم كما ينبغي أن يكون
    Nasıl şirketin başına geçip yönetilmesi gerektiği gibi yöneteceğini anlatırdı. Open Subtitles و كيف أنه سيتولّى إدارة الشركة و يديرها كما ينبغي
    Vertigo'nun ilk bölümü Madelain'in intiharıyla birlikte olması gerektiği kadar yıkıcı edici değildir. Open Subtitles النصف الأول من الفيلم التي انتحرت فيه مادلين لا يُشعرك بالصدمة كما ينبغي
    Ben hep hayatımı tam olarak yaşayamadığımı düşünüp kaygılanırım. Open Subtitles أعني أنني قلقة دوماً بشأن اعتقادي أنني لا أعيش حياتي كما ينبغي
    Camı kırdıklarında, alevler tam olması gerektiği gibi oksijene karışmış. Open Subtitles عندما كسروا النافذة، ذهبت النار الي الاكسجين كما ينبغي لها.
    - Boaz'dan önce her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünüyorsunuz. Open Subtitles يبدو انك تعتقد انه قبل بوعز كل شيء كان كما ينبغي
    Öncülük eden bir şehir için olması gerektiği gibi baş döndürücü hiç olmamış alanların riskleri. TED مخاطر المساحات التي لم تكن أبدا مذهلة بهذا الشكل كما ينبغي ، بالنسبة لمدينة رائدة.
    Orası öyle bir yer ki işler olması gerektiği gibi gitmiyor. Open Subtitles المكان حيث لا تسير الأمور كما ينبغي أن تسير
    Bir haftalık bir yolculuğa çıkıyorsun. gerektiği gibi uğurlanmalısın. Open Subtitles أنت تسافر لمدة أسبوع ويجب تودعيك كما ينبغي
    Mekanı gerektiği gibi yapamamışlar. Gerçekte iki kat sıkıcıydı. Open Subtitles لم يصور المدينة كما ينبغي ممل أضعافاً في الواقع
    Sen burada olduğuna göre, bayrak direği olması gerektiği gibi çıplaktır. Open Subtitles طالما أنك هنا، فسارية العلم فارغة، كما ينبغي
    Sen burada olduğuna göre, bayrak direği olması gerektiği gibi çıplaktır. Open Subtitles طالما أنك هنا، فسارية العلم فارغة، كما ينبغي
    Öyle yapmalısın, Yarbay bunun kişisel bir şey olmadığını anlaman gerektiği gibi. Open Subtitles ،يجب أن تعتبره كذلك،كولونيل فقط كما ينبغي أن تدرك أن هذا ليس أمراً شخصياً
    Saldırı olması gerektiği gibi olabilir miydi? Open Subtitles هل جرت الأمور دائماً كما ينبغي لها في المعارك؟
    Aynı, şu anda House'un annesiyle yapması gerektiği gibi. Open Subtitles تماماً كما ينبغي لهاوس أن يفعل مع والدته الآن
    Olması gerektiği kadar iyi bir iş yapmıyoruz. TED نحن لا نعمل جيداً في تلك الوظيفة كما ينبغي أن نكون.
    Uykumuz olması gerektiği kadar iyileştirici değil fakat belki yakında bir zamanda, küçük bir alet giyerek uykumuzdan daha çok yararlanabileceğiz. TED نومنا ليس مُجدِّدا كما ينبغي أن يكون، ولكن ربما قريبًا يومًا ما، يمكننا ارتداء جهاز صغير والاستفادة أكثر من نومنا.
    Çünkü tam olarak uygun miktarda mutsuzsun. Open Subtitles لأنك الآن بائس تماماً كما ينبغي لك أن تكون
    Sana daha önce hiç düzgünce teşekkür etmemiştim değil mi? Open Subtitles لم أشكرك كما ينبغي قبل ذلك ، أليس كذلك ؟
    Eğer hergün çöpü verimli ve etkili bir şekilde almazlarsa, konteynerlardan dışarı akmaya başlıyor, ve barındırdıkları tehlikeler bizleri gerçekten tehdit ediyor. TED إن لم يقوموا بأخذ النّفايات كما ينبغي بصفة يومية، فسوف تفيض من الحاويات و المشاكل التي قد يسبّبها ذلك خطيرة فعلا علينا.
    Sizi doğru düzgün karşılayamadığım için özür dilememe izin verin. Open Subtitles اسمحي لي بان اعتذر لك لعدم استقبالي لكي كما ينبغي.
    Bazı yerler de olması gereken kadar çok değil. TED بعض الأماكن، ربما ليست كما ينبغي أن تكون.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد