ويكيبيديا

    "كمبيوتر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bilgisayarı
        
    • bilgisayarına
        
    • bir bilgisayar
        
    • bilgisayarını
        
    • bilgisayarında
        
    • bilgisayara
        
    • bilgisayarın
        
    • bilgisayarından
        
    • bilgisayardan
        
    • bilgisayarım
        
    • bilgisayarla
        
    • bilgisayarda
        
    • bilgisayarlar
        
    • laptop
        
    • bilgisayarının
        
    En kötü bilgisayarı babama verdiler. Zar zor e-mail atıyorsun. Open Subtitles لا كمبيوتر ابى هو الاسواء لا يصلح الا لارسال البريد
    - Daha fazla yaklaşma. - Üs bilgisayarına erişmeme izin ver. Open Subtitles الى حد أبعد تيلك , أعطني فرصة لأصل إلى كمبيوتر القاعده
    Geçen Noel bana bir bilgisayar aldılar ama ben reddediyorum. Open Subtitles أنت تعرف، فلقد أحضروا لى كمبيوتر فى رأس السنة الماضية
    Kes. Eminim gazete Steve'in bilgisayarını etkileyici bulacak. Open Subtitles أنا واثقة أن صحيفتكم ستجد كمبيوتر ستيف ساحرًا
    Ertesi gün parmak izlerin FBI bilgisayarında görünür. Open Subtitles البصمات على سيكشفون اليوم وفى الفيدرالى المكتب كمبيوتر فى
    Zeki süspansiyonlara sahipsin devrilme çubukların yok, bir bilgisayara sahipsin benim yerime fren yapabiliyorsun, hemen hemen her şeyi benim yerime yapabiliyorsun. Open Subtitles لديك نظام تعليق ذكي ليس لديك عامود أذرع لديك كمبيوتر بإمكانك فرملة العجلة من أجلي، يمكنك القيام بها عمليًا من قبل نفسك
    Teknoloji laboratuvarı evdeki bilgisayarın geçmişini ve aramalarını inceledi birşey çıkmadı. Open Subtitles المعمل التقني فحص كل بحثه ونشاطاته في كمبيوتر المنزل لا شيء
    Üstelik tek bir dosyayı çözmek için gezegendeki her bilgisayarı kullansalar bile bu milyonlarca yıl alırdı. TED حتى لو أخذنا كل جهاز كمبيوتر على هذا الكوكب فقط لفك تشفير هذا الملف واحد، هذا سيحتاج ملايين الاعوام
    O 45 yaşındayken, ilk bilgisayarı yaptık. TED عندما أصبح عمره 45، قمنا بتجميع أول كمبيوتر.
    Dünyanın ilk popüler bilgisayarı. TED فقد كان وكأنه أول كمبيوتر شائع بين الناس
    Komutanım yön bilgisayarına göre hedefe sadece bir parsek kaldı. Open Subtitles سيدى, كمبيوتر الملاحة يوضح انه متبقى لنا فرسخ واحد لقطعه
    Kültürel benzerliklerimiz, geminin bilgisayarına erişmeyi ve aygıtı konumlandırmayı benim için kolaylaştıracaktır. Open Subtitles التشابهات الثقافية بيننا ستساعدني على الدخول إلى كمبيوتر السفينة وتحديد مكان الجهاز
    Yeni bir bilgisayarım var. Gerçek bir bilgisayar. Görmek ister misin? Open Subtitles انا لدي كمبيوتر جديد ، انه حقيقي اتريدين ان تريه ؟
    Son model bir bilgisayar aldığım için, çıldırıyorsun. Üstelik bedavaya! Open Subtitles لقد أصابك الجنون فقط لأنني حصلت على كمبيوتر جديد مجاناً
    Brifing odasına saldırırsak geçit odasına ulaşma şansımız artar ve çevirme bilgisayarını bloke edebiliriz. Open Subtitles وإذا أخذنا غرفة الاجتماعات سيكون لديك فرصة أفضل للوصول لغرفة البوابة وإغلاق كمبيوتر الاتصال
    Young-eun'un bilgisayarında olmalı. Şifresini öğrenmek gerek. Open Subtitles يجب ان تكون على كمبيوتر يونغ يون . نحن نحتاج إلى كلمة السر للبرنامج
    Buradaki herhangi bir bilgisayara erişimim de mi yok demek bu aynı zamanda? Open Subtitles أهذا يعني أيضاً أنني غير مسموح لي بالدخول على أي جهاز كمبيوتر هنا؟
    Gelmiş geçmiş en büyük silahla tehdit altındaydık ve gördüğümüzde iyi bir şey zannediyorduk. Hava Kuvvetleri gelmiş geçmiş en büyük bilgisayarın bizi korumasına karar verdi. TED أصبحنا مهددين بأضخم سلاح تم صنعه حتى الان، ولأن القوات الجوية كانت دائما ما تميز العمل الناجح فإنها قررت أن تبني أضخم كمبيوتر على الإطلاق لحمايتنا.
    Donger aradı şimdi, onu bıraktığını söyledi, özel bilgisayarından bilgileri almışsın ve bir tomar eski posta pulunu yalamışsın. Open Subtitles دونجر أتصل للتو وقال أنك تخليت عنه أخذت المعلومات من جهاز كمبيوتر سري، ولعقت لفة من طوابع البريد النادرة
    Aslında, bir konservasyon insansız hava aracı daha fazla maliyetli değildir, iyi bir dizüstü bilgisayardan ya da iyi bir çift dürbünden. TED الحقيقة هي ، طائرة الحماية لا تكلفنا اكثر من جهاز كمبيوتر محمول منظار تقريب.
    Ve tüm bunları bilgisayarla tanıştıktan sadece dört saat sonra yapar hale geldiler. TED قاموا بكلّ ذلك بعد مُضيّ أربع ساعات. من مشاهدتهم جهاز كمبيوتر للمرة الأولى.
    bilgisayarda bütün gün pinekleyen bir kişiden eğlence için TED انتقلت من طالب كمبيوتر كثير المذاكرة الى ذلك لانوع من الرجال الذي يذهب الى عمله على دراجة
    bir bilgisayar laboratuvarında, fotoğraf ve videolarla gören bilgisayarlar üzerine çalışıyorum. TED أجري أبحاثي في مختبر علوم كمبيوتر وهي تهدف لجعل الكمبيوتر يبصر من خلال الصور والفيديو.
    Bilgisayar, laptop, ne olursa. Open Subtitles ماذا لديكِ ؟ كمبيوتر أو كمبيوتر محمول أو أي شئ ؟
    Mesela, ben Lauran'ın bilgisayarının ekran koruyucusunu Mitt Romney'nin resmi ile değiştirirdim ya da o arabamın arkasına Obama kampanya magneti koyardı. TED على سبيل المثال، أن أغيّر شاشة كمبيوتر لورين لصورة ميت رومني، أو أن تضع هي صورة مغناطيسية لحملة أوباما على ظهر سيارتي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد