Doktor kendini muazzam bir mağarada buldu mağarada, her biri hayatın süresini simgeleyen sıralı haldeki sayısız mum titriyordu. | TED | وجد الطبيب نفسه في كهف ضخمٍ مصفوف بداخله عددٌ لا متناهي من الشموع، كل منها تمثل فترة من الحياة. |
Bir zamanlar, korkunç bir mağarada yalnız başına yaşayan bir kız vardı evinden çok uzaktaydı ve bu onu çok üzüyordu. | Open Subtitles | فى زمن من الأزمان , كان هناك فتاه عاشت بمفردها فى كهف مرعب بعيداً عن منزلها من ما جعل قلبها يؤلمها |
O zaman kendini bunca zamandır çok derin bir mağarada saklamış olmalısın. | Open Subtitles | إذن لابد أنكِ كنت تبقين نفسك في كهف عميق كل هذا الوقت |
Serin bir yeraltı mağarasına yolculuk sana çok iyi gelecektir. | Open Subtitles | إذن نزول كهف جوفي لطيف سيكون هو العلاج المثالي. |
Bu yeşil başlı ördek tüyü Snow Dragon mağarasında 1,800 fit üzerinde bulundu. | TED | هذه ريشة بط بريّ وجدت على بعد 1800 قدم في نهاية كهف تنين الثّلج. |
İlk bulgularımdan biri, Pasifik Okyanusu'na bakan bir mağaranın girişindeydi. | TED | أحد أولى إكتشافاتي كان في مدخل كهف يواجه المحيط الهاديء. |
Hani vaktiyle TV'de izlediğimiz "Candle Körfezi" diye bir çocuk programı vardı, hatırladın mı? | Open Subtitles | هل تتذكرين في ذلك الوقت هناك برنامج للأطفال يدُعى (كهف الشمعة) |
Bütün elbiselerimizi parçalayıp, en yakın mağarada ırzımıza geçmesini istediğimiz adam değilsin. | Open Subtitles | ليس الشاب الذي سيقوم بقطع ملابسنا لخلعها و يغتصبنا في اقرب كهف |
Yani yalıtılmış olarak yaklaşık bir hafta kadar mağarada kalıyorlar. | TED | فيمكثون قرابة أسبوع واحد في كهف معزولين عن العالم. |
Başka bir mağarada, farklı bir tür mikroalg bulduk. | TED | في كهف آخر، وجدنا نوع آخر من الطحالب الدقيقة. |
Örtünün altında birbirimize sarılır, sanki bir mağarada kalmış gibi dışarı çıkmaya çalışırdık. | Open Subtitles | كنا نتحاضن تحت الأغطية ونتظاهر أننا تائهتان في كهف مظلم وكنا نبحث عن مخرج |
O kadar abartma, doktor. İlk insanlar mağarada doğuyordu. | Open Subtitles | لا تسلمنى ذلك، الطفل الأول كان كمن ولد فى كهف |
Çünkü bir senedir mağarada yaşayan o deli bombacı herife karşı hâlâ kızgınım. | Open Subtitles | لأنني مازلت مثارة من ذلك الرجل المجنون صاحب القنبلة , الذي عاش في كهف لمدة سنة |
Beş yıl bir mağarada yaşadıktan sonra, inanıyorum ki güvende olmak için dışarı kaçmaktansa içgüdüsel olarak küçük, karanlık yerlere sığınacaksın. | Open Subtitles | أعتقد أنه بعد العيش داخل كهف لمدة خمس سنوات ستتحركين لاإراديا للأماكن المنعزلة المظلمة بدلا من الهروب للخارج حيث الأمان |
Ve işte, katilin mağarasına geldiler... her zamanki aceleciliğiyle ve.... rampanın kayganlığı yüzünden.... | Open Subtitles | ثم ذهبوا الى كهف العملاق القاتل بأقصي سرعه بكل عزم |
Büyük Breca, Dev mağarasına işeyen savaşçı. | Open Subtitles | أنا بريكا العظيم الذي تبول على كهف العملاق |
Bir deniz mağarasında saklanıyor. Canavarın mesajı çok net. | Open Subtitles | هو مختبئ في كهف البحر إن رسالة الوحش واضحة |
Orada, içinde 500ü aşkın mağaranın bulunduğu bir tepenin olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم ندرك وجود حافة جبل هناك وبها أكثر من 500 كهف |
Candle Körfezi'ni izlediğinde ne oldu? | Open Subtitles | مالذي حصل عندما شاهدتي برنامج (كهف الشمعة)؟ |
Gizlice bir vampir mağarasının karanlığına indin, inerken bir dizi ayna yerleştirdin. | TED | قد نزلت خلسة إلى ظلامات كهف مصاصي دماء، وقمت بتركيب مجموعة مريا في طريق نزولك. |
O ve ben uzun süredir Mağaraları keşfediyoruz ve uzun zamandır mağaralara tırmanıyoruz ama ikimiz de daha önce bir buzul mağarasını keşfetmemiştik. | TED | قمنا معا باستكشاف الكهوف و كنّا نتسلّق الجبال معا لمدّة طويلة من الزّمن، لكن ما من أحد منّا قام باستكشاف كهف جليديّ سابقا. |
Ve yolculuğumuza başlamak için 2 boyutlu bir bilgisayar mağarasından daha iyi bir yer mi var. | TED | وليس هناك من مكان أفضل لنبدأ به من كهف أجهزتنا الحالية ثنائي الأبعاد. |
Uçan biri öyle söyledi diye mağaradaki adamın biri peygamber olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | شخصا ما يعيش في كهف قال له رجل ذو اجنحه بانه مراسل |
Üzerindeki her bir adayı, kıyılarındaki her bir mağarayı bilirim. | Open Subtitles | أعرف كل جزيرة في مياهها وكل كهف على طول شواطئها. |
Şurada zaman aracını saklamak için küçük bir mağara var. | Open Subtitles | هناك كهف صغير هناك سيكون مكاناً جيداً لتخبيء عربة الزمن. |
Ve babanı, dağ yamacına saçılmış haldeki büyülü yakutları derin ve karanlık mağaradan çalarken yakaladı. | Open Subtitles | وقبض على والدك يسرق له كنزه من كهف عميق مظلم في الأعماق حيث كانت جواهر الزمرد تتدلى من أعلى الجبل |
Bir grup çakalın iskeletimi talan edip... bir Mağaraya taşımasını izlemek. | Open Subtitles | مشاهدة قطيع من الذئاب، يمزقون ،جثتي إرباً ويجرّون عظامي نحو كهف. |
- Mağara dalışı için geziye çıkacakmış. | Open Subtitles | ماذا كتب؟ كانت ستذهب في رحلة غطس الى كهف |