Üzerinde çalıştıkları şey hakkında kimsenin herhangi bir fikrinin olmadığı ortak, dağıtılmış müzik yapma işine bunun nasıl uygulanacağını görmek istedik. | TED | أردنا أن نرى كيف أن هذا ينطبق على التعاون ، والتوزيع الموسيقى، حيث لا يدري أي من الأشخاص ما يعمل عليه. |
Ancak işin ilginç yanı, gücün nasıl değiştiğini gösteriyor olması. | TED | لكنه من المثير للاهتمام،أن ذلك يظهر كيف أن القوة تغيرت. |
Etkileşimin ne olduğunu izah edebilmek için, insanları toplayıp, onlara etkileşimin nasıl hayatımızın bir parçası olduğunu göstermemiz lazım. | TED | ومن أجل شرح التفاعل، نحن بحاجة إلى حقا جلب الناس وجعلهم يدركون كيف أن التفاعل هو جزءا من حياتهم. |
Bu itirazda ki sıkıntı şudur o da yerel ekonomilerde herkesin birbirine ne kadar bağlı olduğuna dair yanlış anlamalar var. | TED | والمشكلة في ذلك الاعتراض أنها تعكس سوء فهم تام حيال كيف أن الاقتصادات المحلية تؤثر على كل من يكون مرتبطاً بها. |
Bu yöntem sayesinde bilim insanları büyük akson demetlerini bulup yumuşak darbelerin onları yapısal olarak nasıl değiştirdiğini görebiliyorlar. | TED | هذه الطريقة تسمح للعلماء بأن يجدوا حِزم المحاور العصبية الكبيرة ونرى كيف أن الضربات الأكثر إعتدالا قد يغيرها هيكليا. |
Kurumlardaki ve bir çok kurumsal markadaki güvenin nasıl hızla azaldığı ve azalmaya devam ettiği çok konuşulan bir konu. | TED | وتم الحديث بشكل واسع حول كيف أن الثقة في المؤسسات والعلامات التجارية المتعددة قد تراجعت ولا تزالُ كذلك بشكلٍ مستمر. |
Onun intihar düşüncesinin nasıl adam öldürmeye sebep olduğunu anlamaya çalışıyorum. | TED | أنا أحاول أن أفهم كيف أن تفكيره بالانتحار قاده إلى الجريمة. |
Ben de bu şarkıların semptomlarımı nasıl hafiflettiğini merak ettim. | TED | وأصبحتُ بذلك فضولية؛ كيف أن هذه الأغاني قد خفّفت أعراضي. |
İnsanların doğum aylarıyla bazı materyalleri nasıl ilişkilendirdikleri konusunda kitap okudum. | Open Subtitles | قرأت كيف أن البشر يربطون بين بعض المواد وبين أشهر ميلادهم |
Bu kadar büyük güce sahip birisi nasıl en önemli noktayı tamamen kaçırıyor... | Open Subtitles | إنه يفوق قدرتى على الفهم كيف أن شخص مثلك لديه كل هذه السلطات |
Bir yıldır doğru zamanın nasıl olup da gelmediğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | استطيع أن ارى كيف أن الأوقات المناسبة تملصت منكِ لسنين |
Aptal çocukların yanlış şıkkı nasıl işaretlediği hiç dikkatinizi çekti mi? | Open Subtitles | هل لاحظتم كيف أن التلميذ الغبي دائماً يقع في الدائرة الخطأ؟ |
cümlesi o yemeğin nasıl üretildiğini anlatmak isteyen kimseye verilen olağan bir cevap. | Open Subtitles | هو الرد المعتاد لأية محاولة لإخبار أحدا ما كيف أن أنتج ذلك العشاء. |
nasıl iğrenç ve ne kadar yanlış olduğunu şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤية كيف أن ذلك كان مريضاً و خاطئاً للغاية |
Kenneth, şirketin nasıl engellileri işe almaya çalıştığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | اوه ,كينيت ,هل تعرف كيف أن الشركة تبذل الجهود لتوظيف المعوقين؟ |
Luke'un, Oliver'ın 23 yaşındaki öğretmenini nasıl becerdiğini mi kast ediyorsun? | Open Subtitles | تعني، كيف أن لوك ينكح مدرّسة أوليفر البالغة 23 من عمرها؟ |
nasıl olup da cansız kimyasal karışımların kendilerini yaşayan bir şeye dönüştürdüğünü bilemiyoruz. | Open Subtitles | لا نعرف كيف أن خليط من الكيميائيات غير الحية حولت نفسها لشيئ حيّ |
İşlerin ne kadar hızlı bir şekilde sarpa saracağını gördük. | Open Subtitles | الأن شاهدتم كيف أن الامور تتطور وبسرعه الى هذا الاتجاه |
Bir rüya görmüştüm, Lana .herşeyin ne kadar farklı olabileceği hakkında. | Open Subtitles | حلمت مرة يا لانا كيف أن الأمور يمكن أن تكون مختلفة |