Kendimi iyi hissetmek istiyorum, ve sana iyi görünmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشعر بالتحسن لأجلي وأريد أن أبدو جيداً لأجلك |
Aferin sana, bir adamın sağlam karakterli olması çok önemlidir. | Open Subtitles | جيد لأجلك هذا مهم أن يقوم الرجل بالحفاظ على هويته |
Madison, eskiden beni çok üzerdin, ama şimdi senin adına kötü hissediyorum. | Open Subtitles | آووه , ماديسون كنتِ تجعليني أستاء جداً. لكن الآن أشعر بالسوء لأجلك. |
Tek satıcı sen kaldığından senin adına umarım ki öyledir. | Open Subtitles | لأجلك أتمنى ذلك بما أنك الوحيد من ترك المتاجره بالمخدرات. |
Çok üzgünüm, Sen zor durumda. Sizin için burada ben. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً ، أنت تتألم ، أنا هنا لأجلك |
Senin için de çok korktum. seni bu işe sokmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | انا خائفة جداْْ لأجلك أيضاْ ليس لى الحق فى توريطك فى هذا |
Ne içti öyle? Selam Bayan Kimball. size özel yaptık. | Open Subtitles | مرحبا سيدة كيمبول، نجحنا فى انجازه خصيصا لأجلك |
Ama sana özel bir hediyem olmadığı anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أني لا أحمل هدية خصيصاً لأجلك |
Kendin birşeyler yapasın diye sana çok şans verdim. İşimi bıraktım. | Open Subtitles | لقد منحتك الفرصة كى تحسّن ظروفك لقد تركت عملى لأجلك |
Annenin sana diktiği ufacık mavi bir giysi içinde olduğunu da. | Open Subtitles | كما أتذكرك بردائك الأزرق الصغير الذي صنعته والدتك لأجلك |
El Paso'da daha önce hiç görmediğin biri kasabaya geldiğinde bana haber verirsen, sana 50 sent veririm. | Open Subtitles | لدي 50 سنتا لأجلك ان أخبرتني ان اتى اي أحد لم تراه قبلا الى ال باسو في المدينة |
sana bir kaç mum getirdim. sana böyle davranılmasını onaylamıyorum. | Open Subtitles | اشتريت لك بعض الشموع بالرغم من سوء تصرفك فأنا لم أدعم هذا العلاج لأجلك |
Kalp krizi geçireceksin, sana suni teneffüs yapacak değilim. | Open Subtitles | سيكون عندك نوبة قلبية وأنا لن أقوم بالتنفس الصناعى لأجلك |
Gemiyi senin adına aldım değil mi ? | Open Subtitles | نعم ، لقد استوليت على السفينة لأجلك ، أليس كذلك ؟ |
King of the Road'a gidip, senin adına ona teşekkür etmem gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ أن أذهب إلى ملك الطريق وأشكرها لأجلك |
Gitmene üzülecek olsam da, senin adına mutluyum. | Open Subtitles | رغم أنه يحزنني رؤيتك تغادرنا.. إلا أنني سعيد لأجلك. |
Yüzünüze bakım yaparsanız Sizin için de elleriniz içinde gayet iyi olur | Open Subtitles | إذا كنت تحبين أن تشعري بان جلدك يتمزق فالجهاز المتوازن موجود لأجلك |
- Sizin için ne yapabilirim? - Miting. Bu işi halledeceğiz. | Open Subtitles | ماذا أستطيع أن أفعل لأجلك التجمع , نحن سوف نفعل ذلك |
Efendim sizi temin ederim ki şanslı değil orası Sizin için. | Open Subtitles | سيدى , أأكد لك ان هذا العضو ليس للحظ ليس لأجلك |
Senin uğruna, memnuniyetle ölebileceğini ve gece gündüz seni düşlediğini söyledi. | Open Subtitles | بأنه مستعد للموت بسعادة لأجلك وانه يفكر ويحلم بك ليلا ونهارا |
Harika. size yardım etmek için vuruluyorum, sense bana ne diyorsun. | Open Subtitles | عظيم ، سأخذ واحد لأجلك و هذا ما اخبرتني ؟ |
Eğer postalarınızı kargolarsanız, sizin adınıza açıp göndermekten memnun olurum. | Open Subtitles | لو أرسلت لي بريدك ، سيسعدني فتحها لأجلك ثم إعادتها |
Özrün kabul edildi, Ve senin iyiliğin için umuyorum ki, ...aynı zamanda ben ve Chuck için de, yakın zamanda bir anlaşmaya varırsınız. | Open Subtitles | الاعتذار مقبول, وىمل لأجلك ولأجلي ا تتوصلي انت وتشاك لاتفاق أخيرا |
- Senin için hazır değiller. Bizim için hazır değiller. | Open Subtitles | ـ إنهم ليسوا مستعدون لأجلك ـ إنهم ليسوا مستعدون لأجلنا |
Fakat hepsi senin içindi, bu sayede kendinle gurur duyabilecektin! | Open Subtitles | ولكن كل هذا كان لأجلك كي تفخر بما تقوم به |