Bazı konularda, umrumda değilmiş gibi davranıyorum, ...Çünkü inançlarıma ters düşüyor. | Open Subtitles | تعرف؟ أحاول أن أتظاهر بشأن مشاعر معيّنة لأنّها خارجة عن ديني |
Çünkü katille, karşılıklı ilişki kurmamızı sağlıyor. Bu nedenle vidaları gönderdi. | Open Subtitles | لأنّها تبقي العلاقة التفاعليّة حيّة مع القاتل لهذا السبب قدّم البراغي |
Çünkü seninle olan sadece seks değil. Daha fazlası var. | Open Subtitles | لأنّها ليست مجرّد جنس أمارسه معك إنّها أكثر من ذلك. |
Evet, Çünkü erkek arkadaşının dili ağzında olmadan 10 dakika vakit geçiremiyor. | Open Subtitles | أجل، لأنّها لا تستطيع إمضاء عشر دقائق بدون لسان صديقها في فمها. |
Çocukları var ama onlardan yardım istemiyor Çünkü yanlarında kendini zayıf hissetmek istemiyor. | Open Subtitles | أعني لديها أبناء لكن لن تسأل عونهم لأنّها ليست مرتاحة لشعور بالضعف حولهم |
Şimdi anne bunu yapmak istemeyecek Çünkü çocuğa aşırı radyasyon vermemi tercih edecektir. | Open Subtitles | الآن لن ترغب الأم بعمل هذا لأنّها تفضّل أن أواصل إصابة ابنتها بالإشعاع |
Çünkü çok zeki, eğlenceli ve yüzünü cennete çeviren harika bir gülüşü var. | Open Subtitles | لأنّها ذكية و ممتعة ولديها تلك الضحكة الجميل التي تخرج من وجهها هكذا |
Üçüncüsü için Kuuba'ya gitmem gerekti. Çünkü fena halde yasak. | Open Subtitles | في الثالثة، اضطررت للذهاب إلى كووبا'' لأنّها مخالفة جدّاً للقانون''. |
Sakın yapma, Çünkü seninle birisini aldatan seni de başka biriyle aldatır dedi. | Open Subtitles | لاتتقدم لها ، لأنّها إذا قامت بخيانة أحدهم معك ستقوم بخيانتك مع غيرك |
Çünkü büyü yapamıyordu ve hiçbir işe yaramıyordu. - Damon. | Open Subtitles | أظن هكذا أفضل، لأنّها ما ملكت سحرًا، وكانت عديمة الفائدة. |
Çünkü katilin bu esnada ellerini oraya koymuş olması gerek. | Open Subtitles | لأنّها الأمكنة الذي كان القاتل ليضع يديه عليها خلال الضرب. |
Çünkü tanıklık etmek istemiyor gibi, biraz cazibe işe yarayabilir. | Open Subtitles | لأنّها قد تكون مُعارضة للشهادة، وبإمكاننا الإستفادة من بعض السحر. |
Demek istediğim, favori trompet çiçeklerimi bile bahçeden söküp attı Çünkü kokusunu sevmiyor. | Open Subtitles | أو بالمتعة، حتّى أنّها مزّقت أزهار البوق المفضّلة لديّ لأنّها لمْ تحبب رائحتها |
Bu yüzden helikoptere binip ortadan kaybolmuş. Çünkü ondan ayrılıyormuş. | Open Subtitles | لأجل ذلك هي صعدَت الهليكوبتر و اختفت لأنّها كانت تهجره |
Size taşımanıza yardım etmeme izin verin Çünkü her an gelebilir. | Open Subtitles | لأنّها ستصل لهنا أي لحظة الآن أتعرف ما أعني؟ معذ .. |
Ona "Hızlı" demeyi düşünebilirim Çünkü hızla bize doğru geliyor. | Open Subtitles | قد أفكّر بدعوتها باللاذعة، لأنّها تُواصل نطق كلمات لاذعة بإتجاهنا. |
Ve o sadece birini secmek zorunda Çünkü sadece biri istedikleri portakal suyu ödülüne sahip. | TED | و عليه اختيار واحدة منها فقط، لأنّها هي التي تحمل المكافأة، عصير البرتقال الذي يرغب في الحصول عليه. |
Fakat güven, en nihayetinde, ayırt edicidir Çünkü başka insanlar tarafından verilir. | TED | لكن الثّقة في نهاية الأمر مميّزة لأنّها تُكتسب من الآخرين. |
Çünkü evet, beni dibe çekti, ama sadece zirvelerin de bulunduğunu göstermek için. Evet, beni karanlıkta sürükledi, ama sadece bana ışığın da var olduğunu hatırlatmak için. | TED | لأنّها وضعتني في الأسفل، لكن فقط لتكشف لي أنّ هناك قمما، و جرّتني إلى الظلام لكن فقط لتذكّرني أنّ هناك ضوءا. |
Bir cam parcasıyla cıktı diye sahtekarlık olmadıgı anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنّها خرجت بكأس، لا يعني ذلك سقوط تهمة النصب |
Uyuşturulmuş da ondan. Birisi yediği şeyin içine karıştırmış. Ne olduğunu bulmam lazım. | Open Subtitles | ذلك لأنّها خُدرت، وضعه أحد في شيء أكلته، عليّ أن أكتشف ماذا كان. |
Sırf çok güzel olduğu için size son bir deneyden bahsedeceğim. | TED | سأخبركم عن آخر تجربة قمت بها، فقط لأنّها رائعة. |
Yıllar önce Cinayet Masası'nda bulunduğunu biliyorum fakat bu departmanı nasıl yönettiğimi anlatayım Çünkü bu departman benim dediğim gibi işler. | Open Subtitles | أعلم بأنّك عملتَ في شعبة الجنايات منذ سنوات لكن دعني أخبرك كيف أدير هذه الوحدة لأنّها الطريقة المعتمدة |
Annenin seni bunlardan uzak tutmasının sebebi gerçekleri bilmeni istememesi değil. | Open Subtitles | والدتك لا تخفي عنك الأمور لأنّها لا تريدك أنْ تعرف الحقيقة |
O halde çek tetiği, zira bu adadan gitmek için tek şansın bu. | Open Subtitles | إذن أطلق النار , لأنّها الطريقة الوحيدة لخروجك من هذهِ الجزيرة |
Sırf alt tabakadan olduğu için mi Yoo Na'nın annesinden haz etmediğimi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تحسب أنني لا أحبّ والدة يونا فقط لأنّها من عائلة ذو مستوى وضيع؟ |
Bunu sana aşık olduğundan yapıyor, ve senin kocan olmak istiyor. | Open Subtitles | -ذلك لأنّها! تحبك، وهي! تريد أن تكون في مثابة الزوج لك |