Hiç iyi görünmüyor. Dünkü kargaşa hepsini buraya çekmiş olmalı. | Open Subtitles | هذا لايبدو مطمئناً، لابد أن الضوضاء ليلة أمس قد جذبتهم |
İdeal bir evlilik gibi görünmüyor. Ondan vaz geçemez miyiz? | Open Subtitles | لايبدو زواجا مثاليا ، هلا صرفنا النظر عنه ؟ |
Önceleri zamazingonu kesmeyi düşündüm ama pek doğru gelmedi dostum. | Open Subtitles | أتعلم, فكرت بتقطيعك لأشلاء صغيرة ولكن هذا لايبدو صائباً, ياصاحبي |
pek bu saatte yemek yenilecek bir yer değil gibi. | Open Subtitles | إنه لايبدو كمطعم يعبر عن اسمه بطلوع الشمس، أليس كذلك؟ |
Maalesef. 2. katta gördüğüm adam bunlardan hiçbirine benzemiyor. | Open Subtitles | .. لا، علي الأقل الشخص الذي رأيته في الطابق الثاني لايبدو مثل أي من هذه الصور .. |
Kulağa pek hoş gelmiyor ama öyle. Köpek yavrusu. | Open Subtitles | أعرف, هذا لايبدو جيدً لكنه كذلك, الجرو الصغير |
Tuzak kurulmuş gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | لايبدو على الغرفة أن هناك أفخاخ وضعت هنا |
Karl Teretsky ile telefonda konuştum. Durum pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لقد انهيت مكالمتى مع كارل تيريسكى , لايبدو الامر على ما يرام |
Belki harika görünmüyor ama kör bir kadına yol gösteriyor. | Open Subtitles | ربما لايبدو بمظهر جيد ولكنّه يقوم بقيادة امرأة ضريرة أعتقد أنّها هي من تقوم بقيادته |
Belki harika görünmüyor ama kör bir kadına yol gösteriyor. | Open Subtitles | ربما لايبدو بمظهر جيد ولكنّه يقوم بقيادة امرأة ضريرة |
Bana hasarlı görünmüyor. Filoya doğru gidiyor! | Open Subtitles | لايبدو مصابا بالنسب لي المركبة تعود الي اسطولها |
Onca zorluğa katlanıp, dünyanın öteki ucundan adam topladıktan sonra onları denize atmak pek karlı bir işe benzemiyor. | Open Subtitles | لايبدو بأنه عملٌ مربحٌ لي تكبد هذا العناء والمشقة التى تحيط بكل فرد فقط من أجل إلقائهم من على متن السفينة |
Hediyesiz olunca Noele bile benzemiyor. | Open Subtitles | لايبدو كالعيد بدون ابي انا بحاجة الاقلام. |
- Emma'nın dediği bilgisayar hatasına ne kadar bakarsam bakayım bana kazara olmuş gibi gelmiyor. | Open Subtitles | كلما تمعنت بالخطأ كما تسميه إيما لايبدو كمصادفة برأيي |
Bu vakada da bir şey hakkında şüpheye Hiç mahal kalmıyor. Ne? | Open Subtitles | فى هذه الحالة الخاصة, لايبدو ان هناك مجالا للشك فى أمر واحد ماذا ؟ |
Hiçbir şey kayıp gözükmüyor. Bütün film ekipmanı öylece duruyor. | Open Subtitles | لايبدو ان شيئا ما مفقود كل اجهزته السينمائيه هنا |
Yaptın mı? Hakkında konuşmak pek doğru gibi durmuyor. | Open Subtitles | لايبدو من اللائق أن أتحدث بخصوص هذا الأمر |
Bu çeşit bir hata modu kaçınılmaz görünüyor ve bu da kesin ve net bir hedef konulmasından kaynaklanıyor. | TED | لايبدو بأنّ تجنّبَ أخطاءٍ كهذهِ أمرٌ ممكن وهذا لأنّ الروبوتَ لديه هدفٌ صريحٌ. |