Tarih üzerinde oynama Yapamam efendim. Ben Joseph Stalin değilim. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ صِباغَة التاريخِ , سيدتي لَستُ جوزيف ستالين. |
İyi de birşey Yapamam. | Open Subtitles | لَكنِّي لا أَستطيعُ مُسَاعَدَته،تَعْرفُ. |
David Kessler ile dün geceki cinayetler arasında bir bağlantı olduğunu kabul edemem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ قُبُول اي صلة بين ديفيد كيسلر وجرائم القتل لليلة أمسِ |
O kadar bağımlılık verici ki, kendimi ondan bir türlü alamıyorum. | Open Subtitles | هو مسبّب للإدمانُ جداً، أنا لا أَستطيعُ الحُصُول على ما يَكْفي منه. |
Sana tam olarak söz veremem ama arkadaşım *Flipper'la tanışabilirsin. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ وَعْدك كثيراً، لَكنَّك لَرُبَّمَا لمُقَابَلَة زعنفةِ صديقِي. |
Amcan ne diyecek tahmin bile edemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ التفكير ما الذي سَيَقُولُة عمّكَ. |
Bebeğin güvenliği tehlikeye atacak en ufak riski göze alamam. | Open Subtitles | لا أَستطيعُ المجازفة لأجلِ الطفل الرضيعَ |
Ama gerçek bir büyü gerçek büyücülerin yapacağı iştir. Ben daha fazlasını Yapamam. | Open Subtitles | لكن ذلك يحتاج إلى ساحر حقيقي، بسحرِ حقيقيِ وأنا لا أَستطيعُ التظاهر أكثر من ذلك |
Bunu daha fazla Yapamam artık. Geceler boyunca çay tabakları attırıyor bana. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ عْمَلُ هذا لمدةطويلة لقد جعلني أَقْذفُ أقداح الشاي لَهُ طوال الليل |
Eğer kımıldarsan, bunu Yapamam. | Open Subtitles | إذا أنت لا تَحْملُ ما زِلتَ، أنا لا أَستطيعُ أعْمَلُ هذا. |
O arada yapamazsam, hiç Yapamam. | Open Subtitles | إذا أنا لا أَستطيعُ يَعمَلُ هو في ذلك الوقت، أنا لا أَستطيعُ أعْمَلُ هو مطلقاً. |
Bunca önemli şey olup biterken halimden pek şikayet edemem. | Open Subtitles | أعتقد في المخططِ الكبيرِ من الأشياءِ لا أَستطيعُ التذمر أكثر |
Saygınız ve hareketlerime övgünüz için teşekkürler ama malesef size yardım edemem. | Open Subtitles | شكراً للوقار و، مْدحيُ ميولَي وكُلّ ذلك، لكنــ أنا لا أَستطيعُ مُسَاعَدَتكُم. |
Ama sende bir şeyler var ve bana söylemezsen sana yardım edemem. | Open Subtitles | لكنهناكأمريحدثمعكِ ، وأنا لا أَستطيعُ مُسَاعَدَتك إذا أنتي لم تُخبرْني ما هو. |
Oh,nefes alamıyorum, Max. Bırak gitsin, Thor. Bırak gitsin. | Open Subtitles | لا أَستطيعُ التَنَفُّس، ماكس اقضي عليه, اقضي عليه |
Bak Şerif. Sen artık Şerif değilsin. Botu almana izin veremem. | Open Subtitles | أنظر ، رئيس ، أنت لَسْت رئيسيَ الآن أنا لا أَستطيعُ ترْكك تبحر بها |
Ayrıca, hangisinin hangisi olduğunu ben bile ayırt edemiyorum. | Open Subtitles | إضافةً إلى حتى أنا لا أَستطيعُ الإخْبار ما الفرق بينهما |
Bu süre dolana dek sizi buradan içeri alamam. | Open Subtitles | حتى ذلك الوقتِ ينقضي، لا أَستطيعُ إطْلاق سراحك مِنْ هذا المُكان. |
Onu affetmeni isteyemem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ ان اطَلَب مِنك ات تغفري. |
Seni görünce, kendime hakim olamıyorum. | Open Subtitles | عندما أَراك، أنا لا أَستطيعُ السَيْطَرَة على نفسي. |
Ben hep orada olamam. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أَنْ أَكُونَ دائماً هناك. |
Yapamıyorum. Sadece birkaç santim iniyor. | Open Subtitles | لا أَستطيعُ.انها ستَذْهبُ ثلاث بوصاتِ فقط. |
Burada oturuyorum ve olanlara inanamıyorum. | Open Subtitles | انا أَجْلسُ هنا و لا أَستطيعُ ان اصدق بأنّ ذلك حَدثَ. |
Tıpkı matematikteki gibi, mantık var ama bir türlü çarpım tablosunu öğrenemedim. | Open Subtitles | مثل بالرياضياتِ، تفكّري كَانَ رفيعَ، لَكنِّي لا أَستطيعُ أَنْ أَتعلّمَ جداول الضرب. |
Bu nedenle elim boş Gidemem çünkü hiç hoş olmaz. | Open Subtitles | لذا، أنا لا أَستطيعُ العَودة فارغة اليدينُ لأن ذلك أمر لَيسَ لطيفَ جداً |