Kendinize çeki düzen verseniz iyi olur. Her şeyi tek başıma Yapamam. | Open Subtitles | انت ايها الابله ينبقي ان تحسن لياقتك لا استطيع فعل ذالك لوحدي |
Anlatmak istediğim bir sürü şey var, ama, -- Yapamam, ve, -- | Open Subtitles | كلمات كثيرة اود ان اقولها.. ولكن , اوو لا استطيع , ولذلك |
30 dakika sonra onunla golf kulübünde buluşmam gerekiyor ve Ben Bunu yapmayacağım. | Open Subtitles | من المفروض ان التقي بها بعد نصف ساعة ولاكن لا استطيع ان التقيها |
Ne yaptığını tahmin edemiyorum ama bana yaptığını söyle, Ben de karar vereyim. | Open Subtitles | لا استطيع ان اخمن ما صنعتي لكن لما لا تخبريني ومن ثم أقرر |
Mezarlığa istediğiniz gibi girmenize izin veremem, nedeni ne olursa olsun! | Open Subtitles | لا استطيع ان اسمح لك بانتهاك حرمة القبور مهما كان السبب |
Şu siktiğimin tuvaletlerini tamir ettirmek için onay bile alamıyorum. | Open Subtitles | انا حتى لا استطيع الحصول على الموافقه لإصلاح المراحيض اللعينه |
2 hafta içinde birşey Yapamam. Yapsam bile amacım ne? | Open Subtitles | لا استطيع فعل اي شييء في اسبوعين وحتي لو استطعت |
Yapamam. Bu elimdeki tek garanti. Dün gece benim yanımdaydın. | Open Subtitles | لا استطيع انها ضمانى الوحيد انت كنت معى اللية الماضية |
- Eğer vekil hakkınızı başkasına devretmek isterseniz... - Bunu Yapamam. | Open Subtitles | بالتاكيد , ايها المحامى اذا ارت التنحى انا لا استطيع التنحى |
Yapamam. Gerçekten Tanrı değilim. Sadece jüri görevinden yırtmak için deli rolü yapmıştım. | Open Subtitles | لا استطيع فأنا لست الهاً بالحقيقة لقد كنت دعي ذلك كي اهرب بنفسي |
Bunu yalnız Yapamam. Yardım gerekiyor ve yardım da burada. | Open Subtitles | لا استطيع فعل ذلك بمفردي احتاج الى المساعدة وهي هنا |
Ama ne var biliyor musun, Bunu Yapamam. Yani, yaparım da yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكن الامر هو , اني لا استطيع اعني , استطيع, لكني لا اريد |
Sandy, bunun büyük bir parti olacağını biliyorum, fakat Ben gelmeyebilirim. | Open Subtitles | انا متأكدة انها ستكون حفلة رائعة ولكنى لا استطيع ان احضرها |
Neil, Ben artık bayrakçı kızım. Seninle beraber görülmeyecek kadar havalıyım. | Open Subtitles | نايل انا اصبحت فتاة العلم الان لا استطيع ان اظهر معك |
Bunu nasıl başardığını hiç bilemiyorum. Ben orada asla yaşayamam. Soğuktan nefret ederim. | Open Subtitles | لا اعلم كيف فعلتها لا استطيع ابدا ان اعيش هناك , انها باردة.. |
Bunun böyle olmasında nasıl bir payımız olduğunu düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن اتساءل لماذا يجري له كل هذا ؟ |
Yeteri kadar zarar verildi. Daha kötüye gitmesine izin veremem. | Open Subtitles | الكثير من الأذى حدث أنا لا استطيع أن أجعلة أسوا |
Ağzından tek laf alamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان استخرج منها اى شئ انها لا تريد التحدث معى |
Üzgünüm Cecil, seninle evlenenemem ve bir gün Bunu söylediğime memnun olacaksın. | Open Subtitles | أنا آسفة,لا استطيع الزواج منك يوماً ما ستكون سعيداً إني اخبرتك بذلك |
Kendim bile buna şaşırıyorum ama, belki sana senden çok güveniyorum. | Open Subtitles | اجد نفسي مهتم بشأنك بطريقه لا استطيع ان افسرها كلياً. حتىلنفسي.. |
Doğru. Seni koruyamayacak kadar uzak bir ağaç üstünde olacağım. | Open Subtitles | صحيح ساكون اعلى شجرة بعيدا عنك بحيث لا استطيع حمايتك |
Artık üç haneli bir sayıyla mağlup olamam, aksi taktirde işim bitmiştir. | Open Subtitles | انا لا استطيع تحمل هذه الخسائر ثانيه بمعنى اخر سوف اكون منتهى |
Ama şu anda bundan bahsedemem. Aramızda bir hain varken Olmaz. | Open Subtitles | ولكن لا استطيع إخباركم عن هذا الآن ليس ونحن بيننا خائن |
- Burada bir sorumluluğum var. - Herkese beleş içecekler alamam. | Open Subtitles | لدي مسؤوليات لا استطيع ترك كل شخص يحصل على مشروب مجاني |
Onun hakkında böyle nezaketsiz şeyler söylediğin için sana kızmalıyım ama Yapamıyorum. | Open Subtitles | ينبغيّ عليّ أن أوبخكِ لتحدثكِ ... عنه بطريقة فظة لكنـي لا استطيع |
Bu odada Edi ve Büdü'yle bir dakika daha kalmaya tahammül edemem. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل الجلوس دقيقة اخرى في هذه الغرفة مع هذان الاثنان |