Kazandığını sanma, çünkü kazanmadın. O kız tam bir dövüşçü. | Open Subtitles | لا تظن أنك ربحت لأنك لم تربح، تلك الفتاة مقاتلة. |
Onu gördüğümden beri, bu soruyu kendime sormadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | ولكن لا تظن أنني لم أسأل نفسي هذا السؤال منذ رأيتها؟ |
Sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | لا تظن به سوءاً؟ |
Onu sıkı bir gözetim altında tutmalı olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | لا تظن أنه يجب أن نبقي عينًا قريبة عليه ؟ |
Ama Ashley, Yankilerin bizi yeneceğini düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | لكنك لا تظن يا آشلي أن الشماليين سيهزموننا ؟ |
Bir insanı vurduğunu sanmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظن بأنك أطلقت النار على شخص حقيقي. أليس كذلك؟ |
Kuralların sizin için geçerli olmadığını düşünüyorsunuz değil mi, Bay Fairbanks? -Ne? | Open Subtitles | أنت لا تظن أن القواعد تنطبق عليك,أليس كذلك مستر فيربانكس؟ |
Daha fazla cevaba ihtiyaç duymayacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | حسناً، لا تظن أنك ستحتاج إجابات أخرى مني؟ |
Bunun mümkün olduğunu düşünmüyorsan ilişkilerin mümkün olduğunu düşünmüyorsundur. | Open Subtitles | ان كنت لا تظن ان ذلك ممكن فأنت لا تظن ان العلاقات ممكنة |
Ama ben yapmadım. Onu öldürmüş olabileceğimi düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | لكنني لم أفعل هذا أنتَ لا تظن بأنّ لي علاقة بمقتلها؟ |
Biliyorum, o kasların bu evin faturalarını ödüyor, ve bundan memnun değilim sanma. | Open Subtitles | أعلم بأن قوامك هو ما يدفع فواتير المنزل لا تظن بأني لست ممتنة |
Bana daha önce görmediğim bir şeyi gösterdiğini sanma çünkü cinayetlerinin her tarafında intikam arayan bir adamın işaretleri var. | Open Subtitles | لا تظن أنكِ تظهر إليّ شئ لم أره من قبل لأن سلسلتك لسفك الدماء لديها كل الإشارات لرجل يسعي للعقاب |
Beni bu tatlı bedenden uzaklaştırmanın çok kolay olacağını sanma. | Open Subtitles | لا تظن أنه سيكون من السهل إخراجي من هذا الجسد الجميل |
Neler hissettiğini anlıyorum. Benim de kızmadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | ،أتفهم شعورك لا تظن أني لست غاضباً أيضاً |
- CIA için aldığın o özel izinleri çekiciliğin yüzünden mi verdiler sanıyorsun? | Open Subtitles | حسناً، لا تظن أنّك نلت صلاحيّات للإستخبارات آنذاك بسبب جاذبيّتك. |
Sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | لا تظن... ! |
Şey, son zamanlarda çok fazla sihir kullandığımızı düşünmüyor musun? | Open Subtitles | حسنا، لا تظن لقد استخدمنا ما يكفي من السحر في الآونة الأخيرة؟ |
Babamın yaptığını düşünmüyorsun. Suçlu olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تظن ان والدى فعلها هل تظن انه مذنب ؟ |
Beni durdurabileceğini sanmıyorsun, değil mi, hem de kesin kararımı verdikten sonra? | Open Subtitles | لا تظن انك سوف تمنعنى انا حسمت امرى |
Bir şekilde cinayetlere karışmış olabileceğini mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | تحت التحقيق لا تظن انها متورطة |
Tamam. Daha fazla cevaba ihtiyaç duymayacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | حسناً، لا تظن أنك ستحتاج إجابات أخرى مني؟ |
Umarım tek başına Bucho'yu öldürmeyi düşünmüyorsundur. | Open Subtitles | آمل أنك لا تظن أن بوسعك مجابهة شخص مثل (بوشو) وحدك |
Bu bombaları müvekkilimin yerleştirdiğini düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تظن بصراحة أن موكّلي هو من وضع تلك القنابل؟ |
Gayretkeşliğinin ve umutsuz bakışlarının acınasılığının gözardı edileceğini düşünme sakın. Al Francis. Bu nedir? | Open Subtitles | لا تظن أن هذه النظرة المثيرة للشفقة لن تُلاحظ |