"لا تعرفه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bilmediğin
• bilmediği
• Bilmediğiniz
• bilmiyorsun
• Tanımadığın
• Onu tanımıyorsun
• Bilmiyor
• Tanımazsın
• Bilmediğini
• bilmiyorsunuz

Sana belki de ilk kez zaten bilmediğin bir şeyi söylüyor olabilirim.
ربما تكون هذه هي المرة التي اخبرك فيها بشيء لا تعرفه سلفا

bilmediğin şey ise; - Tek işe alınan sen değilmişsin.
ما لا تعرفه هو لم يكن الوحيد الذي تم تجنيده

bilmediğin ise bir silah tüccarının iki tarafa da silah sattığıydı.
ما لا تعرفه أنه كان هناك تاجر سلاح يبيع لكلا الجانبين

Bayan French'in neyi bilip bilmediği, tamamen Bayan Janet McKenzie'nin varsayımı.
ما كانت مسز فرينتش تعرفه أو لا تعرفه هو من محض تخمين ميس ماكنزى

Eh, burada Bilmediğiniz bu boş kutuları orada tutmak için kapıcıya para verdiğimizdir.
حسنا الذى لا تعرفه هو أننا دفعنا للحارس لإبقاء تلك الصناديق الفارغة هناك

Ama bu konuda bütün yaz ne kadar kötü hissettiğimi bilmiyorsun.
لكن ما لا تعرفه كم شعرت بالسوء تجاه ذلك طوال الصيف

Doğru dürüst Tanımadığın biriyle evlenince ne olur, görüyor musun?
أجل، هذا ما يحدث عندما تتزوج شخص لا تعرفه جيداً

bilmediğin biriyle tanış ve onu tanımaya çalış.
قابل شخصًا لا تعرفه واشرع في التعرف عليه.

Sana hakkımdaki herşeyi anlatmak istiyorum bilmediğin herşeyi.
أريد ان أخبرك بكل شيء عنى كل شيء لا تعرفه أنت

bilmediğin onun ve benim kötü şansımız olduğu.
و لكن ما لا تعرفه أني أعتقد أن حظنا كان سيئاً

bilmediğin bir şey var, bizim bir sırrımız var, ben ve Diana.
إسمع , ما لا تعرفه نحن عندنا سر , أنا وديانا

"Bu dünyada yeni olan tek şey, bilmediğin tarihidir."
ان الشيء الجديد الوحيد في هذا العالم هو التاريخ الذي لا تعرفه

bilmediğin şeyler var. 25 yaşında olmak üzereydim.
لا شيء لا تعرفه, لقد كنت سأبلغ الخامسة والعشرون من عمري

Dallas'taki bombalama hakkında bilmediğin bir şey var.
هناك شيء أنت لا تعرفه حول القصف الذي حدث في دالاس

Onun bilmediği, sana şimdi şantaj yapacağım çünkü cüzdanı ben çaldım, uçaktaki adam bendim.
ما لا تعرفه أننى بالفعل سأبتزك لأننى سرقت حافظتها لأننى أنا الذى كنت على الطائرة

Her neyse bak, ayrıldığımızı biliyor fakat bilmediği, hala senin kanepende yaşadığım ve erkek arkadaşının benim t-şirtlerimi giydiği.
علي اي حال, اسمعي, هي تعرف اننا انفصلنا لكن ما لا تعرفه هو انني انام علي كنبتك وصديقك يلبس قميصي

Tabii ki, sizin Bilmediğiniz şey şu ki, bu iki istasyon birbirinden sadece yaklaşık yüz metrelik bir mesafede.
بالطبع، ما لا تعرفه هو أن المحطتين تبعدان عن بعضهما البعض مسافة مائة متر فقط

Şunu bilmiyorsun; ben müdürüme, o da Beyaz Saray'a Song'u getireceğimize dair söz verdik.
لأنّ ما لا تعرفه هو أنني أكّدتُ للمدير، الذي بدوره أكّد للبيت الأبيض،

Hiç Tanımadığın birini nasıl peşime takarsın?
كيف يمكنك أن تستأجر شخصاً لا تعرفه للتجسُس عليَ؟

Hayatında hiç yanlış bir şey yapmadı. Onu tanımıyorsun.
انه لم يفعل اى شئ خطأ مطلقا انت لا تعرفه..

Bu haber geldiği zaman, Catelyn en küçük evlatlarının yaşayıp yaşamadığını Bilmiyor.
ولكن ما لا تعرفه بعد أن أصغر أولادها مازالوا أحياء.

- Tanımazsın. Önemli değil.
- ليس من المهم أن تعرفه ، كما أنك من الأساس لا تعرفه

Birinci kural; bildiğini bil, Bilmediğini de!
القاعدة الأولى هي أعرف ما تعرفه و اعرف ما لا تعرفه

Belki bilmiyorsunuz, ama o daha on iki... yaşındayken o dağa tırmanmıştı.
ربما انت لا تعرفه, انه يتسلق الجبال منذ ان كان فى 12 من عمره