ويكيبيديا

    "لا يشعر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gelmiyor
        
    • hissetmez
        
    • hissetmediğini
        
    • iyi değil
        
    • kendini pek
        
    • hissetmiyormuş
        
    • kendini iyi hissetmiyor
        
    • kendini kötü hissetmesin
        
    Ama camın bu tarafında dururken, hiç de öyle gelmiyor. Open Subtitles فقط لا يشعر مثل أن على هذا الجانب من الزجاج.
    Fernando, üzgünüm ama bu doğru gelmiyor. Open Subtitles فرناندو، وأنا آسف، ولكن هذا فقط لا يشعر الحق.
    O, göğsünüzden geri çekilen havadır; zira kendini ciğerlerinizde güvende hissetmez. TED هو الهواء ينسحب من صدرك لأنه لا يشعر بالأمان في رئتيك.
    Kendini iyi hissetmediğini, konuk odasında biraz kestireceğini söyledi. Open Subtitles قال بأنه لا يشعر بأنه بخير وذهب لغرفة الضيوف ليأخذ قيلولة.
    Ama müzik yapımcısı Rick kendini hiç iyi değil. Open Subtitles أظن بأني سأخبرك من الذي لا يشعر أنه بخير أمم إنه منتج إسطوانات يدعى ريك
    Bak, babam kendini pek iyi hissetmiyor, bu gün gelemeyecek. Open Subtitles اسمعوا ، ابي لا يشعر شعوراً جيداً اليوم لهذا سوف يأخذ إجازة اليوم
    Şimdiki teorimiz bu yönde; fakat hiç acı hissetmiyormuş. Open Subtitles هذه هي النظريَّة الحالية, فهو لا يشعر بأي ألم
    İhtiyar kendini iyi hissetmiyor benzi biraz solgun gibi geliyor. Open Subtitles هذا الرجل لا يشعر أنه على ما يرام أعتقد أنه شاحب قليلاً
    Herhalde ninen, deden kendini kötü hissetmesin diye kasten ikinci olmuştur. Open Subtitles أراهنك بأنها تعمدت الغلط في بعض الاجابات فقط حتى لا يشعر بأنه مهدد
    Yine de bu sana doğru gelmiyor. Open Subtitles ذلك لا يشعر بالراحة
    Sana da doğru gelmiyor mu? Kesinlikle öyle geldi. Open Subtitles أنه لا يشعر حق لكم؟
    Bu bana hiç doğru gelmiyor. Open Subtitles هذا لا يشعر بخير حقاً
    Aydınlanarak hiçbirşey küçülmez... ve diğer insanlar senin yanında kendisini güvensiz hissetmez. Open Subtitles ليس هناك شيء روحي في التقلص حتى لا يشعر الناس بالأمان معك
    Kimse kendini tuhaf hissetmez ve kimse mutsuz birini tatili mahvetmekle suçlamaz. TED لا يشعر أحد أن ذلك غير ملائم، ولا أحد يتّهم الشخص الكئيب بأنّه يخرّب اللحظات السعيدة.
    Böylece Oliver sizden bir şey saklamak zorunda hissetmez. Open Subtitles حتى لا يشعر أوليفر أن عليه أن يخفي أشياء على أي أحد منكما
    İyi hissetmediğini söyledi uçuşun iptali için Görevli Filo Subayını arayacaktı. Open Subtitles قاله إنه لا يشعر بخير و أراد أن يتصل بنائب السرية ليقوموا بإلغاء المهمة
    O yalnız kalmak istemiyor, iyi hissetmediğini söylüyor. Open Subtitles إنه لا يريد أن يكون بمفرده. يقول أنه لا يشعر بخير.
    Başka bir şey? Tamam işte, oğlunun iyi hissetmediğini söyleyecek. Open Subtitles حسنا اذن سوف يقول انه ابنه لا يشعر بتحسن
    Hem sence de takımın bir parçası olmak, tek başına acı çekmekten iyi değil mi? Open Subtitles أترى,أمر لا يشعر بالتحسن أن تكون جزء من الفريق على أن تعاني بمفرد دائماً؟
    Bebeğim dinle... baban bugün kendini pek iyi hissetmiyor. Open Subtitles اوه, عزيزي اسمع بابا لا يشعر انه بخير اليوم انا اسفة
    Larry iyi hissetmiyormuş. Motoru bozduğunu söylüyor. Open Subtitles (لاري) لا يشعر أنه بخير يقول أن أحشاءه ليست سليمة
    Tatlım, baban bu akşam müsait değilmiş, kendini iyi hissetmiyor. Open Subtitles , عزيزتي، والدكِ لا يستطيع رؤيتكِ الليلة إنه لا يشعر أنه بخير، حسناً ؟
    Arkadaşına böyle dersin ki para ödediğinde kendini kötü hissetmesin. Open Subtitles هذا ما تقوله لصديق حتى لا يشعر بسوء عندما يدفع مقابل ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد