Ama bazıları, çok geç olana kadar böyle bir yetenekleri olduğunu bile bilmezler. | Open Subtitles | لكن بعضهم لا يعرفون حتى أن هذه الموهبة مُلْكَهم حتى وقت متأخر جداً |
Ama sen bunu bilmiyorsun. Pek çok kadın bilmez. Evli misin? | Open Subtitles | معي أكثر من عقل , لكنك لاتعرفين ومعظم النساء لا يعرفون |
Çünkü haberleri yok. Müdür bunu benden kişisel olarak istedi. | Open Subtitles | هذا لأنهم لا يعرفون المدير طلب مني الأمر بشكل شخصي |
Ve araştırmalara göre birçok Amerikalı bir Müslümanın ne olduğunu bilmiyor. | TED | وتوضح دراسات أخرى أن معظم الأمريكيين لا يعرفون مسلمًا بشكل شخصي. |
Bazıları da uyurken neler kaçırdıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | تخيل هذا . الذين ينامون لا يعرفون ما يفوتهم |
Ve bu çekim gerçek katılımcılarla çekildi; ne olduğunu bilmiyorlardı. | TED | وهذه لقطات مع مشاركين حقيقيين، لا يعرفون ما الذي يحدث. |
Adamlarımın senden haberi yok. Sadece bilmeleri gereken kadarını söyleyeceğim. | Open Subtitles | .رجالي لا يعرفون بأمرك سأخبرهم فقط بما يجب أن يعرفوه |
Pek çok kişinin varlığını bile bilmediği bir grup hakkında çok bilgin var. | Open Subtitles | حسناً، هذا رأي صارم للغاية عن مجموعة أغلب الأشخاص لا يعرفون حتى بوجودهم. |
Senin kalbini kazanmak isterler, ama ona nasıl değer vereceklerini bilmezler. | Open Subtitles | انهم يودون الحصول على قلبك و لكنهم لا يعرفون كيف يقدرونه |
Tanık kürsüsünde doğruyu söylemene rağmen bir yalancı olarak suçlanana kadar bilmezler. | Open Subtitles | إنهم لا يعرفون الشعور حتّى يكون هنالك يخبرون الحقيقة ويتمّ إتهامهم بالكذب. |
Ve, cinsel olarak ilgisiz olan çiftler, birden kendilerini öyle arzuyla aç bulurlar ki, bunun nerden geldiğini bilmezler. | TED | والشركاء الذين كانوا غير مبالين بالجنس سيجدون أنفسهم فجأة شهوانيين بشراهة لا يعرفون كيف حصل هذا |
Olay Yeri İncelemede işlerin nasıl yürüdüğünü bile bilmez onlar. | Open Subtitles | هم حتى لا يعرفون كيفية العمل في سي إس آي |
Çoğu kişi, insan gözünün kendi görüş alanında bir kör noktası olduğunu bilmez. | Open Subtitles | معظم الناس لا يعرفون أن العين البشرية لها مناطق عمى في مجال رؤيتها |
Bu konudan hiç haberleri yok. Sizi görmek benim kendi fikrimdi. | Open Subtitles | . فهم لا يعرفون أي شئ عن ذلك كانت هذه فكرتي لمقابلتك |
Ama acımasızca saldıracağımdan haberleri yok. | Open Subtitles | ولكنهم لا يعرفون أني أنوي مهاجمتهم بلا رحمة |
Elma şarabıyla elma suyu arasındaki farkı çoğu insan bilmiyor. | Open Subtitles | لعلمك، معظم الناس لا يعرفون الفارق بين شعير وعصير التفاح. |
farkında değiller ama istiyorlar. | Open Subtitles | انهم يعملون عليها و هم لا يعرفون لكن ذلك ما يريدون |
O şeyi gönderdiklerinde henüz... .. nasıI geri getireceklerini bilmiyorlardı. | Open Subtitles | الأمر هو عندما أرسلوه، إنهم لا يعرفون بعد كيف يستعيدونه. |
Ama ailelerimizin haberi yok. Çok katılar bu konuda. Korkmana gerek yok evlat. | Open Subtitles | لكن والدينا لا يعرفون شيئا إنهم صارمون جدا |
Bu haritacıların bilmediği şeyleri gösterir. | Open Subtitles | هذا دليل على أن صناع الخرائط أنفسهم لا يعرفون |
Tahliye edilenlerin %25'i gitmeleri söylenen yere gitmiyorlar ve başka bir %25 ise, tahliye bölgesinde olduklarını bile bilmiyorlar. | Open Subtitles | لدي 25 بالمئة من السكان لا يذهبون إلى الأماكن التي أمروا بالذهاب إليها و 25 بالمئة اخرون لا يعرفون |
Bunun iç in yatıp kalkıp dua etmelisin. Soyadını bilmedikleri sürece. | Open Subtitles | يجب أن تفرح لذلك ، طالما أنهم لا يعرفون اسم عائلتك |
Ve en üzücü kısmı, bunu bilmeden ölmüş olması. | Open Subtitles | والجزء الأكثر حزنا هو انه مات لا يعرفون ذلك. |
İnsanlar nereye gideceklerini ya da ne için savaştıklarını bile bilmiyordu. | Open Subtitles | -إنهم لا يعرفون إلى أين هم ذاهبون أو حتى لماذا يقاتلون |
Birşey bildikleri yok. Sadece deli adamla eğleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يعرفون شيئاً إنهم يستمتعون بالعبث مع رجل مجنون فحسب |
Ama insanlar kendilerine verilene kadar neye ihtiyaçları olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لكن الناس لا يعرفون ما يحتاجون له حتى يعطى إليهم |
Götüne bile soksanız polisliğin neye benzediğini bilmeyen patronlarımız var. | Open Subtitles | لدينا قادة لا يعرفون العمل الشرَطيّ حتى لو عظ مؤخرتهم |