Ama sonra kadın, Karar vermek için zamana ihtiyacım var diyor. | Open Subtitles | فتقول إنها بحاجة إلى المزيد من الوقت لتقرر |
Bu Sali Yankees ve Boston macina, iki bilet, Gömleginin karsiliginda. Karar vermek için 5 saniyen var. | Open Subtitles | اليانكي و بوسطن هذا الثلاثاء مقعدين مقابل قميصك، لديك 5 ثواني لتقرر |
Birincisi, benim için neyin iyi olduğuna karar verme hakkın yok. | Open Subtitles | أولا, ليس لديك الحق لتقرر ماهو جيد بالنسبة لي |
Kim masum kim değil sen mi karar veriyorsun. | Open Subtitles | أنت لديك الحق لتقرر من هو برئ ومن هو مذنب. |
Ailesinin iyi olup olmadığına sen karar veremezsin. | Open Subtitles | لايرجع الامر اليك لتقرر سواء من جيد او لا |
Konuş onunla. Sonra karar verecek çok zamanın olacak. Yada belki böylesi daha iyidir. | Open Subtitles | تحدث معها، وسيكون هناك وقت لتقرر لاحقاً هذا هو الأفضل للجميع |
O yeri kapmak isteyip istemediğinize Karar vermek için hafta sonuna kadar vaktiniz var. | Open Subtitles | لكن هناك مكان واحد في زورق النجاة. ولديك حتى نهاية الأسبوع لتقرر إن كنت تريده. |
Yabani turp seçerken... ..5 dakika Karar vermek için bekler. | Open Subtitles | تستغرق 5 دقائق لتقرر ماذا تأخذ، قبل أن تختار نفس الكعك القديم. |
Savaşı savaşmak, kimin hayatta kalabileceğine Karar vermek için kötü bir yoldur. | Open Subtitles | تخوض حربا هو وسيلة سيئة لتقرر من الذي يحصل على البقاء على قيد الحياة. |
Yani bu simule edilmiş robotların yapı çerçevesinde nasıl hareket edeceklerini gösteren hareket kuralları vardır, konumlandıracakları yerler ararlar ve bloğun yerleştirilmesine Karar vermek için blok gruplarına baktıkları yerlerde patern kuralları vardır. | TED | وهذه المحاكاة لها قوانين حركة والتي تتحرك بها عبر البناء باحثةً عن مكان لها ولها قوانين نمطية تنظر من خلالها عبر مجموعة من قطع البناء لتقرر أين ستضع هذه القطعة |
Çoğu büyük şehir Londra'dakine benzer hava kalitesi gözlem istasyonları ağını, trafiği ne zaman keseceklerine veya fabrikaları ne zaman kapatacaklarına Karar vermek için kullanıyor. | TED | معظم المدن الرئيسية تدير شبكات خاصة بمحطات لمراقبة نوعية الهواء مثل هذه هنا في لندن، لتقرر متى تخفّض من الزحمة ومتى تغلق المصانع. |
Ne yapacağına Karar vermek için 12 saniyen var. | Open Subtitles | لديّك 12 ثانية لتقرر ماذا تفعل. |
Anne, mahkeme hâlâ karar verme aşamasında. | Open Subtitles | آن , المحكمة مازالت مجتمعة لتقرر حكمك. |
kimin zenci olmaya... uygun olup olmadığına... karar verme hakkını kim verdi? | Open Subtitles | ... لتقرر من يصلح ... لأن يكون زنجياً ... ومن لا يصلح ؟ |
Sen kim oluyorsun da insanların yaşamalarına veya ölmelerine karar veriyorsun? | Open Subtitles | مَن أنت بحق الجحيم لتقرر مَن الذي يعيش ومن يموت؟ |
Peki sen kimsin de kimin yaşayıp, kimin öleceğine karar veriyorsun? | Open Subtitles | من انت لتقرر مصير من يعيش ومن يموت؟ |
Birincisi, sen benim için neyin iyi neyin kötü olduğuna karar veremezsin. | Open Subtitles | أولا, ليس لديك الحق لتقرر ماهو جيد بالنسبة لي |
İkimizle ilgili olan şeye sen tek başına karar veremezsin. | Open Subtitles | لنا، أنت لاتملك الحق لتقرر وحدك |
Sonuçta ne yapmak istediğine annen karar verecek. | Open Subtitles | الأمر لأمكِ لتقرر ما تريد فعله |
kimin yaşayıp kimin öleceğine karar vermek sana düşmez. | Open Subtitles | الأمر ليس متروك لك لتقرر من يعيش ومن يموت |
Peggy bebek kendi kararını verecek yaşa gelene kadar ameliyat iptal edildi. | Open Subtitles | اتفقا على وقف العملية الجراحية حتى تكبر الطفله بيغي لتقرر لنفسها |
Hemen karar vermene gerek yok. | Open Subtitles | لست مضطرًا لتقرر الآن |
Yüzünün neye benzeyeceğine karar vermen için 5 dakikan kaldı. | Open Subtitles | الآن أمامك 5 دقائق لتقرر كيف تودّ وجهك أن يبدو. |