Ama yine de beni arayacağını söylediği için... aramayacağını söylemek için aramalıydı... ve ben de bunun için ona teşekkür ederdim. | Open Subtitles | لكن حتى لو أنها ذكرت انها ستتصل كان عليها ان تتصل لتقول انها لن تتصل وكان على وقتها أن اشكرها للأتصال |
Eğer babam hakkında verdiğin kararı söylemeye geldiysen, söyle ve git. | Open Subtitles | اذا اتيت لتقول لي قرارك عن والدي فقط قل و اذهب |
Leo, sence de gerçekte kim olduğunu söyleme zamanı gelmedi mi? | Open Subtitles | اذا ليو الا تظن أنه حان الوقت لتقول لى من أنت؟ |
O kadar yoldan geliyorsun ve beni ormana çekip bunları söylüyorsun. | Open Subtitles | هل ستأتي كل هذا الطريق إلى هنا لتقول لي هنا بالغابة |
Bana hoşçakal demek için kendiliğinden gelmedin sanırım. | Open Subtitles | أنا واثقه أنك لم تأت لتقول وداعا كمبادره خاصه منك |
Bize ne olursa olsun ailelerimizi sevmemizi... ve onlara yakın olmamızı söylerdi, çünkü sonuçta tek önemi olan bu. | Open Subtitles | كانت لتقول لنا أن نحب أفراد عائلاتنا بدون قيد أو شرط وأن نبقيهم قريبين منا ففي نهاية المطاف إنهم كل ما يهم |
Blanche gerçeği söyleyecek durumda değil. | Open Subtitles | بلانش ليست فى حالة عقلية سليمة لتقول الحقيقة |
-Ne yaptığını bize de söylemeyi düşünüyor musun? | Open Subtitles | أمُهتم لتقول لنا ما الذي تفعله؟ انتظر للحظة. |
Bak, eğer bana söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi bir şansın var. | Open Subtitles | انظروا ، إذا كان هناك شيء تريد لتقول لي ، الآن هي فرصتك. |
İyiymiş. Peki bunu söylemek için buraya kadar mı geldin? | Open Subtitles | حسناً,هذا لطيف,ولكن لمَ قدت طوال الطريق الى هنا لتقول ذلك؟ |
Ben sadece aradığınız her şeyin iyi olduğunu söylemek için. | Open Subtitles | تتصل بي فقط لتقول أن كل شيء على ما يُرام |
Bu ay da mı, ödemeyi tam yapamıyacağını söylemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل هذه هي طريقتك لتقول أنّ ليس لديك نقود مُجدداً؟ |
Belki de buraya aklının başında olmadığını söylemeye gelmişsinizdir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنك هنا لتقول أنها لم تكن تعي ما تفعله |
Bu, artık otellere kahve satmaya başlamak istediğini söyleme şeklin mi? | Open Subtitles | أهذه طريقتُك لتقول أنك تريدُ أن تبيع قهوتك إلى الفنادق الآن؟ |
Arıyorsun ve 3 saniye süre içinde ne istersen söylüyorsun. | Open Subtitles | و سوف تتصل به و لديك 3 ثوانى لتقول له ما تريد |
Bir merhaba demek için Bea uğradı. | Open Subtitles | مرحبا عزيزتي بي جاءت لتقول مرحبا هل تذكّرين بي؟ |
Dünyanın en güzel yerini böyle görebileceğimi söylerdi. | Open Subtitles | لتقول أنه يمكننا أن نرى الجانب الأفضل من العالم |
Birbirimiz bunu bana söyleyecek kadar iyi tanımıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعرف بعضنا البعض جيداً لتقول كلاماً كهذا لي. |
Eğer ona söylemeyi düşünüyorsa, başka kime söyleyecek? | Open Subtitles | لو انها على استعداد لتقول له، من ستقول له اذا؟ |
Sence karımın ne demeye çalıştığını senden duymaya ihtiyacım var mı? | Open Subtitles | هل أنا بحاجة لك لتقول لي ماذا تريد زوجتي قوله ,هه |
Sonra arayıp galeride acil bir işinin çıktığını ve oraya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | إتّصلت لاحقاً لتقول أنّها ذهبت للمعرض لأجل أمر طارئ في اللحظة الأخيرة. |
Sarge, bak silah ve Pimento'nun resmi şimdi ne diyeceksin bakalım. | Open Subtitles | يا رقيب انظر مسدس وصورة لبيمنتو ماذا لديك لتقول الان؟ |
Ama özel olarak tek bir şeyi söylemen için seni buraya çağırdım. | Open Subtitles | طلبت منكم هنا لتقابلني لتقول لي بشكل خاص شيء واحد فقط صحيح. |
- Kurnaz. Ben küçük işletme sahibiyim. Kime dışlanmış diyorsun? | Open Subtitles | أنا أمتلك عملاً صغيراً ولا حاجة بك لتقول أنّي محروم من حقي الشرعي. |
Kendi çocuğunun böyle bir şey söylemesi nasıl da korkunç olmalı? | Open Subtitles | فكم كنت فظيعاَ حتى مع ابنتك الوحيدة لتقول شيئا كهذا ؟ |
Sanırım bunu bana söylerdin yoksa sorumluluğum büyük olurdu. | Open Subtitles | لا إفترضت أنك كنت لتقول لي هذا لأنني لكنت مسؤولاً لو صح ذلك |