Evet, bu pasaklı polyester parçası sekiz yıldır yüzümdeki yağlara maruz kaldı. | Open Subtitles | أجل، هذه القطعة الوضيعة من البوليستر ظلت مغمورة في الزيت لثمان سنوات |
sekiz yıldır sürekli plan yapıyor, sonra da planları bozuyorsun. | Open Subtitles | لثمان سَنَواتِ كُنْتَ تقوم ببناء الخطط و تهدمها |
sekiz yıldır bu odadayım, Clarice. | Open Subtitles | لقد مكثت بهذة الحجرة لثمان سنوات , كلاريس |
Balıkların hafızası sadece sekiz saniyeymiş. | Open Subtitles | أتعرفين أن الأسماك يمكنها أن تذكر الأشياء لثمان ثواني ؟ |
Ve tıpkı babanın olduğu gibi, hepimiz bu güzel ayakkabıyla sekiz yıllık zaferin konusunda oldukça heyecanlıyız. | Open Subtitles | و مثل والدك تماماً كلنا متحمسون للغاية بانتصاراتك المتتالية لثمان سنوات في مجال صناعة الأحذية |
sekiz yılını verdiğin o güzel ayakkabıyla yakaladığın başarınla... bizler de en az baban kadar gururlandık. | Open Subtitles | و مثل والدك تماماً كلنا متحمسون للغاية بانتصاراتك المتتالية لثمان سنوات في مجال صناعة الأحذية |
Yani şu anda sekiz saat, 56 dakika ve 15 saniyedir yörüngede. | Open Subtitles | لذا الآن هو يكون في المدارِ لثمان ساعات ، 56 دقيقة و15 ثانية |
sekiz saat yalnız kalıyorsun, ve sonu hastanede bitiyor. | Open Subtitles | تنفرد بها لثمان ساعات فتكون النتيجة المستشفى |
sekiz saat yalnız kalıyorsun, ve sonu hastanede bitiyor. | Open Subtitles | تنفرد بها لثمان ساعات فتكون النتيجة المستشفى |
sekiz saat boyunca ayakkabılarını seyredip yine de iyi vakit geçirebilirler. | Open Subtitles | يمكنهم النظر إلى أحذيتهم لثمان ساعات ولا يملون من ذلك |
sekiz sene oldu ve ismini bilmiyorum. | Open Subtitles | كنتُ هنا لثمان سنوات، ولم أكن أعرف اسمك.. |
sekiz yıl o cehennemde çalıştım. Nedenini biliyor musunuz? | Open Subtitles | عملت لثمان سنوات في ذلك المكان اللعين,أتدرون لماذا؟ |
Sen ise diğer yandan, en bir yakın arkadaşınla beraber sekiz yıl çalışacak kadar şanslıydın. | Open Subtitles | على أية حال، كنت محظوظاً كفاية للعمل مع أفضل صديق لك لثمان سنوات |
Ben bu şehirde sekiz yıl yaşadım, dostum. | Open Subtitles | لقد عشت في هذه المدينه لثمان سنوات, ياصاح |
Yani bugün sekiz saat boyunca havadayız. | Open Subtitles | سنبقى معلقين في الجو الليلة لثمان ساعات تقريباً. |
Siz geri dönene ve onun yerini alana kadar, oğlunuzu sekiz ayrı cinayetten ölüm cezasına çarptıracağıma söz verebilirim. | Open Subtitles | ويمكنّني أن أعدكِ، إبنكِ سيواجه عقوبة الموت لثمان جرائم قتل مالم تسلّمي نفسكِ وتأخذين مكانه |
Saçma bir şeyi kanıtlayın diye sekiz saat yemek pişirmedim ben. | Open Subtitles | لم أطبخ لثمان ساعات حتى تهربوا أنتم لإثبات أمر أبله |
Ki biliyorsun içeri sekiz aydır erkek sinek bile girmedi. | Open Subtitles | والذي كان لثمان شهور معروف بالمنطقة الميتة |
Patlamış mısırın elimde sekiz saat dönmeni bekledim. | Open Subtitles | كنت أمسك ببوشارك لثمان ساعات انتظر قدومك |
Günümüzde bunun gibi, sekiz yıldır aynı olan bir yer bulmak alışılagelmiş bir şey değil. | Open Subtitles | إنه من غير المعتاد أن تجد في هذه الأيام مكان كهذا المكان لم يتغير لثمان سنوات |