Şimdiyse aşağı gazeteyi almaya bile gitmiyorsun. Dışarıda bizi kim bekliyor? | Open Subtitles | والآن لا تذهب حتى لجلب الجريدة فمَن عساه أن يكون بالخارج؟ |
Bir dakika sonra bebeği canlandıramadığında bebek maskesini almaya koştu ve bir başkası vakumu almaya gitti. | TED | وبعد دقيقة، حين لم ينشط ذلك الطفلة، ركضت لجلب قناع الطفل و الآخرى ركضت لجلب الشفاطة. |
Biz onu, insanları yüz yüze getirmek için, birbirleriyle iletişim sağlayıp, gerçek ilişkiler kurabilmeleri için ve iş bulabilmelerini desteklemek için kullandık. | TED | لقد قمنا باستعمال ذلك لجلب الناس ومواجهة بعضهم البعض والربط بينهم، بناء علاقات حقيقية ودعم الناس لإيجاد عمل. |
Parasını ödediğim kahveyi almak için uzanmak, inanılmaz tehlikeli bi şey haline geliyor. | TED | الوصول للأعلى لجلب قهوتي التي دفعت ثمنها هو تجربة خطرة بشكل لا يصدق. |
Yönetmeliklere aykırı diyorsan, ben de kimseyi atı getirmeye göndermem. | Open Subtitles | لن أبعث أحداً لجلب الحصان.. لأن ذلك يخالف التعليمات |
Bir kova getireyim. Halıya kan bulaşmasın dikkat et. | Open Subtitles | سأذهب لجلب دلو لا أريده أن ينزف على سجادتي |
Çıkıyorsan bize biraz patlamış mısır getir. | Open Subtitles | يا رجل، إذا خرجت،إذهب لجلب بعض من البوب كورن |
Ben yardım getireceğim. Mümkün olduğunca çabuk dönerim. | Open Subtitles | سأخرج لجلب المساعدة سأعود بأسرع وقت ممكن |
Ben de arabaya gidip kalan şeyleri alayım. | Open Subtitles | أتعلمون , أنا سأذهب لتفقد السيارة لجلب بقية الاشياء |
Portland, Oregon'a gidip bir karaciğerini mahvettiğim kadın için karaciğer mi alacağım? | Open Subtitles | ،أنا سوف أسافر إلى بورتلاند، بولاية اوريغون لجلب كبد لأجل إمرأة الذي أفسدت مسبّقاً كبد لها؟ |
Kim minibüsümde tane mısır almaya gelmek ister? | Open Subtitles | من يريد الذهاب معي لجلب الذرة الحلوة الموجودة بشاحنتي الصغيرة؟ |
Sadece eşyalarımı almaya geldim, Artık Donna'nın yanında kalmıyorum. | Open Subtitles | لقد جئت فقط لجلب بعض متعلقاتي , إنني حتى لن أقيم عند دونا |
Sadece eşyalarımı almaya geldim. Donna'nın yanında bile kalmıyorum. | Open Subtitles | لقد جئت فقط لجلب بعض متعلقاتي , إنني حتى لن أقيم عند دونا |
Ve işlerimizi akıllı makinelerin çağı için yeniden tasarlarken hepinizi çalışma hayatımıza daha fazla insanlık getirmek için yanımda çalışmaya davet ediyorum. | TED | و بينما نحن نقوم بإعادة تصميم العمل لتمهيد عصر من الآلات الذكية، أدعوكم جميعًا للعمل بجانبي لجلب المزيد من الإنسانية لحياتنا العاملة. |
Dünya'ya uyuşmazlık getirmek için kardeşine ve kardeşinin müttefiklerine saldırmaya karar verdi. | TED | لجلب الفتنة إلى العالم، قرّر مهاجمة أخيه وحلفائه. |
Müsaadeniz olursa, öğretmenler odasından kötü kahveden almak için beş dakikam var. | Open Subtitles | حسناً، لو عذرتني، لديّ خمس دقائق لجلب القهوة سيئة من غُرفة المُعلمين. |
Anne, biz set için taş getirmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | أميّ، إننا ذاهبون لجلب الصخور من أجل السّد. |
Şimdi müsaade ederseniz, gidip bavullarınızı getireyim. | Open Subtitles | إذا كنت ستسمح لى . سأذهب لجلب حقائبك |
Koş su getir. | Open Subtitles | حسنًا، اذهب لجلب بعض من الماء، سأتصل لطلب النجدة. |
Onu karşıla. Ben de oğullarını getireceğim. | Open Subtitles | شاكسيه الآن وسأذهب لجلب ابنيك ليعيناك في نزاعاتك |
Ben gidip tatlı bi şeyler alayım, aslında şey... | Open Subtitles | أنا ذاهب لجلب بعض التحلية ..بالحقيقة،لذا |
Gözün için başka bir şey alacağım. | Open Subtitles | أنا سوف أذهب لجلب شيء ما أخر من أجل عينك ، حسناً؟ |
Yemeği alıp kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaları için o bölgedeki paylaşım ekonomisindeki sürücülerle bağlantıya geçiyoruz. | TED | نقوم لاحقاً بالتواصل مع سائقين محليين في القطاع المشترك لجلب هذا الطعام وإيصاله مباشرةً إلى أبواب المنظمات الخيرية والناس المحتاجين. |
Bu parlak ışıkların sadece olası avcılara karşı korunmak için değil aynı zamanda olası eşleri çekmek için kullanılan usta bir iletişim aracına dönüşmesi milyonlarca yıl aldı. | TED | استغرق الأمر ملايين السنين قبل أن تتطور تلك الأضواء البراقة إلى أداة تواصل ذكية التي يمكن استخدامها ليس فقط لإبعاد المفترسين المحتملين بل أيضًا لجلب القرناء المحتملين. |
Onun için, bu evin sadece görüntüsünün prensi oraya getirecek yeterlilikte olması düşüncesi mümkün olduğu anlamına geliyordu. | TED | بالنسبة له، فكرة أن مجرد صورة لهذا المنزل كانت كافية لجلب برنس هناك عنت أن ذلك كان ممكنًا. |
Sevgili yüce babamız, günahı konuşmak ve tartışmak için şeytandan söz etmek için, beni bu genç ve güzel hristiyanların arasına getirdiğin için sana çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | العزيزالسماوي ، شكرا جزيلا لجلب لي فيوجودهذه الشباب الرائع المسيحيون لمناقشةوالتحدث عن الإغراء، |
İstersen, şehre inip bir paket alalım. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب الى البلدة لجلب عبوة , أذا أردت. |
Bak, ben yardım çağırmaya gidiyorum, sen burada kal. | Open Subtitles | انصتي، سأذهب لجلب المساعدة و أنتِ ابقي هنا. |