Seni korumak için elimden geleni yapacağıma inansan iyi edersin. | Open Subtitles | . أنتى تصدقى بأننى سأفعل كل ما فى وسعى لحمايتك |
Bana söylerken çok üzgündü ama bunu seni korumak için yaptı. | Open Subtitles | لقد شعرت بشعـور سيئ عنـدمـا أخبرتنـي بذلك لكنّها قامت بذلك لحمايتك. |
Pekâlâ, seni gece gündüz korumak için elimizden geleni yaparız. | Open Subtitles | حسناً , اذا سنفعل ما نستطيع لحمايتك ليلاً و نهاراً |
Ama teklifimi geri çevirirsen seni korumak için bir şey yapamam. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت صد بلدي المجس، أستطيع أن أفعل شيئا لحمايتك. |
Ama Kraliçe olarak seni korumak için elimizden geleni yapmalıyız. | Open Subtitles | لكن علينا أن نبذل كل ما في وسعنا لحمايتك كملكة |
Seni ve masumiyetini korumak için sevdiği her şeyden uzaklaşmasına yardımcı oldum. | Open Subtitles | لقد ساعدته على الإبتعاد عن كل شيء أحبه لحمايتك أنتِ وأطفالك الأبرياء |
Seni korumaya çalışıyorum, şirketi korumak için elinden geleni yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | وأنا سأفعل ما فى استطاعتي لحمايتك وأعلم أنك ستفعل افضل ما لديك لحماية شركة |
Seni ve şehri korumak için Rico idam edilmeliydi. | Open Subtitles | ريكو كان عليه ان ينفذ لحمايتك لحماية المدينة |
Bu aptallara sizi korumak için para ödüyoruz, ama onlar sizin öldürülmenize çalışıyorlar. | Open Subtitles | ندفع هؤلاء البلهاء لحمايتك, و هم يفعلون ما سيؤدى لقتلك |
Seni böyle pisliklerden korumak için kanun yanında. | Open Subtitles | أنا هنا لحمايتك يا كوزيت من المجرمين أمثاله |
Ama işin özeti, seni korumak için kaynaklarımı kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن الحد الفاصل هو أريد إستعمال مصادري لحمايتك |
Bu giysi seni sıcaktan, basınçtan ve nükleer radyasyondan koruyacak | Open Subtitles | البدلة صُممت لحمايتك . من الحرارة و ضغط و الإشعاع |
Senin güvenliğin için sevgilim. Düşündüm ki ben "iş seyahati" adı altında önce giderim... sende burada kalıp ortaya çıkan sorunları halledersin. | Open Subtitles | لحمايتك ، عزيزتي ظننت أنني سوف اذهب في رحلة عمل ، بينما أنتي |
Şu ana kadar yaptığım veya söylediğim her şey seni ve kız kardeşini korumak içindi. | Open Subtitles | كلّ شيء قلته أو فعلته، كان لحمايتك أنتَ وأختك. |
Ama burada hala senin korumana ihtiyacı olan biri var. | Open Subtitles | ولكن ما زال هناك شخص ما هنا بجاجة لحمايتك الخاصة |
Ama sen de, o bilgileri korumanın ne kadar acı verici olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | ولكنك أيضاً تعرفين كيف سيكون التعذيب بالنسبة لك لحمايتك لهذه المعلومات |
Aptalca davrandığımı düşündüğünü biliyorum ama müdüründen seni koruma emri aldım. | Open Subtitles | لحظه , انا اعلم انك تظن اني فقط اتصرف بسخافه لكن لدي امر مباشر من مديرك لحمايتك |
Ve bir gün, seni koruması için benim gibi birine ihtiyaç duyacaksın. | Open Subtitles | ويوماً ما، سوف تتمنين أن هناك رجل مثلي لحمايتك منه |
Bak, belki de burada kalıp seni korumam gerek. | Open Subtitles | حسنا، ربما يجب علي أن أخرج وأراقب ما يجري لحمايتك |
Biliyorsun, Lizzie, her zaman senin yanındayım ve seni korurum. | Open Subtitles | تعلمين ، ليزي سأبقى دائما معك هنا لحمايتك |
Sizi korumama artık ihtiyacınız yokmuş gibi konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | انت تتكلم بطرقة كأنك لا تحتاجني لحمايتك مرة اخرى |