Usain Bolt onu geçiyor ve koşucular bitiş çizgisine gelip her biri geçtiğinde bir bip sesi duyacaksınız. | TED | فيتجاوزه، وفيما يصل العدائون لخط النهاية، ستسمع صفيرًا مع تجاوز كل متسابق للخط. |
Sayı çizgisine baktığında, sonsuz sayıda sonsuz sayılara ve kesirlere bölündüğünü zaten biliyordu. | Open Subtitles | لقد عرف سلفاً أنه عندما تنظر لخط الأعداد، فهو يتجزأ إلى أعداد لا نهائية الصحيحة منها والكسرية. |
Yakın taraftan kolayca sıyrıldı ve güzel bir koşu yapıyor. Dillon'ın 40-yard çizgisine gelmeyi başardı. | Open Subtitles | يفرّ و يركض بروعة لخط 40ياردة الخاص بديلون |
Eğer orada bir sayborg varsa, son bir savunma hattına gereksinimimiz olacak. | Open Subtitles | ،لو أنّ هناك رجل آلي في هذا المبني فسنحتاج لخط دفاع آخير |
Boru hattına karşı olanları öldürtecek kadar soğukkanlı birinin basına karşı yalan söylemeyi de becerebileceği aklınıza gelmedi mi hiç? | Open Subtitles | هل بق وأن فطرت بأنها باردة بما يكفي لأن تقتل المعارضين لخط أنابيبها؟ و باردة بأن تكذب ايضاً على الصحافة؟ |
Sarayın kapısı için savunma hattı gerekiyor! Bariyerler daha yüksek olmalı. | Open Subtitles | أحتاج لخط دفاعي لبوابة القصر لا بد وأن تكون الحواجز عالية |
hat lâzım. Dış hat lâzım. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى خط أنا بحاجة لخط خارجي. |
Öyle bir şey söyleyeyim ki, ne yanlış ne doğru olsun sonra onlara gerçek destek hattının numarasını veririm veya bir ürün satmaya çalışırım. | Open Subtitles | ما أقوله أن تمنحني جملة عامة حيث لا أكون مخطأ أو مُصيب و من ثم أما أن أحولهم لخط آخر، أوأنيسأقدملهمبعضالمنتجات، |
Hayat, bitiş çizgisini ilk kim geçti sorusundan çok daha karmaşıktır. | Open Subtitles | الحياة أكثر تعقيداً من أينا يصل لخط النهاية أولاً |
Bildiğim tek bir şey varsa, o da anne ve babanın bitiş çizgisine kadar tüm mesafeyi birlikte aşacaklarıdır. | Open Subtitles | اذا كان هناك ما أعرفة فأن أباك وأمك سيكملان لخط النهاية |
- Bitiş çizgisine varamadan ölebilirsin. - Ee? Pes etmiyorum. | Open Subtitles | ويمكن ان تموتي قبل حتى ان تصلي لخط النهاية انا لن استسلم |
Herkes onu geçip gitse de ayağa kalktı ve bitiş çizgisine kadar koştu. | Open Subtitles | ولكن كونه مازال في السباق كان عليه ان يقوم ويستكمل السباق حتى يصل لخط النهاية |
Vasquez serbest atış çizgisine doğru gidiyor artık maçın kaderi onun omuzlarında. | Open Subtitles | فاسكويز تتوجه لخط الرميات الحرة والمباراة على أكتافها. |
Bitiş çizgisine kadar itmek gerekir bunu, ya da çekici kullanmak lazım. | Open Subtitles | يمكنك دفعها لخط النهاية أو أن تجرها |
Bebeğim, Bu Porsche'u başlangıç çizgisine götür tamam mı? | Open Subtitles | عزيزتي خذي البورش لخط البدايه حسنا |
Bizi ana bilgisayarın sabit hattına ne kadar hızlı götürebilirsin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تأخذنا بسرعة لخط إتصال الكمبيوتر المركزي ؟ |
Beamen hücum hattına gidiyor. 3 dakika kaldı. 14-3 Chicago. | Open Subtitles | بيمن يتجه لخط المناوشة باق ثلاث دقائق، 14-3 لصالح شيكاغو |
Bu bir bilgi ve danışma hattı çağrı merkezi. | TED | هذا مركز الإتصال لخط الخدمات والمعلومات. |
Bu kadar, içerik olmadan anlamsızlar. 500 milyar dolar bu boru hattı için. 20 milyar dolar bu savaş için. | TED | وهذا يعني، انها لا معنى لها بدون سياق. 500 مليار لخط الأنابيب هذا. 20 مليار لهذه الحرب. |
Sonunda ulaştım. Açık bir hat lazım bana. | Open Subtitles | أنا مقيّد هنا، أحتاج لخط مفتوح فحسب. |
Boru hattının engelleri hakkında önlerine çıkan altı lider hakkında ve onların yok edilmesi için gereken miktarın yapıldığı bir konuşma. | Open Subtitles | مكالمة ناقشنا فيها العوائق لخط الأنابيب الرعماء الـ6 الذين وقفوا بطريقها |
Dağ çizgisini takip eden ticaret yollarıyla birbirine bağlı olan bir dizi imparatorluk kıta boyunca yayılmıştır. | Open Subtitles | تبعا لخط الجبال و إرتباطها ، بعدد من المسالك التجارية سلسلة من الإمبراطوريات قد نهضت عبر القارة |
Elimizdeki el yazısı delile dayanarak diyebilirim ki evet, aynı kişinin yazısı. | Open Subtitles | سأقول وبناء على البينة لخط اليد المتحة لدينا نعم، إنه ذات الشخص |