ويكيبيديا

    "لديك سبب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sebebin var
        
    • bir sebebin
        
    • bir sebebiniz
        
    • sebebin vardır
        
    • nedenin var
        
    • bir nedenin
        
    • bir nedeniniz
        
    • bir sebebi var
        
    • neden yok
        
    • için nedenin
        
    • sebeplerin vardı
        
    • Bunun bir sebebi
        
    • bir sebebi vardır
        
    • için bir sebep
        
    • için hiçbir nedenin
        
    Yani Çinli patronun gönlünü yapmak için bir sebebin var. Open Subtitles لديك سبب إذاً لإبقاء القائد الصيني سعيداً
    Bizi buraya kadar getirttiğine göre, iyi bir sebebin olmalı, Harold. Open Subtitles من الأفضل أن يكون لديك سبب وجيه لسحبنا إلى هنا، هارولد
    Onu öldürmek için bir sebebiniz olduğu dün gece ortaya çıktı. Open Subtitles هل كان لديك سبب وجيه جدا لقتلها كما اكتشفت الليلة الماضية
    Senin hayatını mahveden bir adamın ölmesini istemen için bir sebebin vardır. Open Subtitles لديك سبب مقنع لتتمنى موت الرجل الذي حطّم حياتك
    Belli ki Phil'le beni ayrı tutmak için geçerli bir nedenin var. Open Subtitles من الواضح، أن يكون لديك سبب جيد للحفاظ على فيل وأنا على حدة.
    Erkeğimin şehvetli poposunu almak için iyi bir nedenin vardır umarım. Open Subtitles من الأفضل لك أن يكون لديك سبب لأخذ مؤخرة رجلي الرائعة
    - Seni arıyoruz. - İyi bir nedeniniz olsa iyi olur! Open Subtitles نحن نبحث عنك من الأفضل أن يكون لديك سبب جيد
    bir sebebi var gibi geliyor. Tıpkı bizi buraya çektiği gibi. Open Subtitles يبدو أن لديك سبب وكأن ذلك حدث لإحضارنا هنا
    Beni görmek için haklı bir sebebin var mı, yoksa benden bilgi almak için sıkıştırmaya mı geldin? Open Subtitles هل لديك سبب شرعي لرؤيتي، أو أنتَ هنا لإستخراج المعلومات منّي؟
    Ona elektroşok tedavisi gerek. Ona kızgın olmak için çok sebebin var, ...sana geçen bozuk değerleri mesela. Open Subtitles إنها تحتاج علاج بالصدمة الكهربائية لديك سبب وجيه لتغضبي منها
    Borç verene üzülmek için iyi bir sebebin var. Open Subtitles إذن بيدو أن لديك سبب واضح للغضب من مستلم الضرائب
    Yani, yapmamak için çok da bir sebebin yok ama. Open Subtitles اعني, انا اعلم انه ليس لديك سبب لكي لا تفعلي
    Ve böylece, beni suçlayıp kovmak için bir sebebiniz olacak. Kapı dışarı! Open Subtitles ..في الحقيقه لا أحد يستطيع وعدنها سوف يكون لديك سبب
    Umarım burada bulunmak için çok iyi bir sebebin vardır. Open Subtitles من الأفضل أن يكون لديك سبب مقنع للتواجد هنا
    Karın kredi kartı borçlarını ödemek istediğinde bana ödeme yapmak için bir nedenin var artık. Open Subtitles الآن لديك سبب وجيه لتدفع لي عندما تريد أن تسدد البطاقات الائتمانية
    Eğer bu işe gireceksen iyi bir nedenin olsa iyi olur. Open Subtitles لو كنت ستتدخل في الموضوع يجب ان يكون لديك سبب جيد
    Bana güvenmek için hiç bir nedeniniz olmadığını biliyorum. Open Subtitles وأنا أعرف بأنه ليس لديك سبب مطلقا للثقه في
    En azından bu kez uzun uyumanın bir sebebi var. Open Subtitles على الأقل لديك سبب للنوم متأخرا
    Sizden herhangi birinin şüphelendiğini düşündürecek bir neden yok muydu? Hayır. Open Subtitles هل لديك سبب للاعتقاد أن أى شخص مرتاب بكى ؟
    Biriyle yatma ihtimalin olsaydı... o zaman heyecanlı olmak için nedenin olurdu. Open Subtitles إذا كان هناك فرصة لك في الحقيقة هيا ابدء ومن ثم يجب أن يكون لديك سبب لعصبيتك هذه
    Tüm kariyerini sisteme kafa tutarak geçirdin. Hep haklı sebeplerin vardı. Open Subtitles أمضيت مسيرتك المهنية بأسرها تعمل خارج النظام، لطالما كان لديك سبب مقنع
    İçeri girdiğimiz gibi bizi öldürebilirdiniz ama. Bunun bir sebebi olmalı. Open Subtitles وسعك قتلنا لدى دخولنا، حتمًا لديك سبب.
    Umarım burada olmamızın iyi bir sebebi vardır. Open Subtitles يجب أن يكون لديك سبب مقنع لنا لوجودك هنا
    Kendini paralaman için bir sebep yok. Open Subtitles ليس لديك سبب مقنع لتعذيب نفسك والآن اشرب حليبك وتعال للسرير
    Eğer bunu sana söylersem, dergiyi almak için hiçbir nedenin kalmaz ki. Open Subtitles و إذا أخبرتك فلن يكون لديك سبب لتشتري المجلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد