Kontrol etmen mümkün değil. o yüzden mücadele etmekle enerjini tüketme. | Open Subtitles | الأمر خارج عن سيطرتك، لذا فإنّ المقاومة تبديد لطاقتكَ |
o yüzden tahminim, resim çizdiği yüksek güvende hissettiği ve saklanabileceği bir yer var. | Open Subtitles | لذا فإنّ تخميني هو، أنّ لديها موقع عالٍ حيث تعمل مكان حيث تشعر بالأمان، ويمكنها الإختباء |
o yüzden tahminim, resim çizdiği yüksek güvende hissettiği ve saklanabileceği bir yer var. | Open Subtitles | لذا فإنّ تخميني هو، أنّ لديها موقع عالٍ حيث تعمل مكان حيث تشعر بالأمان، ويمكنها الإختباء |
Kadın da bize hiçbir şey anlatmıyor, o yüzden ona çanta konusunu açarsak yine elimize bir şey geçmeyecek. | Open Subtitles | والمرأة تُجيد التملّص من أيّ شيء، لذا فإنّ مواجهتها عن الحقيبة لن يوصلنا إلى شيء. |
Trafiği ben kontrol etmiyorum, o yüzden bana 20 dakika daha vereceksin. | Open Subtitles | أنا لا أتحكّم بحركة السير، لذا فإنّ عليك منحي 20 دقيقة. |
o yüzden beyinlerimiz sürekli gerçekleri değiştirir ki böylece dünya senkronize olabilsin. | Open Subtitles | لذا فإنّ أدمغتنا تُغيّر الواقع بإستمرار حتى يتزامن العالم. |
o yüzden bu konuya girmeme şansın yok. | Open Subtitles | لذا فإنّ عدم الخوض فيه ليس خياراً. طيّب. |
Görünüşe bakılırsa notları bilgisayardaydı o yüzden durum iyi değil. | Open Subtitles | حسناً، على ما يبدو، مُلاحظاته كانت على الحاسوب المحمول، لذا فإنّ هذا ليس مُفيداً. |
o yüzden biriniz onun erkek arkadaşıydı diğeriniz ise, öyle olmayı ümit ediyordu. | Open Subtitles | لذا فإنّ أحدكم كان الخليل، والآخر كان يأمل. |
Şahitler onun işlediği suçları gördüler o yüzden ölmeleri gerek. | Open Subtitles | لقد شهد الشهود جرائمه، لذا فإنّ عليهم الموت. |
Yüzünden koruma amaçlı olduğu okunuyordu. o yüzden şiddetli bir yemiş allerjin var, değil mi? | Open Subtitles | كان وجهكِ يُشير للحماية، لذا فإنّ لديكِ حساسيّة شديدة من الجوز. |
o yüzden bu paralar gümüşten daha fazla anlam ifade ediyor. | Open Subtitles | لذا فإنّ هذه العُملات قيمتهم أكبر من مُجرّد فضّة. |
o yüzden bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | لكنّها قد سُرقت من سيّارة أخرى. لذا فإنّ ذلك لن يُفيدنا. |
o yüzden orada kalmaktansa, gerçek babamla yaşamak çok daha iyi gözüküyor. | Open Subtitles | لذا فإنّ العيش مع والدي يبدو أفضل من مركز رعاية. |
o yüzden öldüğü gece yaptıkları alışılmadık şeyler değildi. | Open Subtitles | لذا فإنّ ما كان يفعله ليلة وفاته لمْ يكُن بشئٍ جديد. |
İnsan doğasını alt etmem gerekecek ve genetik, insan doğasının temelini oluşturuyor o yüzden insan doğasının değişmesi zordur. | Open Subtitles | سأضطرّ للتغلّب على طبيعة البشر، والجينات هي أساس طبيعة البشر، لذا فإنّ من الصعب تغيير طبيعة البشر. |
o yüzden gizli sınav, sadece halka açık sınavı geçen kişilere uygulanır. | Open Subtitles | لذا فإنّ اللجنة تُعلّم "النين" لمن يينجحون في الإختبار العام فقط. |
o yüzden ilk hedefimiz İlahi Göz. İlahi Göz 1'den 99'a kadar olan kartlar ve etkileri hakkında kullanıcıya bilgi verir, oyuncu oyundan çıkana kadar etkisi sürer. | Open Subtitles | لذا فإنّ هدفنا الأوّل سيكون بطاقة "عين الربّ". |
o yüzden kindar yanım... | Open Subtitles | قرّرت أنّهم سبّبوا ضرراً أكثر مِن اللازم، لذا فإنّ جزئي الانتقاميّ... |
Natalie'nin cesedinde kayıp olan bir şey yok o yüzden soygun olmadığı görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، لا شيء مفقود من جثة (ناتالي)، لذا فإنّ السرقة مُستبعدة. |