Ama iyi haber şu ki, buzlanmadan önce muhtemelen 10 ile 100 yıl kadar zamanımız var -- O yüzden, şimdiden eldiven stoklamaya başlamayın. | TED | لكن الخبر الجيد أننا نحتاج ما يقارب من 10 أس 100 سنة قبل أن يبدأ التجمد الكبير لذا لا داعي لتجهيز قفازاتك من الآن. |
İnce ağaç kabuklarından ve yapraklardan yapıyorlarmış, ...O yüzden, zararlı bir yanı yok. | Open Subtitles | يقولون أنه مصنوع من ورق ولحاء الشجر، لذا لا يُعقل أن يكون مضراً. |
Polis olmamdan hoşlanmıyorsun, O yüzden bu palavraları atma bana. | Open Subtitles | لقد كرهتي كوني شرطي لذا لا تكلميني في هذا الهراء |
Biz birlikte çalışıyoruz, Bu yüzden aramızda bir şey olamaz. | Open Subtitles | نَعْملُ سوية، لذا لا شيء يُمْكِنُ أَنْ يَحْدثُ أبداً بيننا. |
Bu yüzden yeniden başlayalım demeyeceğim ama Ortak olarak başlayalım. | Open Subtitles | لذا لا أقول بأننا سنبدأ ثانية لكن فقط البداية الشركاء |
Yani, hayır, böyle zamanlarda silah lobicisi kimliğimle uyumayı tercih ederim. | Open Subtitles | لذا لا في اوقات كهذه نمت مع شارة تجمع تاييد السلاح |
İkincisi, ben çarpışma falan bilmiyorum, O yüzden bana sorma. | Open Subtitles | ثانياً: أنا لا أعرف عن القتال شيء لذا لا تسأل |
O yüzden telefonun açık uyu. İhtiyaç olursa araba bulabilir misin? | Open Subtitles | لذا لا تغلق هاتفك، أيمكنك تدبير سيارة في حال أحتجت إليها؟ |
Aslında ne yaptığımı bilmiyorum... O yüzden daha teşekkür etme. | Open Subtitles | حسناً، أنا لا أعرف ماذا أفعل لذا لا تشكريني الان |
Fahişelere ödemek için paraya ihtiyacımız var tamam mı? O yüzden alamazsınız. | Open Subtitles | نحتاج الى المال للدفع الى العاهرات حسنًا لذا لا تستطيعون الحصول عليها |
Ben komik ve şişko adamım, O yüzden onu dert etmeyin. | Open Subtitles | ذلك مرفوض, انا السمين المضحك لذا لا تقلق بخصوص ذلك الشأن |
Beni hiç evine davet etmedi, O yüzden adresini bilmiyorum. | Open Subtitles | لم يدعوني أبدا إلى منزله، لذا لا أعرف أين يقيم. |
Silahı var ama dolu değil, O yüzden onu vurmayın. | Open Subtitles | يحمل بندقية لكنها ليست معبأة.. لذا لا تطلقوا عليه النار, |
Hiç kendimi bu kadar zorlamamıştım. Bu yüzden bana gülme. | Open Subtitles | فلم أفعل شيئا مماثل من قبل لذا لا تسخرى منى |
Wendy ağlamayı kesmezsen bu bıçağı saplarım. Bu yüzden ağlama. | Open Subtitles | ويندي سوف اطعنك اذا استمريتي فى البكاء لذا لا تبكي |
Çok fazla insan var Bu yüzden bir şey yapmaya kalkma. | Open Subtitles | الكثير من الناس هنا لذا لا تحاول أن تجرب أى شىء |
Bu yüzden bu kadar güzel bir gitarı nereden buldu, bilmiyorum. | Open Subtitles | لذا لا أعرف من أين حصل على هذا الغيتار . الجميل |
Herkes. Her zaman. Bu yüzden, daha fazla sabotaj yok, tamam mı? | Open Subtitles | أي شخص ، بأي وقت لذا لا مزيد من التخريب ، حسناً؟ |
Çok da tanıdık bir ifade gibi gelmedi, yani, hayır, kullandığımı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا يبدو هذا اسلوبي، لذا لا أنا لا استعمل هذه التعليقات |
Hiç gerek yok! Ortam çok korkunç. Gelme yoksa korkudan altına yaparsın. | Open Subtitles | لا يجب عليك ذلك، إنه حقاً لشيءٌ مخيفٌ هناك، لذا لا تأتي |
Hattâ şu anda onu izliyorum. Sakın kahramanlık yapmaya kalkma. | Open Subtitles | ذلك الذي يراها حالياً لذا لا تحاول بأن تكون بطلاً |
Böylece kendilerini rahatlatacak mazeretler de iyice azalır. | Open Subtitles | لذا, لا يوجد اعذار يمكنهم ان يُريحوا بها انفسهم |
Yani, daha önce hiç geçirmedim onun için de nasıl olduğunu bilmiyorum... ama bir şekilde buna benzediğini düşünüyorum çünkü ben.. | Open Subtitles | , لم أصب بواحدة من قبل , لذا لا أعرف الشعور , لكنني أظن أن هذا هو الشعور . . لأنني |
Yani bana kaldı ve ben uyumlu olmak istemiyorum. Çok fazla. | Open Subtitles | لذا لا يوجد لديه الا أنا ولا أريد أن أصبح متطابق |