Seni kilisede bu kadar uzun süre tutan neydi, canım? | Open Subtitles | ما سبب بقاءك في الكنيسة لفترة طويلة يا عزيزتي ؟ |
Siz zeki adamlar bir yerde uzun süre kalmaktan hiç hoşlanmazsınız, değil mi? | Open Subtitles | انتم ايها الشباب لاتحبون الاقامة لفترة طويلة في نفس المكان أليس كذلك ؟ |
Örgütünüz muhbir kaynıyor... öyle ki hiçbir kararınız uzun süre sır olarak kalmıyor. | Open Subtitles | منظمتك مألوفة جدا للمخبرين ذلك بانة لا شيء تقررة سيبقي سرا لفترة طويلة. |
Öğrendiklerimizden biri de bilim adamlarının uzun süredir bize anlattıklarını doğruladı. | TED | وأحدُ الأشياء التي تعلّمناها تؤكدُ ما أخبرنا به العلماء لفترة طويلة. |
Öyle uzun zamandır hayatımdasın ki, başka bir şey hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لقد ظللت في حياتي لفترة طويلة لا أتذكر شيئاً آخر |
Görünüşe göre ölmeden önce uzun bir süre orada kalmışlar. | Open Subtitles | يبدو انهم كانوا في الخارج لفترة طويلة قبل ان يقتلوا |
Albay, beni dinleyin. uzun süre sizi bu seviyede tutamayacağım. | Open Subtitles | إصغي لي كولونيل لن أتمكن من ابقائك هكذا لفترة طويلة |
Kafanı bavulunda 15 kilo mal bulmaları halinde çok uzun süre hapis yatacağın gerçeğinden uzaklaştıracak herhangi bir şey. | Open Subtitles | حتى تنسى انك من الممكن ان تذهب الى السجن لفترة طويلة اذا وجدوا 15 كيلو من الكوكايين فى حقائبك |
Eğer beni uzun süre yukarıda tutarsan, kafan patlayacak mı? | Open Subtitles | إذا علّقتني عالياً هنا لفترة طويلة .. هل سينفجر رأسك؟ |
Bu sesi, senin olduğuna inanacak kadar uzun süre duydun. | Open Subtitles | لقد سمعت هذا الصوت لفترة طويلة و صدقت أنه أنت |
Aktarım merkezine gidene kadar çok ama çok uzun süre acı çekersin inşallah. | Open Subtitles | إذن فأتمنى أن يُؤلم طويلاً لفترة طويلة حتى يتم إعادة تحميلك فى السفينة |
Söylediğim şey de bu. Bu kadar uzun süre işe gelmezlerse sorun olur | Open Subtitles | ما أقوله هو أني سأكون في مأزق اذا لم يخرجوا للعمل لفترة طويلة. |
Her aşamayı bilecek kadar bu işi yeterince uzun süredir yapıyorum. | Open Subtitles | مارست هذا العمل لفترة طويلة تكفى لأعرف ماذا يدور الان بينهما |
uzun süredir mahkum olarak tutulan bir kişiyle ilgilenirken uyguladığınız bir protokol. | Open Subtitles | أدرك أن هناك بروتوكول عند التعامل مع شخص كان سجين لفترة طويلة. |
Senin türün gölgelerde çok uzun süredir saklanıyordu Bay Foss. | Open Subtitles | نوعك كان مختبأًً في الظلام لفترة طويلة يا سيّد فالس |
ve uzun zamandır düşünülenlerin aksine bunlar sadece törensel merkezler değil, gerçek şehirler. | Open Subtitles | وعلى النقيض الذي كا سائد لفترة طويلة لم تكن تلك المراكز الرسمية الوحيدة |
Tüm köşeye yenilik ve arzu geldi uzun zamandır sahip olmadığı kadar. | Open Subtitles | كان العمود كله لنضارة والعاطفة على أنه لم يكن لفترة طويلة حقا. |
Çok uzun zamandır sessizim. Tanık ve delil olmadan haksız yere hapse atıldım. | Open Subtitles | نعم، لقد لزمت الهدوء لفترة طويلة مسجون بشكل غير قانوني، دون دليل قاطع |
Telefon kayıtları onu yirmiye yakın suçla ilişkilendiriyor ama biri bile cinayet değil. uzun bir süre buralarda olmayacak. | Open Subtitles | المكالمات الهاتفية كافية لربطه بـ 20 تهمة جنائية مختلفة هذا من دون حساب جريمة القتل، سيسجن لفترة طويلة جداً |
uzun zaman nefret ettim ama hayat nefretle geçirmek için çok kısa evlat. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ذلك لفترة طويلة , لكنّ الحياة قصيرة جداً لنحقد يا بني |
Sırf gözlerine biraz daha fazla bakabilmek için ona son kuruşuma kadar verdim. | Open Subtitles | وأعطيتها كل ما أملك بمجرد أن أكون قادراً للنظر في عينيها لفترة طويلة. |
uzunca bir süre boyunca sorgulandık ama nihayetinde güvenlik bizi serbest bıraktı. | Open Subtitles | سؤلنا لفترة طويلة جدا، ولكن، اه، في نهاية المطاف الأمن تركونا لنذهب. |
Çok uzağa ya da uzun süreli gitmeyebilirler fakat gidecekler. | Open Subtitles | قد لا يكونوا اتبعدوا كثيراً أو لفترة طويلة لكنهم سيذهبون |
Yani, uzun süreliğine vekil öğretmenden ders almak yeterince kötüyken, peki vekil öğretmenin yerine başka bir vekil öğretmen ? | TED | أعني أن كونهم مع مدرس بديل لفترة طويلة أمر سيء بما يكفي، لكن أن يأتيك بديل للمدرس البديل؟ هذا أسوأ شيء ممكن. |
Bir süredir birlikte değildik, yani çizelgenin dışına çıkmış olabiliriz. | Open Subtitles | لم نكن شريكان لفترة طويلة, ربما، ربما لم ننظم الوقت |
uzun bir zaman boyunca iki farklı hayatı birden yaşadığımı hissettim. | TED | لفترة طويلة من حياتي أحسست كأنني كنت أعيش حياتين مختلفتين |