Uyumuyordum. Tüm oda aydınlandı Terry. Odada büyük bir parıltı gördüm. | Open Subtitles | لقد أضاءت الغرفة بأكملها يا تيرى لقد رأيت وكأنها وميضاً كبيرا |
Ben biraz önce onun gerdanlığını Bay Rinditch'in odasındaki çöp kutusunda gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت ربطة عنقه للتو فى سلة المهملات فى غرفة السيد رينديتش |
Böyle 50 tane yangın gördüm belki de 100 tane. | Open Subtitles | لقد رأيت حوالي 50 حريقا مثل هذا او ربما مئة |
Dinozordan daha büyük güreşçiler gördüm. Bir dinozorla hiç dövüştün mü? | Open Subtitles | لقد رأيت مصارع أكبر من الدنياصورات هل قاتلت ديناصور من قبل؟ |
Az önce, mesleğe seninle aynı zamanda adım atan adamı gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت لتوك رجلا بدأ عمله المهنى فى نفس وقت بدايتك |
Yani o adam paranoyak, hayalci bir psikolojik vaka. Adamın odasını gördüm. | Open Subtitles | اننا نتكلم عن شخص مختل عقليا, مجنون معتوه, لقد رأيت غرفة الفتى |
Sevdikleri insanlar katlediklerinde insanlara ne olabileceğini daha evvelden de gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت من قبل ما يحدث للناس الذين يتم ذبح أحبابهم |
- Hortum ne yapabilir görmedin! - Az önce gördüm! - Hiç görmedin! | Open Subtitles | لم تر أبدا ما يمكنه أن يفعل لقد رأيت لتوى لم تراه أبدا |
O gidince dolabı açtım ve bütün eski nedime elbiselerini gördüm. | Open Subtitles | و لقد رأيت كل ألبسة الإشبينات التي لدي في الخزانه .. |
Buranın insanları tamamen değiştirdiğini gördüm üstelik sadece mahkûmları değil. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا المكان, يُغير الناس تماماً ليس السُجناء فقط |
Az önce küçük bir zenci gördüm.. Irkçı bir şarkı. | Open Subtitles | لقد رأيت رجلاً أسوداً حقيقياً كان وجهه أسود من الروث |
- Bazen olmayan şeyleri görüyorum. - Hayır. Ben de gördüm. | Open Subtitles | ـ أحياناً أتوهم رؤية أشياء ـ لا، لقد رأيت ذلك أيضاً |
# Ne seçtiğimi gördüm Neye ihtiyacım olduğunu gördüm # | Open Subtitles | لقد رأيت ما اخترت رؤيته و رايت ما أحتجت لرؤيته |
Hayal hayal bile edemeyeceğim şeyler gördüm ve bunlar beni değiştirdi. | Open Subtitles | لقد رأيت أشياءً لم أتخيّل أنها موجودة و هذه الأشياء غيَّرتني |
Ben onun neler yapabileceğini gördüm tam tamına 11 kadın. | Open Subtitles | لقد رأيت ماذا يستطيع أن يفعل مباشرة إلى 11 إمرأة |
Buralarda nasıl yürüdüğünü gördüm. Bundan ne kadar nefret ettiğini gördüm. | Open Subtitles | . لقد رأيت كيف تتجولين بالجوار لقد رأيت كيف كرهتي ذلك |
Herşeyin yere düştüğünü gördüm. Onu gördüğümde bir Chevy Astro kullanıyordu. | Open Subtitles | لقد رأيت كل شيء لقد كان شيفي أسترو ، رأيته يقود |
Tamam,çocuklar. Hayatımda gördüğün en hoş adamı az önce gördüm. | Open Subtitles | يا فتيات، لقد رأيت لتوي أظرف شاب رأيته في حياتي |
Daha önce de görsel efektler gördüm, Sam. Bu bir çeşit... | Open Subtitles | لقد رأيت مؤثرات بصيرة من قبل, سام ,وهذه كانت نوع من |
- Bu doğru değil! - Bunun böyle olduğunu gördün! | Open Subtitles | ـ هذا ليس صحيحا ـ لقد رأيت بنفسك حقيقة ذلك |
Resminizi bir keresinde Filmmaker Magazin'de görmüştüm... ve filminizi de izledim. | Open Subtitles | لقد رأيت صورتك مرة فى مجلة لصانعى الأفلام.. و رأيت فيلمك |
...Londra'da bir şeyler çevirmediğini kendi başınıza varsayamazsınız. Bombalanan apartmanı gördünüz. | Open Subtitles | لقد رأيت تلك الشقة التى فجروها قلت لك , انهم فعلوها |
Biraz önce haberleri seyrettim de yeni bir ortağın mı var? | Open Subtitles | لقد رأيت الأخبار فحسب وكنت أتسائل إذا حصلت على شريك جديد |
Yaklaşan düğünümüze baktım, ve evlilik konusunda bazı şüphelerim vardı. | Open Subtitles | لقد رأيت إلى زِفافنا القادم، وساورتني شكوكٍ ما إذا أردتُ، |
Ne büyük valiler gördük, genç ve yaşlı, erkeksi ve kadınsı. | Open Subtitles | لقد رأيت حكاما ، عظماء و ضعفاء كبار و صغار حربيين و مخنثين |
Bir kere dişçide bir dergide böyle bir ofis görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت مكتبا كهذا في مجلة فورتشن عند طبيب الاسنان |