| Hayır, Ama ben bakirim ve bu beni deliye çeviriyor. | Open Subtitles | لا .. لكنني لم أفقد عذريتي بعد وهذا يدفعني للجنون |
| Annem, onun hakkında tek kötü şey söylemedi. Ama, ben, onu hiç affedemedim. | Open Subtitles | لم تقل أمي شيء سيء عن ذلك الشخص, لكنني لم أستطع أن أسامحه. |
| O adamı öldürmeyi aklımdan geçirmiş olabilirim Ama ben yapmadım. | Open Subtitles | حسناً ربما ربما أنني تخيلت قتل الرجل لكنني لم أفعل |
| Fena değildim ama hiç ilerletmedim. Hiçbir zaman gerçek manada bir grup kurmadım veya konser vermedim. | TED | كنت عازفًا جيدًا، لكنني لم أذهب أبعد من ذلك فعلًا. |
| Bence de olabilir Ama onu daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | اعتقد ان هذا مستحيل ، لكنني لم ارها من قبل |
| Zengin değilim, Ama hiçbir şeyin eksikliğini hissetmedi. Oldukça mutluyduk. | Open Subtitles | أنا لست غنياً, لكنني لم أبخل عليها و قد عشنا في سعادة تامة |
| Ama asla şahsi düşüncelerimin mesleki davranışlarımı etkilemesine izin vermem. | Open Subtitles | لكنني لم أسمح للمشاعر الشخصية بالتأثير في سلوكي المهني قط |
| Öyle bir çocukki adamı tuvalete götürmüş fakat izlemek için beklemedim. | Open Subtitles | يبدو أنه الفتى الذي أحضره الرجل للحمام لكنني لم أبقى للمشاهدة |
| Biliyorum Ama ben hiç anne olmadım sen de babasın. | Open Subtitles | حسناً، أعلم ذلك، لكنني لم أكن أماً يوماً وأنت الأب |
| Bir tanem, seni bilmem Ama ben bu şekilde yetişmedim. | Open Subtitles | عزيزتي ، لا أعلم ما بكِ لكنني لم أربيكِ هكذا |
| Senin için öyle olabilir. Ama ben sıkıldım artık. | Open Subtitles | ربما كان هذا صحيحاً بالنسبة لكِ لكنني لم أعد أتحمل ذلك |
| Biliyorum başkaları daha kötüsüne de dayanır... Ama ben böyle zorlularla hiç karşılaşmadım... bu yüzden bunun hakkında konuşamam. | Open Subtitles | .أعلمأن الآخرينتحمّلواماهو أسوأ. و لكنني لم أرى قط أيّ شُهداء أو صرخات لذلك; |
| Tanıdığım biri gitmişti, Ama ben gitmedim. | Open Subtitles | لديّ أصدقاء ذهبوا إلى هناك, لكنني لم أذهب قط |
| Ama ben onunla sadece kişisel işlerimle alakalı konuştum. | Open Subtitles | لكنني لم أتحدث إليه إلا فيما يتعلق بعلاقاتي الشخصية |
| Bu hapishanede birçok kişinin doğumuna yardımcı oldum ama hiç bu kadar zor bir doğum görmedim! | Open Subtitles | لقد ساعدت الكثير من النساء على الولادة في السجن لكنني لم أرى من قبل مخاضاً بهذه الصعوبة. |
| Taipei'deki her yeri araştırdım ama hiç haber alamadım. | Open Subtitles | بحثتُ وسألتُ في كل أنحاء تايبيه لكنني لم أعرف أي خبر عنه |
| Ona kimi zaman tokat atmak istemiş olabilirim Ama onu ben öldürmedim. | Open Subtitles | قد أكون فكرت بصفعه بين الحين و الأخر و لكنني لم أقتله |
| Ama hiçbir zaman Sammy'nin rol yaptığını söylemedim. | Open Subtitles | لكنني لم أقل أبداً أنه كان يدعي المرض لم أقل هذا أبداً |
| İnsanlar benimle konuşuyor. Beni tanıyan Ama asla tanışmadığım insanlar. | Open Subtitles | اناس يتحدثون الي انا يعرفونني , لكنني لم اقابلهم ابدا |
| fakat bağırmadım, hatta çıt bile çıkarmadım çünkü beni görebilirlerdi. | Open Subtitles | لكنني لم أصرخ، لم أصدر صوتاً لأنه يمكن أن يروني |
| "Bir şekilde kıyıya dek geldim, Ama daha fazla gidemedim... " | Open Subtitles | ويبدو اني قد وصلت إلى ضفة النهر لكنني لم أستطع التحرك من الإنهاك |
| Yine de ayrılırken, büyükbabam bize el sallamıştı. - Ama açıklamaya zamanım olmadı. | Open Subtitles | لكن جدي قد لوح لنا نوعا ما لكنني لم أجد الوقت لأشرح له |
| O zaman, hep yapmasını istediğim ama ona hiç söylemediğim şeyler neler? | Open Subtitles | إذن ما هي الأمور التي أردته أن يفعلها، لكنني لم أقلها أبداً؟ |
| Evet, Ama bunu babama şahsen söylemek zorunda kalacağımı hiç düşünmedim. | Open Subtitles | نعم , لكنني لم أتوقع أن أخبر والدي عن هذه شخصيا |
| Irkçı bir hakaret gibi geldiğini biliyorum çünkü ileride büyük ihtimalle pirinci çok sevecek Ama o şekilde söylemek istemedim. | Open Subtitles | وأنا أعرف أن هذا يبدو كلامًا عنصريًا لأننا بيض وهي على ما يبدو تحب الرز لكنني لم أقصد تلك الطريقة |
| O an, yaptığım şeyin anlamsız olduğunu anlamalıydım ama pek sağlıklı düşünemiyordum. | Open Subtitles | كنت لأعرف وقتها أنه لايمكنني ذلك لكن لكنني لم أكن أفكر بوضوح |