ama sen onu daha fazla mutlu edebileceğini düşünürken mutlu olabilecek misin? | Open Subtitles | لكن انت ستكون اسعد عندما تعرف انك استطعت ان تجعلها اكثر سعادة |
ama sen daha hatalıydın. Beni o kulüpte çok kırdın. | Open Subtitles | لكن انت كنت مخطئاً اكثر مني لقد جرحتني في النادي |
ama sen ve babam mezarlıktaki insanların cennette olduğunu söylemiştiniz, Quentin gibi. | Open Subtitles | لكن انت وابى قلتم ان من فى القبرة فى الجنة مثل كوينتن |
Ben size mecbur kalmış olabilirim, Ama siz de kesinlikle bana mecbursunuz. | Open Subtitles | يبدو الامر بالنسبه لك اننى عالقه بك لكن انت الذى علقت بى |
Ama siz FBI'dansınız ve bana görmeme ve bilmeme gerek olmadığını söylerseniz size inanırım. | Open Subtitles | و لكن انت من الاف بي اي و ان قلت لي انه لا داع لأعرف او اشاهد سأصدقك |
- Bob. - Ama bizi tanıyorsun, güçlü, sessiz tipleriz. | Open Subtitles | بوب لكن انت تعرف الرجال، أقوياء و من النوع الكتوم |
Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim Ama senin yanında eski karım bile sessiz kalır. | Open Subtitles | لم افكر ابدا ان اقول هذا لكن انت ستجعل زوجتي السابقة قمة الهدوء |
Fakat sen yaptın. Evet, sen yaptın! Sen yaptın! | Open Subtitles | لكن انت فعلت ذلك نعم انت فعلت ذلك , انت فعلت ذلك |
Diğer çocuklar beni öyle görüyorlar. ama sen değil. Ve buna bayılıyorum. | Open Subtitles | ذلك مايراني عليه الاخرون لكن انت لا تريني هكذا وانا احب ذلك |
Bunu kötü anlamda söylemiyorum ama sen kendi narsisizmini korurken başkalarını kendine acındırıyorsun. | Open Subtitles | ليس سيئا أن يعطف الناس عليك لكن انت فقط تلعب الدور لحماية أنانيتك |
ama sen onun diğer yanını bilmezdin. Çok tatlı da olabilirdi o. | Open Subtitles | لكن انت لم تعلم جانبه الاخر, يستطيع ان يكون لطيفًا |
Senin için önemli bir program düşündük, ama sen bilirsin. | Open Subtitles | نحن نخطط لعمل برنامج مهم عنك لكن انت افعل ما تريد |
Sana inanıyorum. ama sen tüm kötüleri biliyor iyileri bilmiyorsun. | Open Subtitles | انا اصدقك لكن انت لا ترى الا الشيء السيء |
Diğerlerine söylemediğini tahmin etmiştim ama sen biliyorsun sandım. | Open Subtitles | اعتقدت انه لم يخبر الاخرين و لكن انت اعتقدت انك تعرفين |
Bu yüzden o çocuğu karakola ben götüremem ama sen yapabilirsin. | Open Subtitles | لكى يمكننى ان احضر هذا الفتى و لكن انت يمكنك |
Annen gelmez biliyorum ama sen, Samantha, büyükanne, büyükbaba. | Open Subtitles | أعرف ان امك لن تأتي لكن انت و سمانثا وجدك و جدتك سيكون الأمر رائع |
Polisler genelde başkomiserlerinin arkasından böyle konuşmaya korkarlar Ama siz, efendim, eski usülsünüz. | Open Subtitles | رجال الشرطه بالعاده يخافون ان يتكلموا عن قائدهم بهذه الطريقه لكن انت سيدي من المدرسه القديمه |
Kimse sizi suçlamıyor Ama siz iki kurban arasındaki tek bağlantısınız. | Open Subtitles | لا أحد يتهمك بأي شيء, لكن انت الصلة الوحيدة التي استطعنا ايجادها بين الضحتين. |
Bu kadınların cinsel saldırıya uğradığı hakkında yalan söylememesi gereken çok güçlü bir kanıt, Ama siz söylüyorsunuz. | Open Subtitles | هناك ادلة قاطعة ان النساء لا يكذبون بشأن الاعتداء عليهم جنسيا لكن انت تكذبين. |
- Ama bizim çocuğumuz olmadığını biliyorsun, sen evlatlıksın. | Open Subtitles | لكن انت تعلم انك لست ابننا الحقيقي, صحيح؟ تبنيناك |
- Ama daha yeni geldin. - Biliyorum, daha sonra telafi ederim. | Open Subtitles | لكن انت لتوك قادم الى هنا اعرف,ساتصل بكي فيما بعد |
Ama senin babası kimse ona söylemen gerek. | Open Subtitles | لكن انت ينبغي عليك اخبار اي كان يمكنه تقديم المساعدة |
Güzel, Fakat sen benim kanat adamımsın, anladın mı? | Open Subtitles | جيد ، لكن انت مساعدي هل تفهم ذلك ؟ |