Silahsız bir adamı vurdum. biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقد أطلقتُ النار للتو على رجلٍ أعزل كنتُ بحاجةٍ للحظة |
İzninizle Başkomiserim, Dr. Mantlo ile biraz yalnız kalmak isterim. | Open Subtitles | بعد اذنك كابتن احتاج للحظة بإنفراد مع الدكتور مانتلو كابتن |
Eğer bir saniye beklersen, söylediklerimi geri alacağım. Aileni seviyorum. | Open Subtitles | لو أمكنكِ التحدث معي للحظة فسأسحب كلامي، أنا أُحب والديكِ |
Bu bölge çok tehlikeli. Gardını bir saniye bile düşürme. | Open Subtitles | تلك المنطقة في غاية الخطورة لا تغفل عن الحراسة للحظة |
bir dakika otur... ve bana rasgele bir şeyler oku. | Open Subtitles | اجلسي هنا للحظة و قومي بقراءة شيء لا على التعيين |
Şimdi, bir an bile İngiliz Muhafazakarlarının tüm yanıtlara sahip olduklarını söylemiyorum. | TED | الآن لست أقول للحظة واحدة أن حزب المحافظين البريطاني لديه جميع الإجابات. |
Bir saniyeliğine sakin olursan sana bir şey söylemek istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | هلا تهدأين للحظة واحدة ؟ لأنّني أريد أن أخبركِ بشيء، حسناً ؟ |
Ama biraz geri çekilip tıbbi karantinanın nelere yol açabileceğini düşünmelisiniz. | Open Subtitles | لكن عليك أن تتراجع للحظة وتعيد النظر في أثر الحجر الصحي. |
Birkaç gün için bile olsa hapishanede olmanın ne demek olduğunu biraz konuşalım. | TED | دعونا نتحدث للحظة عن معنى أن تكون في السجن ولو لبضعة أيام. |
Burada biraz durup canlı bir gösteriyi göstermek istiyorum. | TED | لذا أريد أن أتوقف هنا للحظة وأعرض لكم عرضًا مباشرًا. |
Her gün işe götürdüğünüz duygusal yüz ifadeniz üzerine biraz düşünün. | TED | توقف للحظة لتفكر في التعبير عن المشاعر التي تجلبها معك للعمل كل يوم. |
Onları içeri almadan önce biraz daha tartışacak. Gitmen gerek. | Open Subtitles | سيجادلهم للحظة قبل أن يدعهم يدخلون الآن، إنهافرصتك. |
- Seninle bir saniye konuşalım. - Konuşmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | ـ دعني أتحدث معك للحظة ـ هل تريد أن تتحدث؟ |
Beni iyileştirebileceğinize bir saniye inanabilsem inanın bana size koşa koşa gelirim. | Open Subtitles | اذا فكرت ولو للحظة أنكِ ستساعدين في شفائي، صدقيني كنت سأستغل الفرصة |
Bekle bir saniye. O lanet şeyi mührün istemediğine emin misin? | Open Subtitles | مهلًا للحظة, هل أنت متأكد أن العلامة لن تجعلك تريد الشفرة؟ |
Bekle bir dakika, bekle bir dakika. Bence işi bitti. | Open Subtitles | انتظر للحظة , انتظر أعتقد أنه قد نفذ منه البنزين |
Ve bunu görmek için bir dakika durmazsan bu fırsatı kaçıracaksın. | Open Subtitles | وإن لم تتوقف ولو حتى للحظة لتدرك هذا فسوف يفوتك الأمر |
İkisi bir an için karşılaştılar... ama bu an... bir Hollywood efsanesi yaratacaktı. | Open Subtitles | يتقابل الأثنان للحظة واحدة لكنها كانت اللحظة لكنها اللحظة التى صنعت أسطورة هوليودية |
Bir an için dikkatini toplayıp ona dair küçük bir şey düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تركز للحظة و تفكر في شيء واحد صغير فيها, أي شيء |
Bir saniyeliğine ayrıldı, buraya geleceğini sandım... ve sonra da arabaya geri döndü. | Open Subtitles | خرج للحظة وظننت لوهلة أنه قادم باتجاهنا ثم عاد للسيارة أعتقد أنه ثمل |
Bu akşamı tamamiyle farklı bir yöntem ile başlatmak istiyorum. Bana katılarak karadan ayrılın ve birkaç anlığına açık okyanuslara dalın. | TED | أود أن أبدأ هذه الليلة من شيء مختلف تماما، بأن أطلب منكم الانضمام لي لترك اليابسة والقفز في المحيطات المفتوحة للحظة. |
Bir dakikalığına bile bunun beraber halletmemiz gereken bir mesele olduğunu düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرت للحظة أنه ربما كان هذا شيء يمكننا أن نتعامل معه سويةً؟ |
İşine geri dönmeden önce, bir süre burada otur ve bunu bir düşün. | Open Subtitles | لم لا تجلسين هنا للحظة , تفكرين بذلك قبل عودتكِ إلى العمل ؟ |
Kısa bir süreliğine gözlerinizi kapatabilir misiniz ? | TED | لذا لو تقومون جميعًا بإغلاق أعينكم للحظة فقط، موافقون؟ |