Bu yüzden, kendimizi dünyaya yansıtmaya çalışırken yüzümüzün görünümü bizim için hayatidir. | TED | لذا مظهر وجوهنا امر حيوي بالنسبة لنا ونحن نحاول تقديم انفسنا للعالم. |
Örümceğin dış dünyaya verdiği tepkiyi iç dünyasında neler olduğunu anlayacak şekilde görebiliyoruz. | TED | فالعنكبوت يستجيب للعالم بطريقة تمكننا أن نرى ونعرف ما يحدث في عالمه الداخلي. |
Şimdi bu okul sistemini ücretsiz olarak dünyaya yaymak için çalışıyorum ve fark ettim ki çok ilginçtir, kimse bunu bedavaya istemiyor. | TED | الأن أعمل على جعل هذا النظام المدرسي المجاني متاحا للعالم و لقد وجدت بشكل مثير للاهتمام أن لا أحد يرغب فيه مجانا. |
Gündüzümü, gecemi, en kötüsünün olabileceğini hayal ederek geçirdiğim göz önüne alındığında, dünya görüşümün kasvetli olması şaşırtıcı olmazdı. | TED | وحيث أنني أقضي نهاري وليلي في تخيّل أسوأ ما قد يحدث، فليس من الغريب أن تكون نظرتي للعالم سوداويّة. |
dil, fiziki dünyanın sembollerle anlatılmasıdır bu araç sayesindedir ki fiziki dünyayı değiştirdik. | TED | إنه حرفياً تمثيل رمزي للعالم المادي، ومن خلال هذا الجهاز، نغير العالم المادي. |
Özel Olimpiyatlar dünyaya ise zihinsel engelli insanların saygı ve katılımı hakketiğini öğretiyor. | TED | قدمت الألعاب الأولمبية الخاصة درسا للعالم أن ذوي الاحتياجات الخاصة يستحقون الاحترام والاحتواء. |
dünyaya bakış açım buydu. Patlayan nüfus, küçük gezegen, çirkin şeylere sebep olacaktı. | TED | كان هذا نموذجي الذهني للعالم إنفجار سكاني، وكوكب صغير سيقود الى أشياء قبيحة |
Yeni dünyaya gelmeden önceki yaşantısının nasıl olduğunu hayal etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أتخيل كيف كانت حياتها قبل أن تأت للعالم الجديد |
Mutlu olman gerek. Tavsiyene uydum, dünyaya büyük bir iyilik yapıyorum. | Open Subtitles | من المفترض أن تكون سعيداً أنا أقوم بتقديم خدمة كبيرة للعالم |
Bayan, yeni dünyaya girmeye yeterince uygun olup olmadığınızı bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | سيدتي، نحن نريد أن نعلم أن كنت مناسبة للدخول للعالم الجديد |
Hiç şüpheniz olmasın, bu sınavı da geçeceğimizi dünyaya göstereceğiz. | Open Subtitles | لكن بلا أخطاء، سنظهر للعالم أننا سننجح في هذا الأختبار |
dünyaya tek bir sesle konuştugumuzu gösterecek, yeni bir ses, ha? | Open Subtitles | هذا يدعم تحالفنا، يقول للعالم أننا نتكلم بصوت واحد، صوت جديد، |
Tanrı aşkına, dünyaya duyurmak zorunda mısın? İngilizce bölümünde seni duyan olmamıştır. | Open Subtitles | لم لا تعلنها للعالم لا أعتقد أنهم سمعوك في قسم الغة الإنجليزية |
Bundan dolayı dünya görüşünüzü oluşturan düşüncelerin neden gerekli olduğu oldukça açıktır. | TED | لذا من الواضح لماذا أن أفكارك التي تكون نظرتك للعالم هي أساسية. |
Böylesine bir çevrimiçi evrende yaşıyordum, kendi dünya görüşüm bana geri yansıtılıyordu. | TED | كنت أعيش في عالم علي الانترنت والذي عكس نظرتي للعالم مرة أخرى |
O gün, dünya için bir gün doğumu olacağını umuyordum. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن يكون هذا اليوم هو شروق الشمس للعالم |
Geldim çünkü kaderimin dünyanın fatihinin yanında yaşamak olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا هنا لأنى أعرف قدري لأعيش إلى جانب الفاتح للعالم. |
Hercules, dünyanın o güne kadar görmediği bir güce sahipti. | Open Subtitles | إمتلك هرقل قوة لم يسبق للعالم أَن رأى مثيلاً لها |
dünyayı senin gözlerinden görüyorum senin kulaklarınla dinliyorum senin kalbinle. | Open Subtitles | انظر للعالم من خلال عينيك اسمعه من أذنيك من قلبك |
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice suçla savaşmak ve benim gibileri bulmak için kullanıyorum. | Open Subtitles | بالنسبة للعالم الخارجي، وأنا عالم الطب الشرعي العادي، ولكن سرا، وأنا استخدم سرعتي لمكافحة الجريمة وتجد آخرين مثلي. |
Bu bizim için ortak bir şey ve onlar bizim gibi dünyada birincil arayüzleridir. | TED | إنه شيء لدينا من القواسم المشتركة وأنها بمثابة واجهة إهتماماتنا الأولية للعالم. |
Onları hayvan dünyasının, kriminal grubu diye de adlandırabilirsin. | Open Subtitles | ما قد تسميه الصنف الإجرامي للعالم الحيواني |
Bazı durumlarda, atletik performansı ileri taşıyacak olan bedenler için araştırmalar, Kenyalı mesafe koşucuları gibi, daha önce yarışmalara hiç katılmamış olan insan topluluklarını rekabet dünyasına katmak ile sonuçlandı. | TED | وفي بعض الحالات، البحث عن الأجسام التي من شأنها أن تُحسن من أداء ارياضيين نتج عنه تقديم أشخاص للعالم المتنافس لم يكونوا يتنافسون مطلقًا من قبل، مثل عدائي المسافات الكينيون. |
Diğer tarafa geçit açmakla kalmadın. - Oradan beni de getirdin. | Open Subtitles | لم تفتح باباً للعالم الآخر وحسب، بل جئتَ بي إلى هنا. |
Eğer su kaynatarak aynı etkiyi yaratacak kadar buhar elde etmek zorunda kalsaydık, dünyadaki tüm enerji üretim kapasitesinin 6 aylık üretimine ihtiyacımız olacaktı. | TED | واذا اردنا غلي الماء للحصول على نفس الكمية من الماء المبخر, سنحتاج ستة اشهر من اجمالي استطاعة توليد الطاقة للعالم كله. |
Kristof Kolomb yeni dünyadan geri döndüğünde... kimse onun ayak izlerinden gitmeseydi olurdu düşünün. | Open Subtitles | تخيل لو أن كريستوفر كولومبس قد عاد من العالم الجديد و لم يحاول أحد أن يذهب للعالم الجديد من بعده |