Ama bu bir yalandı, üstelik tek kelime bile edemedim. | Open Subtitles | ولكن تلك كذبة وايضا لم أستطع التحدث على اي حال |
İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını düşünmeye başladım, ama elbette ki Onu duyamamıştım, çünkü sağa sola çok koşturuyordum. | TED | ولقد بدأت أعتقد أن شيئا في داخلي كان بحاجةٍ حقيقيّه للسكينه، ولكن بالطبع لم أستطع أن أسمع لأني كنت اركض كثيراً. |
Ona Seni bir daha asla görmeyeceğime dair yemin ettim... ama Yapamadım. | Open Subtitles | أقسمت لها أنني لن اقدم على رؤيتها مرة أخرى لكنني لم أستطع |
Seni ilk gördüğüm andan beri Sana aşığım ama ben... | Open Subtitles | .وقعت في حبك منذ الليلة الأولى .لم أستطع فعل ذلك |
Kendi işimi kurmuş olsam da asla onun gibi olamadım. | Open Subtitles | لهذا أنه بالرغم من فتح عملي لم أستطع النجاح حقاً |
ben üniversiteden mezun olduğumda, iki kariyer arasında kararsız kaldım, felsefe ve hukuk. | TED | عندما تخرجت من الكلية، لم أستطع حسم أمري بين مهنتين، الفلسفة أو القانون. |
Her bir kişi, bir bir mahkemenin önüne yaklaştı, şunu düşünmekten kendimi alamadım: Bu insanlar nasıl buraya geldi? | TED | بينما يقترب كل شخص واحدا تلو الآخر، أمام غرفة الجلسات، لم أستطع التوقف عن التفكير: كيف جاؤوا إلى هنا؟ |
Uzun süre bir ahırda yaşadım ancak bir türlü keyif alamadım. | Open Subtitles | لقد جرّبتُ ألوانَ الحياة في المزارع، لكنّني لم أستطع التأقلم معَها |
Ölmene izin veremezdim. Sanırım bir şekilde Seni yaşamaya zorladım. | Open Subtitles | لم أستطع تركك تموتين,أعتقد أنني بطريقةما أردت لكي أن تعيشي |
Seni bulduğum zaman dönmen konusunda Seni ikna edemedim beni dinlemiyordun. | Open Subtitles | حسنا عندما التقيتك لم أستطع إقناعك بالعودة لقد كنت غير منطقيا. |
Ama kalan son bir kaç ayında ona bir kaç kelime bile edemedim. | Open Subtitles | بعد اشهر قليلة رحل لم أستطع تقديم نفسي بأن أقول له أي شيء |
ben bir türlü yolun ortasında elinde kurbağa tutan şu kızı düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | لم أستطع التوقف عن التفكير بتلك الفتاة التي تحمل علجوماً في وسكط الطريق |
- Peki. Madem Onu yapamiyorum. Bir arayabilir miyim peki? | Open Subtitles | حسناً، إذا لم أستطع فعل هذا أيمكنني أن أتصل بالشخص؟ |
- Peki. Madem Onu yapamiyorum. Bir arayabilir miyim peki? | Open Subtitles | حسناً، إذا لم أستطع فعل هذا أيمكنني أن أتصل بالشخص؟ |
Seni tavsiye etmek istedim, Seni tavsiye etmeye çalıştım, ama bunu Yapamadım sadece. | Open Subtitles | أردت أن أوصي بك، حاولت أن أوصي بك، لكني لم أستطع فعل ذلك |
Tüm bunlardan kurtulmak için eve gitmek istedim ama Yapamadım. | Open Subtitles | أردت العودة للديار، للانتهاء من كل شيء، لكنني لم أستطع. |
# Seni tekrar bulmaktan başka hiçbir şeyi düşünmedim # | Open Subtitles | لم أستطع أن أفكر بشيء سوى العثور عليك مرة أخرى. |
Dört yıl oldu ve hâlâ nöroloğumun ofisinden eve kadar yürümeden önceki an olduğum kadar iyi olamadım. | TED | بعد أربع سنوات، لم أستطع العودة إلى حالتي الطبيعية قبل لحظة عودتي إلى البيت من عيادة طبيب الأعصاب. |
Fakat ben etrafa döndüm çünkü sesimin nereden geldiğini farkedemiyordum. | TED | لكنني التفت حولي لأنني لم أستطع التعرف على مصدر صوتي. |
Ona bir türlü ulaşamadım, belki buradadır diye bunca yolu geldim. | Open Subtitles | لم أستطع الوصول إليه ولذلك جئت كل هذا الطريق إلي هنا |
Bunun olmasına ve Holoksttan kurtulan bir kişinin veya onların çocuklarından birinin bunlarla karşılaşmasına izin veremezdim. | TED | لم أستطع الخضوع لذلك ومواجهة أحد الناجين أو طفل أحد الناجين. |
Tek bir kez bile şikayet etmemiş olsa da, kendimi, onun nasıl acı çektiğini düşünmekten alamıyordum. | TED | لم أستطع التوقف عن التفكير في كم معاناته. رغم أنه لم يشتك ولو لمرة واحدة. |
Onlara doğrudan yardım edemezdim. | TED | لم أستطع أن أعرض عليهم أي مساعدة مباشرة. |
Bebeğinin nereye satıldığıyla ilgili Sana yardım edemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لم أستطع مساعدتك بالعثور على طفلتك أين إنباعت |
Ve ne kadar muhteşem bir hayatım olduğunu düşünmeden edemiyordum. | Open Subtitles | لم أستطع أن أتجنب التفكير فى روعة الحياة التى أعيشها |
Atın üzerinde dik duramadım, at büyük bir adım attı ve öne savrularak atın kafasının arkasına yüzümü çarptım. | TED | لم أستطع أن أثبت نفسي مستقيمة على السرج. وعندما نزلنا خطوة كبيرة، اندفعت للأمام وضربت بوجهي خلف رأس الحصان. |