Güney Afrika'dan Profesör Tobias gelip Londra Kolej Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı. | TED | حيث جاء البروفيسور توبياس من امريكا الجنوبية و تحدث في جامعة لندن |
Bugün sizle burada konuşurken, Kenya Hapishane Servisi kapsamında 63 tutuklu ve personel uzaktan öğrenme ile Londra Üniversitesi'nde hukuk okuyorlar. | TED | وبينما أتحدث إليكم اليوم، هناك 63 سجين وموظف في دائرة السجون الكينية يدرسون القانون في جامعة لندن عبر التعلم عن بعد. |
Bu Londra barınızın tek problemi içinde yeterince Londralı olmayışı. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة بحانة لندن أنه لا يوجد لندنيين فيها كفاية |
Bu Londra barınızın tek problemi içinde yeterince Londralı olmayışı. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة بحانة لندن أنه لا يوجد لندنيين فيها كفاية |
Peki, geçenlerde Joan Lunden'ın programındaydın. | Open Subtitles | حسناً، أفهم بأنك كنت على عرض جون لندن مؤخراً. |
Gidelim hadi, Linden. Bir avuç serseri işte. | Open Subtitles | هيا لنذهب من هناد يا لندن هولاء الاولاد اغبياء |
University College London'dan bir araştırmacı takımındaydım ve İngiltere Sağlık Bakanlığı'nın verdiği ödenek üzerine oradaydık. | TED | وكان عملي ضمن فريق بحث من كلية لندن الجامعية ضمن منحة من وزارة الصحة البريطانية |
Michael Landon* evimden bir otoban geçirebilir! | Open Subtitles | مايكل لندن يستطيع الذهب لمنزلي عبر الطريق السريع |
Ama bu akşam dışarı çıktığımız için, artık bütün Londra biliyor. | Open Subtitles | والآن, لأنك أردت الخروج الليلة فإن كل لندن قد علمت بالأمر |
Benimle paylaşsanız iyi olur. Londra lokantasına çok yol var. | Open Subtitles | أريدك ان تشاركها معى, انه طريق طويل حتى مطاعم لندن |
Merhaba, LaTour. Bu beyefendi Londra'dan evi görmek için gelmiş. | Open Subtitles | هاى لاتور, هذا المحترم من لندن, ولديه أمر بمعاينة المنزل |
Sevgili güzel Londra'da kısa bir tatil yapmayı umardım ama şans yok. | Open Subtitles | كنت أأمل فى اجازة قصيرة من لندن القديمة, ولكن لا حظ لى |
Onunla konuşmaya çalışırken Londra Kulesi'nde doğduğumu söylemiştim ve o bana inanmıştı. | Open Subtitles | استطيع ان اقول لها اننى وُلدت فى برج لندن وهى سوف تصدقنى |
Galiba kolayca etkilenebilinecek biri gibi görünüyorum, Londra'da da öyle düşünmüşlerdi. | Open Subtitles | أَبْدو لكي أُحْمَلَ تماماً بسهولة. ذلك الذي حَدث لي في لندن. |
Londralı mısın diye soruyordum. Bazı arkadaşlarım oradan. | Open Subtitles | كنت أسأل عما إذا كنت من لندن فلدي بعض الأصدقاء هناك |
Ben Londralı'yım. Şehrin dışına çıkmadım ki? | Open Subtitles | أنا من لندن لم يسبق لي أن خرجت من هذا الدخان؟ |
Elton? Londra aksanı kullanıyordu. Kesinlikle Londralı olmalı. | Open Subtitles | حسناً، كانت لهجتها لندنية، لذا فهي من لندن بالتأكيد |
Lunden savaş alanı olmadığından asker sayısı önemli değil. | Open Subtitles | لندن ليست حقلاً، لن يكون الأمر مسألة أعداد |
Lunden savaş alanı olmadığından asker sayısı önemli değil. | Open Subtitles | لندن ليست حقلاً، لن يكون الأمر مسألة أعداد |
Sıçan yuvanıza geri dönüp dinlemek isteyen herkese şöyle de "Lunden'in ötesindeki Temes Nehri Alfred'e aittir Bebbanburglu Uthred tarafından korunuyor." | Open Subtitles | ستعود إلى مخبأ الفئران و تخبر كل من يهتم بالاستماع وراء لندن . |
- Şuradan sağa dön. - Biliyorum. Daha önce de gelmiştim, Linden. | Open Subtitles | اذهب لليمين من هنا _ لقد جأت هنا من قبل لندن |
İngiltere'de Londra dışında yaşayanlarınız | TED | البريطانيون من بينكم ممن يعيشون خارج لندن |
- Şu anda tek istediğim Ajan Landon neler olduğunu öğrenmeden önce şu lânet olasıca mücevher kimdeyse onu bulup durdurmak. | Open Subtitles | كل ما أريده هو معرفة أيا من كانت تلك الجوهرة بحوزتهم وإيقافهم قبل أن تكتشف العميلة لندن ما يحدث حقا |
Sonra da iki dansçımla beraber London City Hall çevresinden yürüdük. | TED | وقمت أنا واثنان من الراقصين لدي بالمشي خارج مبنى بلدية لندن. |