"لن تسمح" - ترجمة من عربي إلى تركي

• izin vermeyecek
• izin vermiyor
• asla izin vermez
• izin vermiyordu
• izin vermiyorsun
• izin vermeyeceğini
• izin vermeyeceğim
• izin vermeyeceksin
• izin vermeyeceğine
• gitmeme izin vermekten
• olmasına asla izin vermezdi

Evde bunu yapmama izin vermeyecek bir doğum günü kızı var.
لدي فتاة تحتفل بعيد مولدها بالمنزل و التي لن تسمح بذلك.

Seni yenmelerine izin vermeyecek kadar akıllı olduğunu biliyordum.
لقد كنت واثقة أنك لن تسمح لأى منهم بهزيمتك

Bir gün mutlaka denemelisin. Ne o, yoksa karın izin vermiyor mu?
ينبغى أن تجربه يوما ما أو لن تسمح لك زوجتك بذلك ؟

Bu yüzden izin vermiyor. Emil para biriktirip kendine bir tane almış.
لن تسمح له ولذلك وفر المال من مصروفه الخاص ليشتري غطاء الرأس

Hakim buna asla izin vermez. Deliliğin de ispatlanması çok zordur.
فالقاضية لن تسمح بهذا أبداً , الجنون هو أصعب شىء يمكن إثباته

Kimsenin onu görmesine izin vermiyordu... fakat ben yine de gittim.
إنها لن تسمح لأى أحد بمقابلتها ولكننى دخلت على أية حال

FBI için kahraman da oldu ama sen kimseye anlatmasına izin vermiyorsun.
إنه بطل بالنسبة للشرطة وأنت لن تسمح له بإخبار أحد عما جرى

Karşı koyabileceğini, buna izin vermeyeceğini söyledi.
لقد قالت أنها سيُمكنها المُقاومة أنها لن تسمح بحدوثها

Seni yenmelerine izin vermeyecek kadar
لقد كنت واثقة أنك لن تسمح لأى منهم بهزيمتك

O insanların sana zarar vermelerine asla izin vermeyecek kadar, Zeki olduğunu başından beri biliyordum zaten.
لقد كنت واثقة أنك لن تسمح لأى منهم بهزيمتك

Seni yenmelerine izin vermeyecek kadar akıllı olduğunu biliyordum.
لقد كنت واثقة أنك لن تسمح لأي منهم بهزيمتك

Rusya bizim de ilişkimiz olmadan sizin programınızı yürütmenize izin vermeyecek.
روسيا لن تسمح لكم بتشغيل برنامجكم دون تدخلنا

Bu yavru kedi kardeşinin uyumasına bir türlü izin vermiyor.
هذه قطة لن تسمح له بالرقود إلى النوم، مهما حصل

Bir kurtçuk, aynı bedende ikinci bir parazite izin vermiyor.
دودة واحدة لن تسمح لأخرى بأن تكون معا في مضيف واحد

Kayınvalidemle birlikte yaşıyor. Onu görmeme izin vermiyor.
أنها تعيش مع حماتى التى لن تسمح لها بالمجئ هنا لترانى.

Bunu yapmana izin veremem. Ortada bir sürü insan var, polis asla izin vermez.
لن تتمكنى، يجب أن نحذر أناس كثيرون الشرطة لن تسمح بذلك

Hem zaten mülk sahibi buna asla izin vermez.
بالإضافة إلى أن صاحبة المنزل لن تسمح بذلك أبداً

Hiç eğlenmeme izin vermiyorsun.
أنت لن تسمح لى بالحصول على أى متعة. لا متعة ؟

Ada'nın, yalnız gitmene izin vermeyeceğini söylemeye geldim. Hepiniz geri dönmelisiniz.
جئتُ لأخبرك بأنّ الجزيرة لن تسمح لك بالمجيء وحيداً، عليكم العودة جميعاً

East Blue'ya gitmene izin vermeyeceğim!
أنا لن تسمح لك بالذهاب الى الأزرق الشرقي

Ama o Başkan bozuntusu istediğini elde edemeyecek çünkü ona izin vermeyeceksin.
وهذا ما يريده الرئيس، أنه لا يولج لأنّك لن تسمح له بذلك.

Kimsenin seni aşağılamasına izin vermeyeceğine, bana söz ver.
أوعدني بأنك لن تسمح لأي شخص أن يقوم باذلالك مجدداً

Beni sevdiğini söylüyorsun ama gitmeme izin vermekten bahsediyorsun!
تقول أنك تحبنى ثم تتحدث عن أنك " لن تسمح " لى بالرحيل

Eğer bilseydi, bunun olmasına asla izin vermezdi.
لن تسمح بأن يحدث ذلك إن علمت بشأنه