| Fena değil. Ama sen bir Italyansın ve biraz daha İtalyan ol. | Open Subtitles | ليست سيئة , لكن أنتِ إيطالية لذا حاولي أن تكون إيطالية أكثر |
| - Seni görmek ne güzel. Yolculuk nasıldı? - Fena değil. | Open Subtitles | أنا سعيد برؤيتك، هل كانت رحلة جيدة ليست سيئة ، صعبة فى بعض الأمور لكنها مسلية |
| Ama Fena değil. Bir öğretmene göre iyi bir aşçısın. | Open Subtitles | لَكنها ليست سيئة أنت طباخة جيدة لـ مدرسة مارم |
| Sadece bir tarafta olunca iz kalması o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | اعتقد ان الندبة ليست سيئة جدا خاصة لو كانت على جانب واحد |
| Duygularu çıkarıp gerekliliğine odaklandığın zaman o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | ليست سيئة , منذ أن تُذهب المشاعر وتُركز على أهمية الأمر |
| Hadi ya belki de bu oyun düşündüğüm kadar kötü değildir. | Open Subtitles | أنا ؟ حسناً ربما هذه اللعبة ليست سيئة علي كل حال |
| - Simon için Fena değil. | Open Subtitles | حسنا، انها ليست سيئة بالنسبة للسايمون البسيط |
| Küçük bir katır için Fena değil, ha? | Open Subtitles | ليست سيئة بالنسبة لبغلةٍ صغيرة، أليس كذلك؟ |
| Fena değil, ama Giants maçını izlemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ليست سيئة, انا متحمس لمشاهدة المباراة العملاقة |
| Biliyor musun, Paolo ve Isabella'nın CDsi hiç de Fena değil. | Open Subtitles | هذة هى اسطوانة باولو وايزابيلا انها ليست سيئة |
| Biliyor musun bir İtalyan oğlanı için, kıçın Fena değil. | Open Subtitles | أتعلم،بالنسبة لفتى إيطالى مؤخرتك ليست سيئة |
| Almancanız hiç Fena değil, Bay Kessler. | Open Subtitles | لغتك الألمانية ليست سيئة إطلاقاً ، كيسلر |
| Arkadan Supreme sesi geliyor. Fena değil değil mi? | Open Subtitles | أنا أسمع فرقة السوبريمز في الخلفية هي ليست سيئة ، أليس كذلك؟ |
| "Vuruldum, fakat kötü değil. R2, bak bakalım ne yapabileceksin." | Open Subtitles | لقد اُصبت, لكن ليست سيئة ارطو, انظر ماذا يمكنك ان تفعل معها |
| Bu köhne oda bile o kadar kötü değil. | Open Subtitles | أعني، حتى هذه المزبلة ليست سيئة أعني، أنا أستيقظ بعض الأيام |
| Diğer gazeteler kadar kötü değil, ama çok iyi olduğu da söylenemez. | Open Subtitles | إنها ليست سيئة مثل باقى الأوراق، ولكنها لا تفصح عن الكثير. |
| - Bir kız daha olması o kadar kötü değil. | Open Subtitles | أعتقد أن وجود فتاة أخرى ليست سيئة للغاية |
| Deneme atışıydı. Elim çok kötü değil. | Open Subtitles | كما قلت ، لقد كان هذا بالون أختبار يدى ليست سيئة جدا حقا |
| Aslında kötü değil. Zaten biliyor olman gereken haberler. | Open Subtitles | ليست سيئة في الواقع أخبار من المفروض أن تعرفيها |
| Dorothy kötü değildir inan. Sadece saftır. | Open Subtitles | لا حبيبي، دوروثي ليست سيئة بحق إنها بلهاء فحسب |
| Ayrıca bu müzik temalı elbise kılıfları da fena değilmiş. | Open Subtitles | وأكياس ملابس المسرحيات الموسيقية هذه ليست سيئة أيضاً |
| Pejmürdeliği dışında fena sayılmaz. | Open Subtitles | بأستثناء الابتزال انها ليست سيئة |
| Ona buranın kötü olmadığını söyledim; çünkü her zaman hep beraberdik. | Open Subtitles | أخبرتهـا بأنّ الأوضـاع هنـا ليست سيئة لأنّ هنـاك الكثير منّـا سويـة |
| Fena değildi. Birkaç numara aldım. Evet. | Open Subtitles | ليست سيئة , حصلتُ على بضعة أرقام هاتف جيدة أجل , رقمي هاتف جذّابين |
| - Travma o kadar da kötü değilmiş ha? Organ bağışı evraklarını doldurdu. | Open Subtitles | الطوارئ ليست سيئة الآن، صحيح؟ قامت بتعبئة كل أوراق التبرع. |