"ليس شخص" - ترجمة من عربي إلى تركي

• biri değil
• adam değil
• kişi değil
• insan değil
• birisi değil
• çocuk değil
• insanı değil
• biri değildir
• bir insan olmadığını

Kötü haber vermek istemem ama kardeşin iyi biri değil.
أكره اخبارك بالحقيقة، ولكن أخاك ليس شخص جيد على الإطلاق.

Beni angarya olarak gören ya da seviyormuş gibi yapan biri değil... ama beni gerçekten isteyen biri."
ليس شخص ما متثاقل معي وعليه أن يتظاهر بمحبتي شخص ما يريدني حقا

Ruh eşim, beni karavaın arkasında hamile bırakan bir adam değil.
توأم روحي ليس شخص ما جعلني حامل في مؤخرة السيارة

Bilmiyorum. Sanırım tek bir kişi değil.
لا أعلم، ليس شخص واحد على ما أظن

Onların gözünde bu çocuk bir insan değil.
انة ليس شخص بالنسبة لهم انة فقط المشروع 352

Bir kız yüzünden saçma sapan kararlar verecek birisi değil o.
هو ليس شخص الذى ياخذ قرار مثل هذا بسبب بنت.

Yemek yemek istediğinde masada oturan biri değil herhalde.
ليس شخص ما الذي يفضل الجلوس على طاولة عندما يأكل.

Onun yaşına göre olgunlaşmadığı doğru ve ve çok muziptir ama aslında kötü biri değil.
هذا صحيح انه غير ناضج قليلآ لعمره , وهو مخادع كبير جدآ لكنه ليس شخص سئ , انا اعترف بهذا

Alanı öldürmeyi gerçekten düşünen biri değil herhâlde.
. ليس شخص ينوى حقيقة ان يقتل المُستلم

Herhangi biri değil, Dr. Montgomery.
ليس شخص غريب . دكتوره مونتغمري

Kötü biri değil o.
و يساندك بالطريقة التي أساندك بها... .. إنّه ليس شخص سيء.

O senin patronun, duygular besleyebileceğin biri değil.
اتفقنا؟ انه رئيسك ليس شخص تحبينه

Aslında o kadar da kötü bir adam değil. - Onlar için zor olan kısım yeni başladı.
أتعلمين , ليس شخص سئ في أخر الأمر ماذا لو كان أصعب شئ لهما قد بدأ للتو ؟

Aslında o kadar kötü bir adam değil sadece palavracı.
أنه في الحقيقة ليس شخص سيء جدا أنه فقط صعب المراس

En çok konuşan kişi değil.
إنه ليس شخص يتكلم كثيراً،

- O bir kişi değil. - Peki,tamam.
انه ليس شخص حسنا

O herhangi bir insan değil. O WacoJohnny Dean.
انه ليس شخص عادي هو ويكو جوني دين

O bir insan değil, Hudson hayaletin ta kendisi.
أنه ليس شخص. هدسون شبح.

O yanında eve kız getirecek birisi değil.
هو ليس شخص الذى يجلب بنات الى البيت لنزوة.

Kimseye zarar vermez. Kötü birisi değil o.
انه لن يضر اي احد انه ليس شخص سيئ

Henry Stafford tatlı dille, tav olacak genç bir çocuk değil.
هنري ستافورد ليس شخص صغير تستطيع استمالته ببعض الكلمات المنمقة

Ama bu asa nehri kana dönüştürüyordu insanı değil.
ولكني أعتقدت أن العصا... حوّلت نهر بأكمله إلى دماء ليس شخص واحد

Kötü biri değildir. Bir hata yaptı.
هو ليس شخص سيئ . هو أرتكب خطأ

Tae-yang'in zayıf bir insan olmadığını insanlara gösterelim.
لنتدرب لنجعل الناس يرون ان تاي يانج ليس شخص ضعيف