ويكيبيديا

    "لَيستْ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değilse
        
    • olmadığını
        
    • pek
        
    • sayılmaz
        
    • falan değil
        
    • DEGiL
        
    • olmayan
        
    Takip yeteneğim standardına uygun değilse, özür dilerim. Open Subtitles حَسناً، أَنا آسفُ إذا مهاراتِ تتبعي لَيستْ إلى معيارِكِ.
    Ama sonuçlar iyi değilse, senin böbreklerinden birini alıp ona veririm. Open Subtitles إذا الأعدادِ لَيستْ جيدةَ، سَأَعطي إحدى كِلاكِ إليه.
    Bak Caitlin, bunun pek de iyi bir fikir olmadığını düşünmeye başladım. Open Subtitles أَبْدأُ الإعتِقاد التي لَرُبَّمَا هذه لَيستْ فكرةً جيّدة جداً.
    Kendisinin patronum olmadığını anlasın diye geç kaldığımı düşünüyor. Open Subtitles إنها تعتقدُ أَنني آخر من وصل لأنني أُريدُها ان تعْرِف إنها لَيستْ رئيسَي
    pek çok doğum uzmanı ve jinekolog bu ülkenin kadınlarına olan sevgilerini gösteremiyor. Open Subtitles الكثير مِنْ جِنِّ لَيستْ قادرة على المُزَاوَلَة حبّهم مَع النِساءِ عبر هذه البلادِ.
    Fazla düşündüğünü sanmam, pek zeki biri sayılmaz. Open Subtitles أنا لا أعتقد بانهاُ تفكر كثيراً فهي لَيستْ عبقرية
    Tabii top falan değil, sarı elmaydı. Open Subtitles بالطبع انها لَيستْ كرة مطلقاً. انه تفاح أصفر مثل هذا انا أَعطيته لهُ على التلِّ.
    OYLE OLDUGUNU DUSUNUYORSUN AMA DEGiL. Open Subtitles تَعتقدُ بأنّه، لَكنَّه لَيستْ. هو ترخيصُكَ يَقْرأُ. هو لَيسَ
    İnsanlara bayılıyorum, ...olaylarda her zaman olmayan düzenler görüyorlar. Open Subtitles أَحبُّ البشر دائماً يرون النماذج في أشياءِ لَيستْ موجوده
    Özür dilerim benim seçtiklerim başyapıtlar değilse sen yönet, Kimber. Open Subtitles حَسناً، أَنا آسفُ إذا الأفلامَ التي أَحْبُّ لَيستْ التحفَ السينمائيةَ تُوجّهَ، كامبر.
    Dana buralarda değilse, Open Subtitles تَعْرفُ، في حالة دانا لَيستْ حول، الشيري يُمْكِنُ أَنْ يُصبحَ
    Aracını buralarda ancak, çalınmaya değer değilse park edersin. Open Subtitles أنت لا تُوقفُ في هذا الحيِّ مالم سيارتكَ لَيستْ تساوي السَرِقَة.
    Artık her zaman haklı olmadığını biliyor. Open Subtitles أَعْني، الآن تَرى، هي لَيستْ صحيحةَ دائماً.
    Lütfen bana ailedeki beynin o olmadığını söyle. Open Subtitles رجاءً، تُخبَرُني هي لَيستْ أدمغة العائلةِ.
    Yaşlı adam onun gerçek eşi olmadığını biliyordu. Open Subtitles عَرفَ الرجل العجوزُ تلك لَيستْ زوجتَه الحقيقيةَ.
    Geldiğim yerde devlet ve polis, pek karışmak istemeyeceğiniz kuvvetlerdir. Open Subtitles لَيستْ قواتَ الذي به رغبات واحدة للتَدَخُّل. رجاءً، أَنا بخيرُ.
    Kuzey Dakota pek de yol üstü sayılmaz. Open Subtitles داكوتا الشمالية لَيستْ بالضبط في الطّريق.
    Aslında pek benim kalemim sayılmaz tatlım. Ama, evet, sanırım. Open Subtitles حَسناً، هي لَيستْ حقاً حقيبتَي مِنْ الرقائقِ، العزيز، لكن، نعم، أَفترضُ.
    İlk olarak Shawn, hayır bu suç falan değil. Open Subtitles أولاً، شون، لا، هذه لَيستْ جريمة.
    Kapasite dolu falan değil çünkü buradan havuzu görebiliyorum. Open Subtitles We لَيستْ في القدرةِ، ' يَجْعلُ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَرى البركةَ مِنْ هنا.
    BAK, KOC... SiMDi GURUR YAPMANIN SIRASI DEGiL. Open Subtitles الآن لَيستْ الوقتَ لِكي يَكُونَ فخورَ.
    Birkaç defa hastahaneye yatırıldı, ve bazen gerçekle hiç alakası olmayan şeyler söyler. Open Subtitles هي أُدخلتْ المستشفى بضعة أوقات وأحياناً تَقُولُ الأشياءَ ذلك لَيستْ حقيقيةَ بالضرورة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد