Bence kimseye zarar vermediğiniz sürece bu zararsız bir önyargıdır. | TED | على ما يبدو ، على ما أظن ، هو تحيز غير مؤذي وأنك لا تضر أحدا حقا. |
Ama oldukça büyük dişlere sahiptir ve büyük dişleri olan hayvanların zararsız olabileceğine dair insanları ikna etmek de bir o kadar zordur. | TED | لكن لديه فم كبير وانها نوع من الصعب إقناع الناس إذا حيوان له اسنان كبيرة، انه مخلوق غير مؤذي. |
- Silahlı bile değil, zararsız. - O şey bir katil ve ben onu gördüm. | Open Subtitles | إنه حتى ليس مسلحاً ، إنه غير مؤذي إنه قاتل ، و أنا قد رأيته |
Ama sanırım onu mutlu ediyorsa yeterince zararsızdır. | Open Subtitles | ،لكني أفترض ان كان ذلك يجعلها سعيدة .فهو ليس مؤذي |
Yiyip kaçacaksınız, çünkü bunun komik olduğunu ve kimsenin zarar göremeyeceğini düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | انتم ستأكلون من دون الدفع لأنك تظنون انه مسلي و غير مؤذي |
Çok acı çekiyordu ama günlük küçük bir doz ağrıyı dindirirdi. | Open Subtitles | إنه مؤذي إذا أخذ بجرعات عالية ولكن بجرعات صغيرة فأنه يسكن الآلام |
Ben çaptan düştüm, ve acıtıyor. | Open Subtitles | أنا خارج اللياقة .. وهذا مؤذي جدا. |
Bu zararsız bir yemek kitabı. Sadece biraz tozlu. | Open Subtitles | إنه كتاب طبخ غير مؤذي ولكنه مترّب بعض الشيء |
Koğuşlarda düzgün bir biçimde çalışıyor, zararsız görünüyor. | Open Subtitles | إنه يعمل في المستشفى كممرض ، وهو يبدو غير مؤذي |
Biliyorum, babamın zararsız olduğunu düşünüyorsun, fakat hatalısın. | Open Subtitles | أعرف بأنّك تتخيل بان ابى غير مؤذي , لكنك على خطأ. |
Harvey adam zararsız dedi, karıncayı bile incitmezmiş, Warren Fuer. | Open Subtitles | يقول هارفي الرجل غير مؤذي. لا يؤذي برغوث وارن. |
ÖImek için memleketine dönen zararsız bir ihtiyar gibi görmüşler. | Open Subtitles | اعتقدوا أنه مجرد رجل عجوز غير مؤذي عاد إلى موطنه ليموت |
Çünkü zararsız bir kabadayıdan azılı bir kaykay kaçırıcısına dönüşmek üzeresin. | Open Subtitles | لانك الآن أنت غير مؤذي صعب ان ترهب برودجيكر |
Size diyorum, hepsi zararsız, kendi kendilerine gidecekler. | Open Subtitles | أنا أقول لكم يا أصدقاء ، إنه غير مؤذي سيذهب لوحده |
zararsız olduğunu biliyorsun. zararsız olduğundan eminim. | Open Subtitles | أنا متأكّد، تعرف، إنه غير مؤذي أنا متأكّد إنه غير مؤذي |
Hem sen de bazen oynaşıyorsun. zararsız değil mi? | Open Subtitles | بالاضافه إنك تغازل في بعض الأحيان إنه شيء غير مؤذي, أليس كذلك؟ |
Büyük, kıllı, bazen kötü kokulu ama zararsız ve imtiyazlı bir mevkisi var. | Open Subtitles | أنه ضخم و شعور و تفوح منه رائحة لكنه غير مؤذي ولدية مدة خدمة |
Demek istediğim, o zararsızdır. Hiç yapmadığı şeyleri yaptığını söyler durur. | Open Subtitles | أعني بأنه غير مؤذي تحدث عن كل الأوقات والأمور التي لم يقم بها |
- Virüs mü? - Lampington hastalığı olabileceğini düşünüyorum. Çok nadir görülür ve çoğu durumda zararsızdır. | Open Subtitles | أعتقد أنه مرض عادي إنه نادر و غير مؤذي في معظم الحالات |
Grayson'ın çıkardığı ses çok acı verici. | Open Subtitles | الصوت الذي يطلقه غرايسون مؤذي لقد فعل خمسة اضطرابات في اخر مرة |
Off, lanet olsun,bu acıtıyor! | Open Subtitles | اللعنة، هذا مؤذي ماذا حدث؟ |
Çalışanlarınıza zararlı yan etkilere sahip ilaç verdiniz. | Open Subtitles | أنتِ اعطيت موظفيك مادة محرمة لها أثر جانبي مؤذي |