"مؤقت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• geçici olarak
• - Geçici
• şimdilik
• sadece geçici
• geçici bir durum
• süre
• zamanlayıcı
• geçicidir
• zamanlı
• geçici bir şey
• an
• anlık
• süreliğine
• kısa süreli
• geçici sef

Hayır, o sadece geçici olarak benimle kalan bir arkadaşım.
كلا، إن الأمر بسبب صديق لي يُقيم معي بشكل مؤقت

Gelecek nesil nanopartikülleri daha da geliştirebilmek için karaciğerdeki bağışıklık hücrelerini geçici olarak devre dışı bırakabiliriz.
لذا فهناك خطط مستقبلية لتحسين جزيئات النانو لنزع الخلايا المناعية بشكل مؤقت من الكبد

- Çomak sokuyor derken... - Geçici kısıtlama emri çıkarttırmış.
عندما تقول , ضوضاء لقد جائنا امر تقيد مؤقت

Bu perde şimdilik işini görür ama yakında bu sorunu hallederiz.
هذا بالتأكيدوضع مؤقت فى الوقت الحالى, لكننا سنكتشف شيئاَ أخر بالخارج.

Ama her zaman söylediğim gibi, bu sadece geçici bir durum, sen ayrılana veya biz tamamen dolu olana kadar.
لكن كما كنت اقول دائماً هذا كان فقط وضع مؤقت حتى توفقي اوضاعك او حتى لا نكون في حاجة لذلك

...tüm elektrik akımlarının geçici bir süre kesintisine yol açar.
النبض الكهربي المغناطيسي والّـذي تسبب بعطل مؤقت في الّـتيار الكهربائي

Ağırlık değişimi mayını patlatmasa bile yedek bir zamanlayıcı var.
إن لم يتسبب تغيّر الضغط بإنفجار هذا، فهناك مؤقت إحتياطي.

Bu ilk spiral gereğinden fazla aralıklıdır, çünkü geçicidir.
هذا الحلزون الأوّل متباعد جداً لأنه مؤقت فحسب

1700 kişi tamamen ya da geçici olarak işsiz.
1700منهم عاطلين عن العمل إما كلياً أو بشكل مؤقت

Size tavsiyem, Raymond Shaw konusunu unutmanız ve binbaşı Marco'nun geçici olarak görevden ayrılarak daha az yorucu ve hassasiyet gerektirmeyen bir göreve geçmesidir.
لذا أوصى بغلق موضوع ريموند شو الآن .. وبإعادة تعيين ميجور ماركو .. بشكل مؤقت

- Ana gücü altı gün daha kullanamayacağız. - Yedek güç geçici olarak devre dışı.
لن نحصل على الطاقة الرئيسية قبل ستة أيام، الطاقة المساعدة بها خلل مؤقت

Sualtı Krallığını geçici olarak kapatmak zorundayız.
أَصْبَحَ من الضروريَ لنا للغَلْق بشكل مؤقت مملكة تحت البحر الآن

Bay William Morris, yeni bürosu hazır olana kadar geçici olarak benim odamı acente olarak kullandı.
السيد وليام موريس المحامى كان يستعمل حجرتى كوضع مؤقت حتى تكتمل مبانيه وتكون جاهزة.

- geçici olarak yanlış yere koyulmuş.
ـ أين هو الدليل؟ ـ لقد تمت أضاعته بشكل مؤقت ـ أين هو الدليل؟

Ama gel gör ki, buralarda şimdilik biraz sözüm geçiyor.
و لكن حدث ذلك ، بشكل مؤقت لدى بعض المهم هنا

Bu sadece geçici bir iş, Buff. Tabii kalıcı hale de gelebilir.
إنه عمل مؤقت ومزعج يا بافي تعرفين إلا إذا كانت قوية جداً

Alınmadım ki. Bu geçici bir durum. Sadece uygulama işim patlama yapana kadar.
لا إهانة على الإطلاق، هذا مؤقت فحسب حتى يزدهر عملي في مجال التطبيقات.

Kendi yerimi bulana kadar, geçici bir süre için buradayım.
حسنا، هذا أمر مؤقت وحسب حتى أعثر على مسكن لي

İleri adımını atar atmaz bir zamanlayıcı 60 saniyeden geri saymaya başlayacak.
حالما تخطو نحو الأمام سيبدأ مؤقت بالعد العكسي لمدة 60 ثانية.

Ciddiyetimi takınıyorum Todd Packer, artık bu şubenin tam zamanlı bir satışçısıdır.
نتكلم جدياً الآن تود باكر هو رجل مبيعات مؤقت في هذا الفرع

geçici bir şey ama benden hoşlanırlarsa, tam gün iş alabilirim.
بشكل مؤقت , و لكن إذا أعجبتهم فذلك سيؤدي الى وظيفة بدوام كامل

Şu an, onu kurtarana kadar geçici olarak eski mevkiimi geri vermeni istiyorum.
الاّن، أريد منك أن تعيديني على أساس مؤقت حتى أتمكن من استعادته

Ayrıldık ve ben anlık bilinç kaybı yaşadım. Bu nedenle emin değilim.
عندما انفصلنا , فقدت الوعى مؤقت لأى غرض , لست متاكد

Müşterinizle limandan bir süreliğine ayrılmak istiyorsunuz.
انت وعميلك ترغبان بخروج مؤقت من الميناء؟

Orta dereceli beyin sarsıntısı, kısa süreli hafıza kaybı eklemlerde çıkık, başağrısı ve elbette, geçici körlük meydana gelmiş.
حسناً , أنتَ مصاب بارتجاج معتدل و يسبب هذا فقدان ذاكرة مؤقت صعوبة في تحديد الزمان والمكان و الإصابة بصداع