| Maddie büyükannesiyle yaşayacak, kimse ondan daha fazla mutlu olamaz. | Open Subtitles | مادي ستعيش مع جدتها التي لا يمكن أن تكون أسعد |
| Maddie Hayward ofisime geldi ve bana Peter'a karşı adaylığını koyacağını söyledi. | Open Subtitles | جاءت مادي هايوورد إلى مكتبي للتو لتخبرني أنها سترشح نفسها ضد بيتر |
| Maddie 180 milyon dolar değerinde-- bu da birçok reklam satın alabilir. | Open Subtitles | ثروة مادي تبلغ 180 مليون دولارًا وهذا يكفل لها حملة إعلانية جبارة |
| Tatlım, anneler bunun için vardır. Maddy, bu işe ihtiyacın var. | Open Subtitles | ثم ان هذا ماتفعله الامهات مادي ، انتى تحتاجين هذه الوظيفة. |
| Ben de Maddy'ye Finn'in dilin nüansları konusunda uzmanlaştığını söylüyordum. | Open Subtitles | حسناً, كنت اخبر مادي للتو بأن فين اتقن صغائر اللغه |
| 14 yaşındaki torunum Maddie okul için idam cezasıyla ilgili bir kompozisyon yazıyordu ve bana sorular soruyordu. | TED | حفيدتي مادي البالغة من العمر 14 عاما، كانت تكتب مقالا للمدرسة عن عقوبة الإعدام، وكانت تسألني أسئلة. |
| Babası alıkonulduğundan, Maddie hayatı boyunca onu hiç tanımadı. | Open Subtitles | إذن مادي لم تقابل أبدا أباها لأنه كان مسجونا |
| Doktorları ona akıl sağlığının gayet yerinde olduğuna dair rapor vermişler. Maddie'yi bulmalıyız. | Open Subtitles | الأطباء النفسيون أعطوه براءة من أي أمراض تخص الصحة العقلية إسمعي يجب أن نجد مادي |
| Maddie'yi bulmaya yardımı olacaksa evet. | Open Subtitles | سأفعل أي شىء إن كان سيساعد في العثور على مادي. |
| Çalıştığını söylemiştin. - İşleri telefondan hallediyorum, Maddie. | Open Subtitles | لقد قلت أنك بالعمل أنا انتحل شخصية العاملة ,مادي |
| Gördün mü, Maddie? Bu konuda da bize destek verdiler. | Open Subtitles | اتري هذا مادي هم سعداء عن هذا الامر أيضاً |
| Ama her zaman Maddie ve Ben'i gidip görebiliriz. | Open Subtitles | ولكن سنذهب لزيارة مادي وبين دائما هناك افضل من لا شئ |
| Kısacası Mike'a kimin tuzak kurduğunu öğrenmek istiyorsak orayı soymaktan başka çaremiz yok, Maddy. | Open Subtitles | انظرا المهم هو إذا كنا نريد أن نعرف من ألصق تهمة قتل بمايك علينا أن نسرق هذا المكان ، مادي |
| Maddy'nin yerleştirdiği cihaz şimdiye harekete geçmeliydi. | Open Subtitles | إلى أي مكتب فارغ الأداة التي وضعتها مادي في الحمام لا بد أنها انفجرت بحلول هذا الوقت |
| Raj ve Sanjana'yı, beni ve Maddy'i tekrar bir araya getirdin. | Open Subtitles | بسبب راج و سانجانا , أنا وزوجتي مادي عُدنا لبعضنا |
| Maddy, kusura bakma; ama o şey GPS barındıracak kadar büyük. | Open Subtitles | أسف يا مادي,ولكنها لابد أن تكون كبيرة حتي يسهل إخفاء جهاز تحديد المواقع بها |
| Mermi almaya gidince, mahalleden bisikletli bir çocuğa para verip her şey yolunda mı diye Maddy'nin evine baktırdım. | Open Subtitles | بينما كنت أقوم بجولة في الجوار دفعت لطفل من الجيران ليركب دراجة لمنزل مادي فقط للتأكد من أن كل يسير على ما يرام |
| Galiba bu içecek yüzünden değil demek. Selam Maddy. Sanırım kucaklaşmayı es geçeceğiz. | Open Subtitles | اعتقد بانه هذه تعني لا للمشروبات مرحبا ، مادي لا اعتقد بانه وقت العناق |
| Muddy Waters gibi çok ünlü bir müzik yıldızı olacağım! | Open Subtitles | أنا سأصبح نجم موسيقى شهير مثل الموسيقي مادي واتر |
| Ve zaman geçtikçe -- aslında oldukça hızlıca, birkaç saat içinde -- makineden çıkarıp kullanıma hazır somut bir ürün yapabiliriz. | TED | ومع مرور الزمن وبسرعة في الحقيقة, خلال بضع ساعات يمكننا صنع منتج مادي جاهز لاخراجه من الماكينة و الاستخدام |
| Durumum ortadaydı; 35'inde bekar ve maddi güvencesi olmayan bir kadındım. | Open Subtitles | ها قد كنت إمرأة عازبة سنها 35 عام دون دعم مادي |
| Billy dedi ki Madi'yi kendi sonuna sürüklüyormuşsun. | Open Subtitles | بيلي أخبرني بأنه يجب أن أقلق من أن نهاية مادي ستكون على يدك |
| Bu gerçekten önemli, çünkü teknolojinin geldiği bu seviyede fiziksel bir alete uyum sağlamamız için bir neden yok. | TED | وهذا هو المهم حقا ، لأنه لا يوجد أي سبب في أيامنا و عصرنا هذا أن نتقيد بجهاز مادي |
| Eger burada yüzeysel ya da maddeci oldugumu düsünen varsa gitsin McDonald's'da is bulsun. | Open Subtitles | إذا كان أي منكم هنا يعتقد أني سطحي و مادي فليذهب و يحصل على عمل في مكدونالد |
| Belli ki bununla acaip para kırıyorlar. | TED | وقد حصل القائمون على ذلك على مردود مادي كبير |
| Genellikle profesyonel seçiciler, ödeme ya da diğer bedeller karşılığında odak gruba katılmayı kabul edenler listesini yönetirler. | TED | وغالبا ما يتم ذلك من خلال مجندين مهنيين يديرون قوائم الناس الذين وافقوا على المشاركة بمجموعات التركيز بمقابل مادي أو مكافآت أخرى. |