| Stanley, ben kapıdan girmeden önce Michael'ın son söylediği neydi? | Open Subtitles | ستانلي ماكان آخر شيء قاله مايكل قبل أن آتي هنا |
| Çocukken poponda olan cilt sorununun adı neydi Frasier? | Open Subtitles | عندما كنت صغيرا ماكان اسم المرض الجلدي الذي اصابك في مؤخرتك؟ |
| Elbette öylesin. Bu da neydi? Anne, arkadaşlarımla biraz takılmak için çıkıyorum tamam mı? | Open Subtitles | بالطبع انت كذلك ماكان هذا امي انني خارجة |
| Sonra günlerden bir gün, turun ortasında, Danimarka'da, yazar Colum McCann ile aynı sahneyi paylaştığım Louisiana Müzesi'ne gittim. | TED | وفي يوم جميل،في منتصف جولتي، ذهبت إلى لويزيانا وهو متحف في الدنمارك حيث تقاسمت االمسرح مع الكاتب كولوم ماكان. |
| Colum McCann ile o gün konuşurken, sonunda jeton düşmüştü. | TED | التحدث مع كولوم ماكان ذلك اليوم ، كان النقطة المضيئة. |
| Ben yapmak için doğduğum şeyi yapıyordum, o da biliyordu. | Open Subtitles | كنتُ أفعل ماكان يُفترض بي فعله وهو كان يعلم ذلك. |
| Ondan şey filminde çok hoşlanmıştı neydi o bir gladyatörü oynadığı film? | Open Subtitles | ماكان اسم الفلم؟ عندما مثل شخصية المحارب |
| Bütün arabayı parçaladıkları o filmin adı neydi? | Open Subtitles | مهلا ، ماكان ذلك الفيلم الذي يقومون فيه بتفكيك السيارة بالكامل |
| Dün akşam yemekteki o çili sosu olayı da neydi? | Open Subtitles | ماكان ذلك اللى حدث ف العشاء ليلة امس موضوع الصلصة الحارة ؟ |
| Dün akşam yemekteki o çili sosu olayı da neydi? | Open Subtitles | ماكان ذلك اللى حدث ف العشاء ليلة امس موضوع الصلصة الحارة ؟ |
| Kulübün binasını yerle bir etmek neydi? Yangın tatbikatı mı? | Open Subtitles | التخلص من نادي الدراجات, ماكان ذلك, حصة تدريبية؟ |
| O neydi? | Open Subtitles | لا عليك, لدي المزيد من العربات للبقاء فيها ماكان ذلك ؟ |
| Batiriyorduk. Araba bozulmasiyla ilgili sey neydi öyle? | Open Subtitles | كنا على وشك أن نُدفن هناك ماكان ذلك الهراء عن السياره المعطله؟ |
| Hub ve Garth McCann, en soylu ve cesur insanlar, ha? | Open Subtitles | هب و جارث ماكان أشجع و أجرأ الرجال, أليس كذلك ؟ |
| Bayan McCann size kuru elbiseler tedarik edecek. | Open Subtitles | ستحضر لك السيدة ماكان بعض الملابس الجافة |
| Bayan McCann size kuru giysiler getirir. | Open Subtitles | ستحضر لك السيدة ماكان بعض الملابس الجافة |
| Mr. McCann, bu çuvalların her biri 25 kilo. | Open Subtitles | سيد ماكان, هذه الحقائب تزن كل منها 50 رطلا |
| Çarşafların arasında birinin sadece nasıl seviştiğini değil, kibarlar mı, iyi bir dinleyiciler mi ve benim yaşımdaysanız, iyi espri anlayışları var mı gibi birçok şeyi öğrenirsiniz. | TED | تتعلم الكثير بين الشراشف، ليس فقط كيف يمارس هذا الشخص الحب، ولكن إذا ما كان لطيف، إذا ما كان يُصغي وفي عمري، إذا ماكان لديه حس الفكاهة. |
| Evet, büyükbabam asla izin vermezdi. Çok tehlikeli olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | نعم، جدي ماكان يسمح لنا ابداً قال أنه خطر جدا |
| Özür dilerim, hiç sözünü etmemeliydim. | Open Subtitles | انا اسف يا سيد جوردون, اظن انه ماكان ينبغى ان اذكر هذا |
| - O da ne? | Open Subtitles | بخصوص الليلة التي قتلت فيها شارولت؟ ماكان ذلك؟ |
| Sen de gormussundur, Maakhan? | Open Subtitles | أنا متأكد أنك لاحظت يا (ماكان) |
| Biliyorsun böyle zor bir yolculukta deneyimsiz bir rehber almamalıydık. | Open Subtitles | ماكان عليهم السماح لمرشدين عديمي الخبرة أمثالهم بتولي رحلات كهذه |
| Kendine güvenmesi için tek ihtiyacı olan şey hafifçe dürtülmekti. | Open Subtitles | كلام في صالحه ، كل ماكان يحتاجه هو دفعةٌ بسيطة |
| Şimde sabahleyin giymen gereken kıyafet buydu, küçük hanım. | Open Subtitles | هذا ماكان يجب أن ترتديه هذا الصباح يافتاة |