Kasa hırsızı bir siyah ve kana susamış bir beyaz. | Open Subtitles | شخص متعطش للدماء والأخر شخص عينيه خضراء يبدوا عليه الفقر |
En ufak bir savunma denemesinde kana susamış kalabalığa dönüşen bir orduyu gezici bir milis takımı haline getiremezsiniz. | Open Subtitles | لن نجعل جيشا ينقسم إلى محاربين من الصعاليك هذه المسيره ستتوقف مع أول حجه تافهه مثل حشد متعطش للدماء |
Herkes kana susamış intikam isteyen birinin şovunu izlemeyi tercih eder. | Open Subtitles | هم يفضلون أن يشاهدوا برنامج عن شخص متعطش للدماء يسعى للإنتقام |
Her birinin ahlaksız ve kana susamış katiller olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أن كل واحد منهم شـرس ، متعطش للدم ، قــاتــل |
Çiftleşme konusuna bu kadar arzulu odaklanmış olmaları onların uzatmalı ergenlik çağında olduklarını gösteriyor. | Open Subtitles | نعم، التركيز متعطش على تلميحات التزاوج نوع من المراهقة التي طال أمدها |
Yine de sudan çıkan balık gibi susadım ona. | Open Subtitles | رغم ذلك أنا متعطش لها كالسمكة الخارجة عن الماء |
Bu lanet, gece yarısı kurbanını kana susamış, dehşet verici bir canavara dönüştürüyor. | Open Subtitles | أنها تلعن ضحيتها بأن تتحول عند هبوط الليل الى وحش فظيع متعطش للدماء |
Ya da Tanrının kıskanç, kana susamış, kinci olabileceğine inandığım kadar. | Open Subtitles | أم أن الله يمكن أن يكون غيور أو متعطش للدماء أو الانتقام |
Eğer ben kazanırsam, derimin üzerine adını kazımaya susamış... bir sonraki kılıç fırlatanı bekleyeceğim. | Open Subtitles | ولو ربحت أنا, فعلى أن أنتظر حتى يأتى قاتل تنين اّخر متعطش للشهرة على حساب قتلى |
O zaman bile onun kana susamış doğasının farkındaydım ama kalbimin onu değiştirebileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وحتى أننى وقتها كنت أعرف أنه متعطش للدماء ولكنى إعتقدت أن بإستطاعة قلبى تغييره |
Eğer ben kazanırsam, derimin üzerine adını kazımaya susamış... bir sonraki kılıç fırlatanı bekleyeceğim. | Open Subtitles | ولو ربحت أنا, فعلى أن أنتظر حتى يأتى قاتل تنين اّخر متعطش للشهرة على حساب قتلى |
O zaman bile onun kana susamış doğasının farkındaydım ama kalbimin onu değiştirebileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وحتى أننى وقتها كنت أعرف أنه متعطش للدماء ولكنى إعتقدت أن بإستطاعة قلبى تغييره |
Frank feci susamış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون صريحة متعطش بفظاعة من قبل الآن. |
Ancak oğlunun başsız bedenini gören Yüzbaşı rütbeyi falan bir kenara bırakmış kana susamış bir halde çılgınca çarpışıyordu. | Open Subtitles | وبعد رؤية رأس ابنه الصغير يهوي عن جسده يفقد القائد سيطرته يغدو طائش متعطش للدماء |
Hayattayken çete lideri, polis katili ve şiddete susamış bir psikopattı. | Open Subtitles | في الحياة, كان قائد عصابة, قتل شرطي بشكل عام مختل متعطش للعنف |
Canton Rahl Gözetçiler'e büyü yapan kişi hep kana susamış biri değilmiş. | Open Subtitles | رال الرجل الذي وضع أولا النوبة على الحرّاس ما كان متعطش للدماء دائما |
Vampir olmam kana susamış olmam anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | بكوني مصاص دماء لا يعني أنني متعطش للدماء |
O beğenmediği her şeyi yiyen kana susamış bir manyak. | Open Subtitles | إنه مجنون متعطش للدماء يأكل كل شيء لا يعجبه |
Beyin kana öylesine susamış ki her şey yolunda giderse birkaç hafta içinde tüm damarları sömürecektir. | Open Subtitles | الدماغ متعطش جدا للدماء، إن سار كل شيء كما يجب، خلال أسابيع قليلة، سيمتص كل الأوعية. |
Küstah veledin tekisin. Ünvanlı, kana susamış ve yönlendirmesi kolay. | Open Subtitles | أنت مجر صبي صغير متعجرف، متعطش للسلطة، ومتعطش للدماء |
Kalbim arzulu; | Open Subtitles | قلبى متعطش.. |
Bilgiye susadım, bu susuzluğum hiç giderilmiyor. | Open Subtitles | أنا متعطش للمعرفة، والذي يبدو أنه لا يرتوي |