Ayrıca da sezon dışı. orada birilerinin olma ihtimali küçük. | Open Subtitles | لسنا في موسم العطلات بالكاد تجد اي أحد متواجد هناك |
Yalnızca hazır olduğumuzda açılırız ve açıldığımızda orada yoksanız tekrar geri kapanırız. | TED | نفتح فقط عندما نكون مستعدين واذا لم تكن متواجد عندما نكون مستعدين، سنغلق على أنفسنا |
Bu büyük ateş nerede yanıyorsa Kara Kartal orada demektir. | Open Subtitles | وحين تشتعل تلك النار الضخمة يعني ذلك أن النسر الأسود متواجد |
Çok ufak bir şey ama sürekli egzersiz yaparsan sürekli yanında olur. | Open Subtitles | انه فقط امر صغير ولكن لو مارستيه سيكون دائما متواجد من أجلك |
Üzgünüm, müsait değil. Belki ben yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | اسفه ، فانه غير متواجد هل استطيع المساعدة |
Onunla aşırı ilgileniyor çünkü sanırım babası buralarda değilmiş ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | وهو متواجد بكثرة في حياتها لأنني اظن أن الأب غير موجود |
Ama sen bir yıldan fazladır evde değilsinki, değil mi? | Open Subtitles | ولكنك لم تكن متواجد في البيت أكثر من عام، صحيح؟ |
Bu yüzden şu an buradayım, sadece biraz beklemeni isteyeceğim. | Open Subtitles | ،لهذا أنا متواجد هنا لأطلب منك كظم الأمر لفترة قصيرة |
Bazen orada oluyor ama ben daha onu hiç görmedim. | Open Subtitles | أحياناً يكون متواجد هناك لكني لم أره من قبل |
Bize, Amerikan filosunun gerçekten orada olup olmadığını haber verirler. | Open Subtitles | بعدها يقوما بالابلاغ عما اذا كان الاسطول الامريكى متواجد هناك بالفعل ام لا |
Çünkü orada, doğada, keşfedilmeyi bekleyen ham ve doğal enerji. | Open Subtitles | بخصوص الانشطار البارد لأنه هنا متواجد في الطبيعة القوة الطبيعية الخام التى تنتظر ان نسخرها |
İhtiyacın olduğunda birisi orada olmalı. | Open Subtitles | شخص ما لابد أن يكون متواجد حين تحتاجين ذلك |
Günün çoğunu orada geçiriyorum. | Open Subtitles | هنالك مخزن في الخلف، أنا متواجد هناك في معظم اليوم |
Muayenehanenize gittim ama orada değildiniz. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى مكتبك ولكنك كنت غير متواجد وعلمتأنكهنا.. |
Çünkü orada, doğada, keşfedilmeyi bekleyen ham ve doğal enerji. | Open Subtitles | بخصوص الانشطار البارد لأنه هنا متواجد في الطبيعة القوة الطبيعية الخام التى تنتظر ان نسخرها |
Biliyorsunuz, o gece orada olsaydım belki hâlâ burada olurlardı. | Open Subtitles | إذا كنت متواجد هناك فى تلك الليله ربما كانوا مازالوا هنا |
Sonsuza dek mutlu yaşanılacak kısım, adam her zaman yanında, bir şeyler söylüyor, ve kızlar buna bayılır. | Open Subtitles | , و في الجزء المتعلق بالسعادة الأبدية . . الرجل متواجد طوال الوقت و يقول أشياء و الفتيات تحب ذلك |
Tüm günü önem verdiğim kişilerin yanında olamayarak geçirmiştim... | Open Subtitles | . . لقد قضيت اليوم غير قادر ان اكون متواجد للناس اللذي اهتتممت لأمرهم بشده |
- şu anda müsait değil. - Bu çok acil. | Open Subtitles | انه غير متواجد في الوقت الحالي هذا ضروري |
şu anda iyi şeyler yapıyorsun, sonradan oluşan farklılıkları görmek için buralarda olmuyorsun. | Open Subtitles | أنتى تقومين بعمل شئ جيد الأن أنت لست متواجد دائما لترى التغيير الذى يحدثه هذا لاحقا |
Efendim, ben sizin için her zaman buradaydım. Bu gece evde olacak. | Open Subtitles | سيدي, لقد كنتُ دائماً متواجد من أجلك سوفَ تكون في المنزل الليلة |
Sizin naçizane hizmetkarınızım. Size ve ulusuma hizmet etmek için buradayım. Benden yararlanın. | Open Subtitles | أنا خادمك المتواضع , متواجد لخدمتك و خدمة أمتنا استخدمني |
Hiç bir önemi yok. Ben şu an burada olmadığıma göre. | Open Subtitles | هذا غير هام ، إذا اعتبرنا أننى غير متواجد هنا الآن |
Çünkü ilk doğumum ve yanımda olacağına söz vermişti. | Open Subtitles | لأن هذا اول طفل لي وهو وعد انه سيكون متواجد من اجلي |
Varsay ki katilin kim olduğunu biliyorum. Ve şu anda bu odada onunlayım. | Open Subtitles | لو افترضنا أني أعرف هوية القاتل، وأنه متواجد هنا في هذه الغرفة.. |