Harika! 6 yaşındaki oğlum bir çete lideri. mükemmel! | Open Subtitles | رائع، الآن لديّ ولدٌ يلبس مثل أعضاء العصابات، مثاليّ. |
mükemmel olduğunu ve ihtiyaçlarımı gördüğünü söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع القول بانه مثاليّ وإحتياجاتي متلبيّة |
Bir veya ikisinin mükemmel evliliği var. Diğer çiftler daha azına razı olmayı çözmüşler. | Open Subtitles | زوج واحد أو اثنان لديهم زواج مثاليّ والآخرون عرفوا كيف يرضون بالقليل |
Seni biliyorlar. Bu iş için mükemmelsin. | Open Subtitles | أعني بأنهم يعرفونك, وأنت مثاليّ تقريباً |
Dosyasına göre fosfor seviyesi ideal seviyede. | Open Subtitles | وفقاً لسجلّه، فإنّ مستوى الفوسفور لديه مثاليّ. |
Delirmiş olmalıyım çünkü sen Kusursuz bir erkeksin. | Open Subtitles | وهذا في حد ذاته جنون، لأنّكَ رجل مثاليّ. |
Dinleyecek olsanız, ...kendini bir melek gibi gördüğü günleri ya da mükemmel biri olmayı hayal ettiğini, anlatacaktır. | Open Subtitles | إن أنصت، سيخبرك عن عن زمان ظنّ فيه بأنهُ كان ملاكاً أو حلِم بان يكون مثاليّ |
100 milyon yıl süren evrimleri, bu hayvanları mükemmel hale getirmiş. | Open Subtitles | مئات الملايين من السنين طوّرت هذه المخلوقات على نحوٍ مثاليّ. |
Hayır, zahmet etme. mükemmel olmak zorunda. | Open Subtitles | كلاّ، وفـّر على نفسكَ العناء، لقدّ أتمّها بإحكام مثاليّ. |
"mükemmel." Fazla olur. Belki "yeterli" diyebiliriz. | Open Subtitles | مثاليّ'' كلمة شديدة الدلالة''، ''ربّما يجدر وصفه بـ ''ملائم. |
Kafa ve kolu vücuttan ayırmak için mükemmel silah. | Open Subtitles | إنه سّلاح مثاليّ لفصل الرأس .و الأطراف عن الجسد |
Hayır, asıl, biriyle tanışıp o kişinin mükemmel biri olduğunu öğrenmem ve bir daha yalnız kalmamam büyük olay olurdu. | Open Subtitles | ،لا، التقدّم الكبير سيكون إن إلتقيت بشخصٍ ما مثاليّ وبعدها لا أكون وحيداً أبداً |
Gerçi o kadar kaçmana rağmen biraz fazla mükemmel oldu. Gele gele yeraltı kilisesine geldin. | Open Subtitles | ارتأيت أنّه بعد صولات هربك، فإنّ كنيسة سُفليّة مكان مثاليّ لنهايتك. |
mükemmel bir hamle ve cesurca, çünkü bu geyik neredeyse kaplanla aynı ağırlıkta. | Open Subtitles | ..هجوم مثاليّ و شجاع، فهذا الأيّل يقارب بوزنه وزن الببر |
Ama o kadar mükemmel ki benim tipim değil. | Open Subtitles | ولكنهُ مثاليّ جدًا، لذا فهوَ ليسَ على طِرازي. |
Sayılır. Adamlardan birisi bana ulaştı. mükemmel dişleri ve eli olmayan bir adam. | Open Subtitles | تقريبًا، فأحدهم تواصل معي، شخص مثاليّ الأسنان مبتور اليد. |
Pişmanlıklardan konuşmayalım. mükemmel bir günün, mükemmel bir anındayız. | Open Subtitles | دعينا لا نتحدّث عن الندم، نحن في لحظة مثاليّة من يوم مثاليّ. |
Sadece gelgitte görülüyor. mükemmel bir saklanma yeri. | Open Subtitles | يظهر فقط لدى أقصى الجَزر، كان مكان إخفاء مثاليّ. |
Tatlım, şişman değilsin. mükemmelsin. | Open Subtitles | لستِ بدينة، جسدكِ مثاليّ. |
İdeal bir dünyada efendimiz, tutuklayabilirdik Bard'ı. | Open Subtitles | في عالَم مثاليّ يا سيّدي كنّا لنعتقله |
47'si için de. Her biri Kusursuz durumda. | Open Subtitles | عددهم 47 لحدّ الآن و كلّ واحدٍ منهم مثاليّ |
Babam bir idealist ama bu haksız olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | والدي مثاليّ, هذا لا يعني أنه مخطئ |
Sana baktığım zaman Tam burada aramızda dünyanın gerisiyle bir bağımız var. | Open Subtitles | حينما أنظر إليكِ يوجد خطٌ مثاليّ منّي ويعبر خلالك إلى مركز الأرض |
Kusursuzum. | Open Subtitles | أنا مثاليّ |
Köşedeki kafede harika bir gün. Gerçekten kendini ikna ettin. | Open Subtitles | يوم مثاليّ في مقهى ركن، إنّك حقًّا تفوّقت على نفسك. |