etnik olarak Yemenli, Amerikan vatandaşı, halen Yemen'de Saklanıyor, Nijeryalı bir kişiden esinleniyor, Nijerya ulusal bankası müdürünün oğlu. | TED | كمواطن أمريكي ، من أصول يمنية ، مختبئ حالياً فى اليمن ، الذي قام بإلهام مواطن نيجيري ، إبن مدير البنك الوطني النيجيري. |
Onun korkusundan sandalyemin altına saklanıyorum ve o da bana eliyle işaret edip dişlerini gösteriyor! | Open Subtitles | أنا مختبئ تحت سريري خوفاً أن يظهر أسنانه |
Bir yerlerde saklanan kocanızı bulmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تجدي زوجكِ ربما هو مختبئ في مكان ما ؟ |
- Tamam baba evinde oturup yardım uzmanından saklanıyorsun. Bu çılgınlık. | Open Subtitles | أنت مختبئ في منزلك من عاملة التحقيق، هذا جنون |
Bu satırları şu an saklanırken yazıyorum, ve bir an önce söylemek istiyorum ki, şu an yazdığım her şey gerçektir çünkü biliyorum ki, ileride baskı zoruyla bunun aksini söylemek durumunda kalacağım. | Open Subtitles | اكتبُ هذه الرسالة وانا مختبئ مسرع لأقول بأن كل ما اكتبه هنا هو الحقيقة وكلي علم أني سأجُبر في المستقبل لتغيير معتقداتي. |
Bu dünyadaki pek çok tehlike, maskelerin ardında gizli. | Open Subtitles | الكثير من الخطر في هذا العالم مختبئ وراء أقنعة |
Şu anda gizleniyor. Nerede söyleyemem. | Open Subtitles | إنه مختبئ الآن ولن أقول لك أين |
Belli ki bizi atlatmaya çalışıyor. Muhtemelen şehirde bir yerde saklanıyordur. | Open Subtitles | من الواضح انه يحاول ان يُضللنا ربما هو مختبئ هنا فى المدينة |
Bir deniz mağarasında Saklanıyor. Canavarın mesajı çok net. | Open Subtitles | هو مختبئ في كهف البحر إن رسالة الوحش واضحة |
Tamamen dağılmış durumda, pis kokuyor, aç ve kirli ve şimdi de derede Saklanıyor. | Open Subtitles | رائحته كريهة وجائع وجسمه قذر والآن هو مختبئ |
Onun korkusundan sandalyemin altına saklanıyorum ve o da bana eliyle işaret edip dişlerini gösteriyor! | Open Subtitles | أنا مختبئ تحت سريري خوفاً أن يظهر أسنانه |
Sonra ona erkenden dişçiye gideceğimi söyledim. Şimdiyse gidene kadar burada saklanıyorum. | Open Subtitles | اخبرتها أنّي ذاهب إلى طبيب الأسنان، وها أنا مختبئ على أريكتكِ حتّى رحيلها. |
Tüm dünya üzerinde En güçlü orduya sahibiz, en gizli ajanlar ve kusursuz teknolojiye, ama Afghanibaluchapakiwaziristan'da saklanan bir adamı bulamıyoruz? | Open Subtitles | اعني انه لدينا الجيش الاقوى والجواسيس الاذكى والتقنية الاعلى في العالم اجمع لكننا لم نسطتع ايجاد شخص مختبئ |
Güvensizlik maskesinin altında saklanan güzelliği yani. | Open Subtitles | إنّه مختبئ تحت قناعٍ من إنعدام الثقة بالنفس |
Hayır, sen gel! Hatununun arkasına mı saklanıyorsun? | Open Subtitles | كلا، اقترب أنت هل أنت مختبئ خلف عشيقتك، أيها المنحرف الصغير؟ |
Şimdi de, sıskanın arkasında saklanıyorsun. | Open Subtitles | الآن أنت مختبئ خلف الرجل النحيف |
Neden araştırmanı burada saklanırken yapmıyorsun? | Open Subtitles | إذا لماذا لا تقوم فقط بإجراء أبحاثك بينما أنت مختبئ هنا؟ |
Stewie, tüm akşam boyunca arkada gizleniyor muydun? | Open Subtitles | ستوي، هل كنت مختبئ بالخلف طوال المساء؟ |
Belki yatağın altına saklanıyordur ve birden çıkacaktır gibi. Böyle yapardı. | Open Subtitles | كأنـّه مختبئ تحت السرير وسيخرج، هذا ما كان يفعله عادةً. |
Üç bacaklı hamamböceğini bir piyano ile karıştıran bile olsa... burada gizlenmiş birisini bulmamız için dua etsen iyi olur. | Open Subtitles | من الافضل أن تصلى أن نعثر على شخص مختبئ هنا حتى لو كان متنكراً فى صورة صرصار بثلاث أرجل |
Bir korku filminde, kötü adamın o karanlık odada, kapının arkasında saklandığını bilmek nasıl bir his? | TED | ماذا تشعر في فلم الرعب، عندما تعلم أن الشّرير المخيف مختبئ خلف الباب في غرفة مظلمة. |
Hayır, kayıp değildi. saklanıyordu. | Open Subtitles | لا , لم يكن تائه , لقد كان مختبئ |
Bu sesleri yakalamaya, saklı bir kuştan çıkabilecek en ufak hışırtıyı duymalarına yardımcı oluyor. | Open Subtitles | ،هذا يساعد على إلتقاط الصوت هذا يمكنه من سماع أخف حفيف لطيرٍ مختبئ |
Ortağı muhtemelen saklanıp meydanı dikizliyordu. | Open Subtitles | أرجّح أنّ شريكه مختبئ" "في مكان ما يراقب |
Oh. Demek burada saklanıyordun. | Open Subtitles | إذن أنت مختبئ هنا |
Neden burada saklanıyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا انت مختبئ هنا ؟ |